Oktay Akbal’a en büyük ödül !..

Edebiyat ve gazetecilik dünyasının en usta kalemlerinden Oktay Akbal, Muğla insanları tarafından Akyaka’da ölümsüzleştirildi.

Geçtiğimiz yıllarda “Muğla Doktoru” ünvanlı ve üretken insan Prof. Dr. Şadan Gökovalı ve Fethiye’nin taşını toprağını tarihe kazıyan Ünal Şöhret Dirlik dostlarımız da, yine bu güzel insanlarımız tarafından, Muğla için ömürlerini harcayan büyük insanlara, daha yaşarken “Ölümsüzlük İksiri”ni içirdiler…

Akyaka Kültür ve Sanat Derneği (AKSD), geçtiğimiz yıllarda Akbal’ın adını vererek oluşturduğu Oktay Akbal Halk Kütüphanesi’nin bahçesine, şimdi de Akbal’ın büstünün dikilmesine öncülük etmiş… Haberi Devrim Gazetesi’nde Süleyman Akbulut’tan, 3 Ağustos günü okudum.

Prof. Dr. Sadun Ersin tarafından yapılan Oktay Akbal’ın büstünün açılışı 2 Ağustos günü yapılmış, duysaydım ben de mutlaka giderdim.  

Oktay Akbal Halk Kütüphanesi’nde düzenlenen törene; Edebiyatçı ve Gazeteci-Yazar Oktay Akbal, AKSD Başkanı Aydın Turunç, eşi Tarih Sanatçısı Solmaz Turunç, Eski Büyükelçi Sumru Noyan, Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şadan Gökovalı, Mimar, Restaratör, Heykeltraş Prof. Dr. Sadun Ersin, Muğla Sanatseverler Derneği (MUSANDER) Başkanı Sadettin Özbek, Tarihçi ve İnşaat Mühendisi Mehmet Bildirici, CMOK (Cumhuriyet Okurları) Muğla Temsilcisi Abdülkadir Bozacı, Eskişehir Sanat Derneği kurucularından Karikatürist K. Diyar Aydoğdu, Arkeolog Aziz Albek, AKSD üyeleri ve davetliler katılmışlar.

Büstün açılış töreninde konuşan ASKD Başkanı Aydın Turunç; “Sayın Oktay Akbal elindeki tüm olanaklarla kütüphanemize kitap bağışında bulunmuştur. Akyaka’da kendi ismini taşıyan sokak ve kütüphaneyle özdeşleşti. Şimdi de kütüphane bahçesine yapımı tamamlanan büstüyle ölümsüzleşti” demiş. Daha sonra konuşan Edebiyatçı Oktay Akbal, büstün yapımında emeği geçen herkese teşekkür ederek; “Ömrüm daktilo başında geçti. Hâlâ 50 senelik daktiloyla yazıyorum. İnsanoğlu hep üretmeli. Ben de böyle yapıyorum. Sizler de bana gönüllerinizde yer verdiniz. Böyle bir toplantı düzenlenmesi ve büstümün yapılması beni onurlandırdı. Hepinize çok teşekkür ediyorum” demiş.

Akbal’ın ardından konuşan büstün yaratıcısı Prof. Dr. Sadun Ersin de; “Birinci aşamada tasarım ortaya çıkarıldı ve işe çömlekçi çamuruyla başladım. İkinci aşaması da yapım aşamasıydı. Dökümleri oldu, hatalarını düzelttik ve 3 parçalı olarak yapıldı. Teknik aşaması baya bir zahmetli olan büstü yaklaşık 2,5-3 ayda tamamladık. Sayın Akbal büstünü beğendi ve ben de bundan onur duydum” diye konuşmuş, ne güzel…

Hepimiz ölümlüyüz, dünyaya kazık kakmadığımıza göre, bir gün hepimiz kara toprak altına gireceğiz… Tıpkı bizden önceki milyarlarca insan gibi…

Ancak, bu gidişin bir faturası vardır: Kimi ‘bahar otları’ gibi doğar, yağmurlarla büyür; yer, içer, sararır, solar, güz rüzgârlarıyla savrulup, toz olur gider… Bu ‘bahar otları’ bir iz bırakmazlar, doğdukları ve büyüdüklerini kimse farkında olmadığı gibi, yok olup gittiklerinde de kimse bunların ayardına varmazlar, eksiklikleri belli olmaz…

Kimisi hastalıktan, savaştan, terörden, kazalardan, kaynana zırıltılarından ölür; kimisi de bunlara çare bulayım derken ömrünü tüketir…

Kimileri de ‘ulu çınarlar’ gibidirler; bıraktıkları eserlerle, buluşlarla ilelebet kalıcı olurlar. İşte Oktay Akbal üstat da bu ulu çınarlardan biridir!.. Ne iyi etmişler ki; bizim için ne kadar değerli olduğunu, kendisine daha yaşarken, hayattayken göstermişler. Bir insan için bundan daha büyük bir hazine ve onur olur mu? Akyaka AKSD yöneticilerine ve Muğlamın bu güzel insanlarına sonsuz şükranlarımı sunuyorum; sağolun ve böyle kalıcı ve olumlu işlere her zaman imza atmaya devam ediniz!..                 

Sakin KOŞAR…