Oku'ma

Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespitine İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanı Kararı.

Off; daha düzenleme yapan kararın adını okurken yorulduk!

Yorulmamak için oku’ma’mak gerek o zaman!

Kararı da okuma, hiçbir şey okuma.

Zaten o karar da oku’ma diyor üstü kapalı.

Yazılı medyanın tirajı -bedava dağıtılanları çıkardınız mı- “okunmama” boyutuna inmişken…

Gelişen teknolojinin verdiği nimetlerden olan e-gazete, e-dergi, e-kitap’a sevdalı az biraz okuyanın da önünü kesmek, oku’t’mamak gerek.

Bakıyoruz karara…

E-kitap, e-gazete, e-dergideki KDV oranı yüzde 18’e çıkmış.

İlk emri “oku” olan Kur’an-ı Kerim’in mealini eğer tabletten e-kitap olarak okumak isterseniz eğer; onun da KDV’si yüzde 18, yeni yıldan itibaren.

E-kitapta yüzde 10, e-gazete ve e-dergide yüzde 17 artış yapıldı KDV oranlarında.

Okumanın kdv’sini sıfırlamak gerekirken…

Okumayı teşvik için her ne yapılması gerekiyorsa yapılması gerekirken…

KDV artışını anlamak ve kabul edebilmek mümkün değildir.

Bu artışın elektronik kitap, gazete ve dergi olanında olmasının da bir gerekçesi yoktur.

Her zam, her vergisel artış okumayı baltalamaktır.

Çok okuyoruz ya çünkü!

Çok okuduğumuz için çok düşünüyoruz ya! Durmak gerek biraz!

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO’nun verilerine göre Türkiye, dünyada kitap okuma oranı bakımından 86.sırada.

Verilere göre Afrika ülkeleri ile aynı kategorideyiz.

TÜİK araştırma yapmış. İhtiyaç olarak kitap kaçıncı sırada çıkmış?

235!

Dünyada…Dünyada kişi başına kitap için ortalama harcanan para: 1,3 dolar…

Türkiye’de çeyrek dolar.

İngiltere ve Fransa’da her yüz kişiden 21’i düzenli kitap okuyormuş..

Bine çevirelim… Her bin kişiden 210’u düzenli kitap okuyor.

Japonya’da bin kişiden 140’ı.. Amerika Birleşik Devletleri’nde bin kişiden 120’si…

Söylemeye, yazmaya dilimiz varmıyor.

Bizde düzenli olarak kitap okuyan insan sayısı ittirsen kaktırsan ancak binde 1.

Bin kişiden birinin düzenli olarak kitap okuduğu ülkemizde halimizin neden böyle olduğu, neden yerimizde saydığımız, neden birbirimizi yediğimiz, neden darbe gibi girişimlerin olabildiği, neden siyasetin seviyesinin dipten çıkamadığı açık değil mi?..

Başka lafa ne hacet!

Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur misali, biz kendimize bakıyor muyuz?..

İnsan bilgiyle filizlenir, gelişir, ileriye gider.

Dünyada 86.sırada olmak yerine ilk onda olabilseydik misal… Yerimiz bu halde olur ve halen “kadının kocasına ismiyle seslenmesi uygun değildir” gibi safsatalarla mı uğraşırdık?

Türkiye’nin sorunu oku’mamaktır.

Ne yazık ki son karar bir kez daha oku’ma demektir.

Oku’madığımız sürece gelişmemiz imkansızdır.

Oku’madığımız sürece ne bilimde, ne hukukta, ne de doğal olarak eğitimde gelişebiliriz.

Ders kitaplarından ziyade asıl insanı olgunlaştıran romandır, şiirdir, araştırma-inceleme içerikli kitaplardır.

Doğruyu yanlışı ayırt etmek için elimizdeki yegane ilaç okumaktır.

Okuduk mu yürürüz geleceğe. Oku’madık mı kalırız  aynı yerde.

Çok okuyan az konuşur, az okuyan çok konuşur.

Ne var ki “bilmeden boş ve çok konuşmak” neye çare?!