Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '15

 
Kategori
TV Programları
 

Okan Bayülgen Dadist Show yapıyor

Okan Bayülgen Dadist Show yapıyor
 

Bir varmış bir yokmuş yıllar yıllar önce genç bir adam ekranlarda Talk-Show’u sohbetten çıkarttı. Türkiye’de onun gibi düşünenleri peşine taktı. Üslubunun yıkıcı, yırtıcı tavrı bazılarını kızdırırken bazıları da “çok haklısın!” demekten kendini alamadı. En hızlısından tiye almak, matrak geçmek bu adamın sözel üslubuydu. Beden dilini izlemek bazılarının beyinlerinde yumruk niteliğinde etkiler bıraktı, “beni yoruyor abi!” nidaları ile sonlandı ama O hiç vaz geçmedi, dozunu arttırdıkça arttırdı! Dozu kaçırdı, bazen feleğini şaşırdı, ama hep merak uyandırdı. Cinselliği dalga konusu etti, şiddeti pornografik buldu, kompleksleri dövdü, kadınların kilo takıntısına kızdı, güzellik tutkusuna tepki verdi, aşırı alıngana fırçayı attı, kendini de alabildiğine eleştirip, dalgasını geçti. Bir ara “ ben antropoza girmişim, geçende Dr. söyledi” bile dedi.  Sonunda O adam Okan Bayülgen oldu!

Şimdi yeni bir program yapıyor Star Tv’de “ Dada Dandinista” izlediniz mi, yoksa arada mı baktınız veya “Aman, bu adamı hiç sevmem!” diyen guruptan mısınız? Bence birkaç defa sonuna kadar izlemekte fayda var, bakarsınız sizde hastası olur ve Dadist olursunuz. 23:15 de başlayan program iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde 6 konuk alıyor sonra ki bölümünde bir 6 konuk daha geliyor. Yeni çıkan sinema filmlerinin tanıtımı öncelikte… Konuklarını alabildiğine tiye alıyor, termal kamera ile vücutlarını tarıyor, dada hashtag altında “en acımasız soruları”  sosyal medyada sorduruyor aman efendim bir eğleniyor, bir eğlendiriyor!

Tabi bunların hepsi dünyaya nereden baktığınız ile ilgili; eğer pencerenin pervazı sınırsız, rengi de pembeyse, “ben yaşsızım” diye biliyorsanız alabildiğine eğlenceli ama eğer yaşınız ilerlemiş ya da doğarken yaşlı doğmuşsanız, sınırlarınız varsa, renkleriniz siyaha dönmüş ise o zaman aman ha hiç tavsiye etmem! Okan Bayülgen’in bir söyleşisinde dinlemiştim, program “Dadaizm” akımından ismini almıştı ama bir markanın adı olduğu için yanına masalsı tatta “dandinista” yı eklemişti.

Dada Dandinista; masallar aleminden esintileri bir tahta at ile dönme dolapta karşımıza getiren figürlerle başlıyor ve konuklara geçiyor. Aslında sanat sevginiz, ilginiz, eğitiminiz varsa bu sembollerin ne olduğunu da çoktan çözmüşsünüz demektir. Çünkü bu akım “sınır tanımaz” bir üslubu içerir. Okan Bayülgen’in televizyon geçmişini iyi takip ettiyseniz de O’nun aslında çoktandır bir “Dadaist Show” yaptığını fark edersiniz, ama dozu gittikçe arttı ve bazılarımızda bu alışkanlık yaparken, bazılarımız da aşırı dozdan kanal değiştirdi.

Dadaizm ışığında Okan Bayülgen’i anlamak lazım! O sıra dışı tavırları, ne kendini ne de konuklarını ne de seyirciyi rahat bırakmıyor. Dada’nın sınırı olmaz, Dada bir kaba sığmaz! Hayat yeterince acımasız ve yıpratıcı, her şeyi ciddiye almak bedeninizi değilse de ruhunuzu yaşlandırır. Genç ruhunuza geçkin vücudunuz dar geliyorsa Okan Bayülgen’den vazgeçmemelisiniz!

Hayatta vazgeçilmez olmanız dileği ile…

Meraklısına Dada, Dadaizm veya Dadacılık 

 I. Dünya Savaşı yıllarında başlamış kültürel ve sanatsal bir akımdır. Dada; Dünya Savaşının barbarlığına, sanat alanındaki ve gündelik hayattaki entelektüel katılığa,  erotizme bir protesto olmuştur. Mantıksızlık ve var olan sanatsal düzenlerin reddedilmesi Dada'nın ana karakteridir. Dada isminin nereden geldiği konusunda kesin bilgi olmamakla beraber Fransızca ’da “oyuncak tahta at” anlamına gelen "Dada" bu kişilerin yarattığı edebi akımın ismi olarak seçildiği yönünde bir görüş vardır. Bir grup genç sanatçı ve savaş karşıtı 1916  yılında Zürih'te Hugo Ball'in açtığı cafe'de toplandı. Fransızca'da oyuncak tahta at  anlamına gelen Dada akımın ismi olarak seçildi. Bildirisi de burada açıklandı 1923'de tüm Avrupa’ya yayılan o dönemin tüm gelenekçi anlatıma karşı çıkan ve temelde yıkıcı olan bir sanat, düşünce ve edebiyat akımıdır. Bu akımın sanatçıları alışılagelmiş resim tekniklerini bırakarak gündelik kullanılan kağıt, ağaç gibi eşyaları birbirleri ile birleştirerek ilginç eserler ortaya koymuşlardır.  

Dadaizm akımının yaratıcıları akımın ismini koymakta sözlükten yararlanmışlardır. Rastgele bir sayfa açan ve Fransızca çocuk dilinde tahta at anlamına gelen bu kelimeyle karşılaşan sanatçılar da akıma Dadaizm, Dadacılık adını vermişlerdir. Akımları edebiyatımızla karşılaştırıldığında “Cumhuriyet Sonrası Edebiyat Dönemi”nde ortaya çıkan “Garip” topluluğuyla normları tanımamak, tabuları yıkmak gibi benzerlikler göstermektedir. Bu akım; dünyanın, insanların yıkılışından umutsuzluğa düşmüş, hiçbir şeyin sağlam, sürekli olduğuna inanmayan bir felsefi yapıdan etkilenir. Dil ve estetik kurallarını tanımayan, anlatımda başıboş bir yöntem benimseyen, kapalılığı amaçlayan sanat akımıdır. Dada’cı yazarlar, kamuoyunu şaşkınlığa düşürmek ve sarsmak istiyorlardı. Yapıtlarında alışılmış  estetikçiliğe karşı çıkıyor, burjuva değerlerinin  tiksinçliğini, pisliğini, iğrençliğini, berbatlığını, rezaletliğini vurguluyorlardı. Dadaistler aklın hiçbir değerinin olmadığına inanırlar.

Her şeye kuşkuyla bakan dadaistler çevrelerindeki hiçbir şeyin doğruluğuna ve varlığına inanmazlar. Bu akım, hiçbir şeyin sağlam ve sürekli olduğuna inanmayan bir felsefi yapıdan etkilenir. Dadaist sanatçılar, insanları şaşırtmak istemişlerdir. Alışılmış estetik anlayışa karşı çıkarak, dil ve biçimde yeni deneylere girişen dadaistler, dil, biçim, uyak gibi kaygılar taşımaz. Çünkü onlara göre estetiğin hiçbir değeri yoktur. Dadaistler, bilinçsiz bir şekilde hayalle ruhun kontrol edilemeyen boyutlarına kadar ilerleyip karışıklık meydana getirip sanatı bile ortadan kaldırmayı düşünürler. Dadaizmde, bilincin yönünü kaybetmiş bir kuşağın ümitsizliği ve isyanı vardır.

Dada'nın hemen hemen herşeyi inkar etmesi, yeni ve güçlü iletişim yöntemleri yaratmış; bunlar şiirde yeni biçimlerin kullanılması, görsel iletişimde ise kolaj ve fotomontaj gibi teknikler olmuştur. Bu tekniklerde resimli dergilerden, eski mektuplardan, basın ilanı ve etiketlerden kesilen fotoğraflar yeni bir düzenlemeyle yapıştırılmış ve birbiriyle ilgisi olmayan  bu resim ve işaret parçalarından, yeni anlamlar yaratan bağlantıların kurulduğu, genellikle kışkırtıcı nitelikte düzenlemeler oluşturulmuştur.1922'de üyeler arasındaki sürtüşmelerin artması, yıkıcı etkinliklerin bir sınıra dayanması ve çok sayıda Dadaist'in Sürrealizm'e yönelmesi sonucu, varlığını sürdürecek bir zemin kalmadığı için son bulmuştur.

Eğer bu satırlara geldiyseniz artık Okan Bayülgen’e bakış açınız da bir nebze olsun değişmiştir. O zaman hayatta bakış açınızın genişlemesi dileği ile…

www.televizyongazetesi.com

eceer6@gmail.com

https://twitter.com/eceer6

https://www.facebook.com/pages/Ece-Er-%C4%B0le-Ba%C5%9Fba%C5%9Fa/145170645649459

 
Toplam blog
: 781
: 3899
Kayıt tarihi
: 23.09.12
 
 

16- 06- İstanbul'da doğdum. Tatbiki Güzel Sanatlar Tekstil Ana sanat dalı Moda tasarımı bölümünde..