Oku-mu-yo-ruz(!)

Okul Kütüphanecileri Derneği Başkanı Sayın Aydın İleri, 53. Kütüphane Haftası’nda sarsıcı saptamalarda bulunmuş.

Sayın İleri’nin saptamalarına göre;

1.  Toplumun yüzde 39’u hiç kitap okumuyormuş. Yüzde 47’si ise hiç dergi okumuyormuş.

2.  En sık yapılan aktivite yüzde 85 ile televizyon izlemekmiş.

3.  TÜİK’İN güncel olan 2015 yılı verilerine göre, halk kütüphanelerine üye olan vatandaş sayımız 1 milyon 367 bin 139’muş. Bu sayı ülke nüfusumuzun yüzde 2’sinden azmış.

4.  2016 yılı Aralık ayında sonuçları açıklanan, 40 ülkede yapılan “Cehalet Endeksi Araştırmasına” göre, Türkiye 40 ülke arasında en cahil 9. ülke olmuş.

5.  Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre, evinde en fazla 10 kitap olan ailelerin oranı yüzde 27’ymiş. Evlerin yüzde 54’ünde kitap sayısı 25’i geçmiyormuş. Evdeki 25 kitabın çoğunluğu edebiyat eseri değil, ders kitabı ya da test kitabıymış.

6.  Öğrencilerin yüzde 38’inin okul kütüphanesinde 501-5000 kitap bulunurken, yüzde 37’sinin okul kütüphanesinde 500 ve daha az kitap bulunmaktaymış.

7.  MEB’e bağlı okulların yüzde 70’inde kütüphane yokmuş.

Ülkemizin okuma-yazma durumu ortada…

Okumuyoruz…

Evlerimizde kütüphane yok; olmadığı gibi, doğru düzgün                                                                           kitaplarımız da yok…

En iyi yaptığımız aktivite, televizyon seyretmek…

%85 oranıyla televizyon izleme faaliyeti her şeyi anlatmıyor mu?

Senelerdir söyler dururuz: Okumuyoruz diye…

Demek ki değişen pek bir şey yok…

Hâlbuki değişmeyen tek şey “Değişim” değil mi?