Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '11

 
Kategori
Siyaset
 

OHH !.. SEÇİMLER NİHAYET BİTTİ !..

OHH !.. SEÇİMLER NİHAYET BİTTİ !..
 

Hadi herkes iş başına. Türkiye'nin meselesi çok...


Yaklaşık 1 aydan fazla bir zamandır yazı yazmıyordum. Bunun sebepleri çok çeşitli ama en büyük sebebi seçim atmosferine girmiş olan Türkiye’de insanların maymun yerine koyulması garibime gitmişti. Bir nevi “yazı yazmama orucu” da denilebilir buna. Ama şimdi yeniden “vira” dedik ve hoş bulduk !.. Siyasilerin seçim meydanlarında kullandığı dil her ne kadar “politik dil” olarak nitelendirilse de, sokak ağzından hiçbir farkı yoktu.. Sizler de gördünüz, duydunuz, takip ettiniz, gözlemlediniz. En kötü ihtimalle, yazılanları okudunuz. Hangi siyasi partiden olursa olsun, liderlerin meydan ve miting dilinden memnun kaldınız mı ? Birilerinin “seçim geçti hocam, bırak bunları “ dediğini duyar gibiyim. Evet, geçmesine geçti de iz bıraktı be hocam diye de cevap verirdim herhalde… Özellikle günümüzün ve gelecek 4 yılın Başbakanı Sayın Erdoğan’ın kullandığı dil nekadar siyaset dili olarak kabul edilebilir. Meydanlarda sarf edilen “haysiyetsiz”, “edepsiz “, “yalancı”, ”sahtekar”, ”hain”,”ahlaksız”, “şerefsiz”, “kalpazan”, gibi daha nice küfür ve hakaretleri, ne muhatapları hak ediyor, ne de bu hangi köken, eğitim ve kültüre sahip olursa olsun, bu ülkenin halkı hak ediyor. Aksine, bu psikolojik savaş toplumu geriyor. Daha doğrusu ben psiko-sosyal açıdan gerdiğini düşünüyordum ama Pazar akşamı alınan seçim sonuçlarını görünce, “demek ki toplum kadar da gerilmemiş” dedim kendi kendime. Netice itibari ile bir şekilde bunun yansıması olurdu diye düşünüyorum. Ayrıca, toplumun bazı kesimlerinin özellikle Başbakan’ın bu küfürlü söylemlerinden memnun olduğunu, memnun kaldığını sanıyorum. Örneğin Başbakan’ın Kılıçdaroğlu’ndan bahsederken, “biliyorsunuz kendisi “Alevi” dediğinde” kalabalık nasıl da “yuh” çekmişti.. Yine rakipleri için “şerefsiz”, “edepsiz” derken bile miting alanındaki güruh, nasıl da alkış tutmuştu.. Bu da o toplumun sosyo-psikolojik durumunu ortaya koyuyordu aslında.. Hani aynı ile insan… diye başlayan bir ata sözümüz var ya, işte öyle.. Miting ve sesim lügatı zihnimi kirletirken, bangır bangır şarkılar çalarak dolaşan parti otobüslerinin gürültüleri de kafamızı iyice “Çingene tenceresine” döndürüvermişti. Nihayetinde seçim Pazar günü bitti. Hem kafamız, hem zihnimiz rahatlayacak uzun süre.. Durum bu merkezde iken, burada seçim analizi yapmayacağım. Bu başka bir yazının konusu ama herkesin önce derin bir ohh çektiği seçim sonuçları merakla beklenirken, aslında seçimin galibinin kim olduğu da az çok biliniyordu. Asıl merak edilen kimin ne kadar oy alacağı, kaç vekil çıkartacağı, kimin hayal kırıklığına uğrayacağı, kimin siyasetten çekileceği, meclis aritmetiğinin nasıl olacağı ve önümüzdeki 4 yıl içinde Türkiye’nin nasıl şekillendirileceği konusu daha çok öne çıkıyordu. Kimin ne kadar oy aldığını, kaç vekil çıkarttığını gördük ama ülkenin yakın gelecekte, nasıl şekillendirileceğini herkes gibi gerçekten çok merak ediyorum. Çünkü bu hangi partinin kaç sandalye aldığından, kimin meclis dışında kaldığında, kimin galip geldiği veya kimin mağlup olduğundan çok daha önemlidir. Çünkü, başka Türkiye yok !.. İşte bu son sözün bu yeni yasama ve yürütme döneminde meclise ayak basak yeni simaların, bundan sonra kendilerine “sayın vekilim” diye hitap edilecek pek çok kimsenin bu sağ duyu ve sorumlulukla alcağı görevleri eksiksiz, art niyetsiz, birilerini, bir yerleri kollamadan, çalmadan, çırpmadan, çalmalara göz yummadan, bölünme girişimlerine mahal vermeyecek girişimlerle siyaset yapmalarını bekliyorum. Çünkü kim ne yaparsa yapsın bu ülke için yapacak. Yeni dönemin bu ülkeye hayırlı, sağlıklı, uzlaşmalıklı, demokratik ve barışçı olmasını temenni ediyorum.. ../..
 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..