Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ekim '16

 
Kategori
Güncel
 

OHAL’in 3 aylık bilançosu ve Musul Harekâtı…

OHAL’in 3 aylık bilançosu ve Musul Harekâtı…
 

Darbe girişiminin ardından 3 ay önce başlayan OHAL sürecinin ilk evresi yarın doluyor.

40 bin kişinin gözaltına alındığı, 20 bin kişinin tutuklandığı, binlerce kamu görevlisinin ihraç edildiği, binlercesinin ihracı beklediği, TSK’nin yapısının değiştirildiği, gazetelerin, televizyon kanallarının, sendikaların kapatıldığı, seçilmiş belediyelerin atanmışlara devredildiği 3 aylık olağanüstü halin ikinci dönemi 19 Ekim’de gece saat 01.00’da başlayacak.

İkinci OHAL döneminde Türkiye, bir yandan darbenin sorumlularını yargılamaya, bir yandan da sınır ötesinde savaşı ve sınır içinde de anayasal sistemi değiştirme tartışmasına hazırlanıyor.

241 kişinin yaşamını yitirdiği ve 2 bin 194 kişinin yaralandığı 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 20 Temmuz’da toplanan Milli Güvenlik Kurulu, Hükümete OHAL ilan edilmesi tavsiyesinde bulundu.

Tavsiye kararında, terör örgütü olarak sadece FETÖ’nün adı geçti.

MGK, “tavsiyenin”, “Sadece ve sadece demokrasiye, hukuk devletine, hak ve özgürlüklere yönelik tehditlerin ortadan kaldırılması için yapılacak çalışmaları kolaylaştırmak amacına yönelik olduğunu” açıkladı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan aynı gün Bakanlar Kurulu’nu ‘sarayında’ topladı. Erdoğan, ilk kez bir Bakanlar Kurulu’nun ardından kameraların karşısına geçti ve dünyaya Türkiye’de ‘olağanüstü hal’ döneminin başladığını duyurdu.

“Bu uygulama demokrasiye, hukuka ve özgürlüklere karşı değildir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son cümlesinin “Hepinizi Allah’a emanet ediyorum” olması; Türkiye’de başlayan yeni dönemin işareti oldu. 3 ay süre ile ilan edilen OHAL süreci, 21 Temmuz’da başladı.

OHAL döneminin ilk evresinde Saray’da toplanan Bakanlar Kurulu’ndan 8 kanun hükmünde Kararname kararı çıktı. MGK’nin OHAL tavsiyesinde ‘olağanüstü hal’in sadece FETÖ’ye yönelik olduğunun ifade edilmesine karşın, OHAL ilanından 3 gün sonra çıkarılan KHK’de ‘virüs temizliğinin’ çerçevesinin genişletildiği anlaşıldı.

İlk KHK, OHAL dönemi  sağlık kurum ve kuruluşları, özel okullar, yurtlar, vakıflar, dernekler, üniversiteler, sendikalar, federasyonlar ve konfederasyonlara ilişkin kapatma listelerinin devamının geleceği, bunun için yeni bir KHK çıkarmaya gerek kalmadan, ilgili bakanlıklarda kurulacak komisyonların alacağı kararın kurumların kapısına kilit vurmak için yeterli olacağı ilk kararnamede ‘kanun hükmüne bağlandı.’ CHP’nin ve İnsan Hakları Derneği’nin açıkladığı verilere göre ilk 3 ayın bilançosu kabarık: 35 sağlık kurumu, 934 özel öğretim kurumu (53’ü daha sonra açıldı), 109 özel yurt, 104 vakıf, 1125 dernek, 15 üniversite, 19 sendika kapatıldı.

Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı İçişleri Bakanlığı’na bağlandı. Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları, Milli Savunma Bakanlığı’nın emrine verildi. Yüksek Askeri Şura’nın sivil-asker dağılımı, siviller lehine değiştirildi. Başbakan ve Milli Savunma Bakanlığı koltuklarının yanına; Başbakan Yardımcıları, Adalet Bakanı, Dışişleri Bakanı, İçişleri Bakanı da oturdu.

GATA ve asker hastaneleri Sağlık Bakanlığı’na devredildi.

3 aylık OHAL sürecinde TSK’den 4 bin 545 personel ihraç edildi. Kentlerin içindeki askeri birliklerin taşınmasına karar verildi.

Harp Akademileri, askeri liseler ve astsubay hazırlama okulları kapatıldı. Yerine, Milli Savunma Üniversitesi kuruldu. Üniversitenin ilk rektörü olarak atanan Prof. Dr. Erhan Afyoncu, aynı zamanda Türkiye’nin ilk ‘sivil korgenerali’ oldu.

Kamudaki “virüs temizliğinin” rakamları binlerle ifade edilmeye başlandı. Tüm kamu kurum ve kuruluşlarında 93 bin personel görevden uzaklaştırıldı. 59 bin 841 personel kamudan ihraç edildi.

Milli Eğitim Bakanlığı 28 bin 163 öğretmeni ihraç etti. Bu ihracın çerçevesi FETÖ oldu. Ancak daha sonra PKK ile ilişkisi olduğu gerekçesiyle 11 bin 285 öğretmen açığa alındı.

FETÖ ilişkisi gerekçesiyle açığa alınan ve ihraç edilen personelden farklı olarak 11 bin 285 öğretmenin açığa alınmasının gerekçesi “İç güvenlik operasyonlarını ve sokağa çıkma yasağını akamete uğratmak, eğitimi engellemek, terör örgütüne destek verici faaliyet” olarak açıklandı.

OHAL döneminin en ‘hızlı’ çalışan kurumu YÖK oldu. Kurul, 1577 dekanın istifasını istedi. Bir tek dekan bile ‘direnemedi’, tamamı istifa etti.

Fakülteler, vekiller ile yönetildi. YÖK’e çağrılan rektörler ve vekil dekanlar, devlet ve vakıf üniversitelerinde 5 bin 247 personel hakkında işlem başlattı. Bunların içinde 4 bin 225’i görevinden uzaklaştırıldı. 2 bin 341’i ihraç edildi.

İhraç listelerinin FETÖ ile sınırlı kalmadığı, Eğitim Sen üyelerinin, barış için imza atan hocalara destek veren hocaların, hatta imzasını ilk gün çeken hocalar bile ihraç edildi.

Emniyet Genel Müdürlüğü, 9 bin 331 polisle ilişiğini kesti.

Hukuk sisteminde de ‘temizlik’ yapıldı. 3 bin 392 hâkim ve savcının meslekten men edilmesine karar verildi.

2 Anayasa Mahkemesi üyesini de bu kararın içine girdi.

Danıştay ve Sayıştay’dan KHK’lerle ihraç edilen personel sayısı 167 oldu.

İçişleri Bakanlığı’nın üzerinde çalıştığı belediyelere kayyım düzenlemesi OHAL döneminde yürürlüğe girdi. 28 belediye başkanının yerine “hem PKK-KCK’ye hem de FETÖ’ye yardım ve destek gerekçesiyle” kayyım atandı.

Kayyım atanan belediyelerden 24’ü DBP’li, 3’ü AKP’li, biri ise MHP’li belediye oldu.

Bir dönem cemaate açıktan destek veren Ankara, İstanbul gibi gibi AKP’li büyükşehir belediyelerine dokunulmadı.

OHAL döneminin ilk evresinin son kararnamesi 1 Eylül’de yürürlüğe girdi. O tarihten sonra geçen yaklaşık 1 buçuk aylık süreçte Bakanlar Kurulu yeni bir KHK’ye imza atmadı.

KHK ile kapatılan kurumlar, ihraç edilen ve uzaklaştırılan memurlar mağduriyetlerini hem bakanlık koridorlarında hem de muhalefet partilerinde dile getirdi. Aldıkları yanıt yeni bir KHK ile durumlarının düzeltileceği yönünde ifadeler içerdi.

Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin 3 ay daha uzatılmasına karar verdi. OHAL döneminin ikinci evresi 19 Ekim’de gece saat 01.00’de başlayacak.

Yapılan resmi açıklamalara göre; ihraçlar, açığa almalar, mühür vurmalar, gözaltılar, tutuklamalar ikinci OHAL döneminde de sürecek. Türkiye bir yandan darbecileri yargılayacak, yargılarken at izinin it izinden ne kadar ayrıldığını görecek.

Sınır ötesinde savaşacak, sınır içinde terörle mücadeleye devam edecek, rejim değişikliği tartışmaları ile birlikte, anayasal sistemini değiştirmeye hazırlanacak.

Tabi bu arada Irak ile girilen ağız dalaşı ve sözde Irak’ın başlatacağı Musul operasyonu, OHAL’in kanunsuzluklarının üzerini örtmek için güzel bir bahane.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin verilerine göre 100’den fazla gazeteci tutuklandı, 2 bin 500’e yakın gazeteci işsiz kaldı.

115 gazetecinin sürekli basın kartı, 660 gazetecinin sarı basın kartı iptal edildi. 45 gazete, 15 dergi, 18 televizyon kanalı,

23 radyo, 29 yayınevi, 3 haber ajansı kapatıldı. Kapatılan radyo ve televizyonlar polis baskınıyla mühürlendi.

Bu arada Musul operasyonu başladı ve biz yokuz. Şimdi B ve C planlarımızı devreye sokup, Musul’u yedirtmemeye (!) çalışacağız.

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..