Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '17

 
Kategori
Siyaset
 

Okudum "Anladım"

Okudum "Anladım"
 

MADDE 9- Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.

9. maddeye “tarafsız” vurgusu eklenmesine rağmen üçüncü bölümdeki yargı başlığı altındaki 138.madde başlığı ile birlikte 140-154-155-159. maddelere “tarafsız” ifadesi eklenmeyerek bir boşluk ve tutarsızlık yaratılmıştır

                                                                 ***

MADDE 76- Onsekizyaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir.

Seçilme yaşı madem 18 düşürülecekti 2006 yılında yapılan değişiklikte neden 25 olarak belirlendi de o zaman 18’e düşürülmedi sorusu insanın aklına takılıyor. Aslında amaçlanan 18 yaş değilde bu yaştaki erkekler için istenemeyecek olan askerlik şartının daha büyük yaşta olupta bir şekilde askerlik şartını yerine  getiremeyenlere de yol açacak bir süreç mi sorusu da akıllara gelmiyor değil. Sürekli yaş ve seçilme ilişkisini gündeme getirmek yerine başlangçta hiçbir  yaş telaffuzu ve sınırı olmadan düzenleme yapılması daha yerinde olurdu. Kimbilir belki de bir daha ki anayasa değişiklinde gündeme gelir.

                                                               ****

MADDE 87-Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak;bütçe ve kesinhesap kanunkanun tekliflerinigörüşmek ve kabul etmek;para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek; milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygunbulmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.

*    Bakanlar kurulunu ve bakanları denetleyerek bu görevini yerine getiren TBMM’nin bu yetkisi; yapılan değişikte- “bakanlar kurulu” diye bir kurul kalmaması dolayısıyla  bakanlar kurulunun da görevlerini içerecek şekilde yetkisi genişleyen ve sorumluluk alan- cumhurbaşkanını denetlemekle  ilgili bir düzenleme yapılmadığı için TBMM’nin yürütmeyi denetleme görevi kalmamıştır.

*    Ayrıca yapılan değişiklikle bakanlar kurulunun yerini alan cumhurbaşkanına, anayasal düzenlemede “cumhurbaşkanlığı kararnamesi”  çıkarma yetkisi de verildiğinden TBMM’nin ne  kararname süresini ne kapsamını belirleme yetkisi ne  de yetki vereceği muhatabı kalmıştır.

                                                                        *****

MADDE 89- …………………… Yayımlanmasını kısmen veya tamamen uygun bulmadığı kanunları, bir daha görüşülmek üzere, bu hususta gösterdiği gerekçe ile birlikte aynı süre içinde, Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderir. Cumhurbaşkanınca kısmen uygun bulunmama durumunda, Türkiye Büyük Millet Meclisi sadece uygun bulunmayan maddeleri görüşebilir. Bütçe kanunları bu hükme tâbi değildir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, geri gönderilen kanunuüye tamsayısının salt çoğunluğuylaaynen kabul ederse, kanun Cumhurbaşkanınca yayımlanır; Meclis, geri gönderilen kanunda yeni bir değişiklik yaparsa, Cumhurbaşkanı değiştirilen kanunu tekrar Meclise geri gönderebilir.

*    Mevcut anayasaya göre dörtte bir çoğunluk kararıyla kanun yapmak mümkün iken; yapılacak değişiklikle cumhurbaşkanınca geri gönderilen kanunların onayına salt çoğunluk istenmesi,TBMM’nde çoğunluğu bulunan partinin bazı milletvekillerinin oylamaya herhangi bir şekilde katılamaması ya da çoğunluk partisi dışında ki milletvekillerinin vereceği tekliflere oylamaya isteyerek katılmayarak pasif destek vermesi olasılığına karşılık kanun TBMM’ne tekrar gönderilerek çoğunluk partisi bazı milletvekillerinin  denetimi  arttırmakta muhalefetin verdiği tekliflerin kanunlaşmasının  ya da cumhurbaşkanlığı kararnamesinin by-pas edilmesinin önüne  geçilmek istendiği izlenimi yaratmaktadır.                       

  *   Düzenleme cumhurbaşkanının kanunu veto etmesi durumunda ikinci oylamada TBMM üye tamsayısının salt çoğunluğu şartını getirmesine rağmen cumhurbaşkanının bütçe teklifinin TBMM’nde  onaylanmaması durumunda bütçenin cumhurbaşkanınca tekrar gözden geçirilip sunulması gereği bile duyulmaması TBMM’nin etkisini ikincil durumuma düşürmüştür.

                                                                       *****

MADDE 98- ……………………………………..

Yazılı soru, yazılı olarak en geç onbeş gün içinde cevaplanmak üzere milletvekillerinin, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlara yazılı olarak soru sormalarından ibarettir.

*    Mevcut anayasada yürütmeden sorumumlu “sorumlu başbakan ve bakanlara” soru sormak mümkün iken yapılan değişikte yetkisi genişleyen ve sorumluluk alan yürütmenin başı cumhurbaşkanına, millletvekilleri tarafından yazılı dahi olarak soru sormak mümkün değil.

                                                                 *****

MADDE 101-Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş,yüksek öğrenim yapmış,milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir.

Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.

Cumhurbaşkanlığına,  …………………….toplam geçerli  oyların tek başına veya birlikteen az yzdebeşini almış olansiyasî partiler ile en az yüzbin seçmen aday gösterebilir.

Cumhurbaşkanı seçilen milletvekilininTürkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.

………………………………….

Seçimlerin tamamlanamaması halinde, yenisi göreve başlayıncaya kadar mevcut Cumhurbaşkanının görevi devam eder.

*    Yüzbin seçmenin aday gösterebilmesi ne kadar doğru ise  Cumhurbaşkanı adayı gösterme şartlarından  biri olan yüzde on olan oran indirilmilmiş olsa bile yüzde beşlik sınır getirilmesi de o kadar yanlış bir düzenleme demek mümkün. Seçilme katılma şartlarını sağlayan bütün partilerin aday göstermesinde ne sakınca olabilirki!

*    Bu madde de “Seçimlerin tamamlanamaması halinde” vurgusu yapılmasına rağmen seçimlerin nasıl tamamlanacağına ilişkin düzenleme yapılmayarak görevi biten cumhurbaşkanının görev süresi açık uçlu hale getirilmiştir.

*    Seçimlerin tamamlanaması her iki seçimin aynı anda yapılması ve cumhurbaşkanlığı seçminin ikinci tura kalması durumunda TBMM ‘nde oluşan çoğunluk partisine karşın cumhurbaşkanının farklı partiden kazanma olasılığı 15 günlük sürede büyük gerginliğe ve sonrasında ise daha meclis göreve başlamadan iradeyi  yansıtmadığı  tartışmalarına neden olaması muhtemeldir.

*    Tersi durmda ise yani 15 gün sonra ki cumhurbaşkanının çoğunluk partisinden seçilmesi durumunda ise oluşan meclis tablosuna göre halkın oylarının yönlendirildiği tartışmaları söz konusu olacaktır.

*    Milletvekili ve cumhurbaşkanı seçimlerinin aynı gün yapılması ortaya çıkacak olası tablolar ve seçim sürecinin uzaması  birbirine bağlı mutlak gücün belirlenecek  olması    hem adaylar hemde halk açısından stresli bir süreç olacaktır ve bu da süreci yönetebilmeyi zorlaştıracaktır.        

*       Cumhurbaşkanının aynı zamanda parti genelbaşkanı olması, cumhurbaşkanının kendi   duygu ve zihninin karışmasının yanında kendisine nasıl hitap edileceği konusunda hitap etmek isteyenlerde de bir ikilem yaratacak olmasının yanında mesaisinin de bu kadar görevleri yapmasına yeteceği de ayrı bir soru. Parti toplantılarını nerede yapacak, devlet ya da hükümet başkanı olarak görevini nerede yapacak. Parti toplantı ve kongreleri de cumhurbaşkanlığı yerleşkesi sınırları içinde yapılmaz herhalde. Değişikliğin onaylanması durumunda hem parti başkanı hem cumhurbaşkanı olan kişi zaman zaman değişik sıfatlarını vurgulayarak siyaset yapma hakkını kendisinde gördüğü oranda, basında ya da sosyal medyada ki eleştirileri hep cumhurbaşkanına yapılmış gibi algılamayıp, parti genel başkanlığıda yapan siyasetciye yapılacağını kabul etmesi kaçınılmaz olacaktır.

 

                                                              *****

MADDE 104 - Cumhurbaşkanı Devletin başıdır.Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir.Cumhurbaşkanı, Devlet başkanı  sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.

Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde açılış konuşmasını yapmar.

Ülkenin iç ve dış siyaseti hakkında Meclise mesaj verir.

……………………….

Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez. Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde, kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir.

*    Neden bilgi değilde mesaj verir “mesaj” ifadesi ile vurgulanmak istenen nedir? Tam bir açıklılık olmaması bir hiyerarşi varlığı ve meclisi üstü kapalı şeklde yönlendirme algısı yaratmaktadır.

                                                                   *****

MADDE 105-Cumhurbaşkanıhakkında, bir suç işlediği iddiasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısınınsalt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilir. Meclis, önergeyi en geç bir ay içinde görüşür ve üye tamsayısının beşte üçünün gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verebilir.

*    Hiçbir şekilde denetleme görevi bulunmayan, yazılı dahi soru soramayan bir meclisin, Türkiye üstelik “halkın yarısından fazlasının seçtiği cumhurbaşkanı” söylemi gibi retoriğin ve duygusallığın uç noktada prim yapan bir ülkede aktif olduğu dönem içindeki cumhurbaşkanı hakkında değil yüce divan kararı alması önerge bile vermesi “siyaseten” mümkün değildir. Kaldı ki önerge bile verecek duruma gelmesi eğer gerçekçi nedenlere dayanıyorsa “mızrağın çuvala sığmaması”ndan başka birşey değildir. Zaten bu duruma gelmiş olması durumunda çok büyük çalkantıların olması kaçınımazdır. Dostlar alışverişte görsün misali verilecek önergeler ise aleyhinde önerge verileni daha da büyütecektir. Hele ki hitap gücü yüksekse ve de arkasına büyük bir medya desteği almışsa..

                                                                   *****

MADDE 106-……………….Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir nedenleboşalması halinde, kırkbeş gün içinde Cumhurbaşkanı seçimi yapılır. yenisi seçilinceye kadarCumhurbaşkanı yardımcısı Cumhurbaşkanlığına vekâletederve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır.

*    Cumhurbaşkanı yardımcısı sayısı belli olmadığına göre cumhurbaşkanlığı makamının boşalması durumunda hangi yardımcısının neye göre vekalet edeceği başlı başına büyük bir sorun ve belirsizliktir. Ayrıca cumhurbaşkanı seçilme kriterleri anayasada belirtilmesine rağmen cumhurbaşkanı yardımcılarının nitelikleri hakkında sadece milletvekili seçilme yeterliliği kriteri getirilmiştir.Bu çelişkinin önüne geçmek için cumhurbaşkanı seçilmek içinde milletvekili olma kriterleri yeterli olmalıydı. (yoksa bu değişiklik seçilme yaşının daha önce 25’e şimdi ise 18’e düşürülmesinde olduğu gibi ileride yapılacak olan olası anayasa değişikliklerinde “cumhurbaşkanı seçilme yaşının düşürülmesi” söylemlere zenginlik katmak için yaş düzenlemesi önce 25’e sonra18’e düşürülerek, daha sonra ise yüksek okul şartı kaldırılarak en az üç atışta kullanılacak bir rezervmi olacak.)

*    Halk tarafından seçilmeyen atamayla gelen ve cumhurbaşkanı seçilme kriterlerini kapsamayan birinin bu makamı doldurması, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi savunucularının şiddetle karşı çıkması gereken bir durum olmalıydı. Cumhurbaşkanlığının boşalması durumunda TBMM başkanının vekaletinde cumhurbaşkanlığı seçimine gidilmesi daha demokratik olurdu.

*    101. maddenin yedinci fırasına göre, “Seçimlerin tamamlanamaması halinde, yenisi göreve başlayıncaya kadar mevcut Cumhurbaşkanının görevi devam eder”denilmekte iken cumhurbaşkanı yardımcının vekaletinde gidilen cumhurbaşkanlığı seçiminde seçimin tamamlanamaması durumu ise darbe endişesi ile değişikliğe gidilen anayasanın açıklarından bir tanesidir.

                                                                       *****

MADDE 119-…………………………………….

Olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanı, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, 104 üncü maddenin onyedincifıkrasının ikinci cümlesinde belirtilen sınırlamalara tabi olmaksızın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir.Kanun hükmündeki bu kararnamelerResmî Gazetede yayımlanır, aynı gün Meclis onayına sunulur.

*    Olağanüstü hal devam ettiği sürece 119. Maddenin 6. Fıkrası gereğince cumhurbaşkanının aldığı kararlar “kanun hükmünde karaname” olacağından ve 104. Madde de belirtilen “Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez.”fıkrasıile de karanameler yoluyla TBMM’ne kanun tasarısı verme yolu açılmaktadır.

*    Dolayısla “olağanüstü hal şartlarında yapılan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin, kanun hükmünde kararname olduğu belirtiliyor ve meclis onayına sunulur” denilerek aslında olağanüstü hal şartlarında cumhurbaşkanının TBMM’ne sınırsız kanun tasarısı sunma yetkisnin olduğu vurgusu yapılmaktadır.

                                                                *****

MADDE 123- İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir.

İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır.

Kamu tüzelkişiliği, kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiylekurulur.

*    Bu maddeyi birinci fıkrasında “kamu tüzel kişiliğinin” tanımının yapıldığı 127.madde ve 126. Madde ile birlikte ele alındığında; Kamu tüzel kişiliği “kanunla” veya “cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle”kurulur ifadeleriyle cumhurbaşkanının gerektiğinde inisiyatitif alması olarak yorumlamak mümkün. Ayrıca cumhurbaşkanlığı kararnamesinin kanunla çeliştiği durumlarda kanun hükmü uygulanır denmesine rağmen 123. Madde de kulanılan “…kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle….” ifadesi ikisinde eşdeğer olduğu izlenimi yaratmaktadır.

*    Ancak 126. Maddenin son fıkrasında ki “Bu teşkilatın görev ve yetkileri “kanunla” düzenlenir.” Hükmü ile 127. Maddenin ikinci fıkrasındaki “Mahallî idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir.” Ve üçüncü fıkranın son cümlesindeki “Kanun, büyük yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri getirebilir.” ile yine aynı maddenin son fıkrasındaki “birlik kurmaları, görevleri, yetkileri, maliye ve kolluk işleri ve merkezî idare ile karşılıklı bağ ve ilgileri kanunla düzenlenir.” hükümlerinde ki “kanun” ifadesinin “veya cumhurbaşkanlığı kararnamesi” ifadesi olmadan kullanılması gözden kaçan  bir düzenleme değilse 123 maddenin üçüncü fıkrası ile amaçlanan ancak uygulamalardan sonra anlaşılacak gibi görünüyor.

                                                                 *****

Merkezî idare

MADDE 126- Türkiye, merkezî idare kuruluşu bakımından, coğrafya durumuna, ekonomik şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre, illere; iller de diğer kademeli bölümlere ayrılır.

İllerin idaresi yetki genişliği esasına dayanır.

Kamu hizmetlerinin görülmesinde verim ve uyum sağlamak amacıyla, birden çok ili içine alan merkezî idare teşkilatı kurulabilir. Bu teşkilatın görev ve yetkileri kanunla düzenlenir.

Mahallî idareler

MADDE 127- Mahallî idareler; il, belediye veya köy halkının mahallî müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişileridir.

Mahallî idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir.

………………………………….

Mahallî idarelerin belirli kamu hizmetlerinin görülmesi amacı ile, kendi aralarında izni ile birlik kurmaları, görevleri, yetkileri, maliye ve kolluk işleri ve merkezî idare ile karşılıklı bağ ve ilgileri kanunla düzenlenir. Bu idarelere, görevleri ile orantılı gelir kaynakları sağlanır

*    Yerel yönetimlerle ilgili ihtiyaca göre gerek nüfus azlığına göre birleştirme gerekse nüfusu çok yoğun olan yerleri birkaç bölgeye ayırıp tekrar tek yerel yönetim altında birleştirerek mesela “Türk tipi büyükşehir yönetim sistemi”denilmesi olası bir adlandırma ile “daha hızlı” bir düzenlenme yapma güç ve yetkisinde olacağıvurgusu amaçlanmış gibi görünüyor.

 
Toplam blog
: 22
: 550
Kayıt tarihi
: 01.07.06
 
 

1968 doğumluyum. Elektrik mühendisiyim. İnsanın kendisini anlatmasının zor olduğu, bununla beraber y..