Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mart '18

     
    Kategori
    Eğitim
     

    Okul Seçerken Nelere Dikkat Etmeli

    Okul Seçerken Nelere Dikkat Etmeli
     

    OECD ortalaması % 15 seviyelerinde olan eğitimde özel sektör payı Türkiye’de % 8 seviyelerinde yer almaktadır. Bakanlık tespitlerine göre bu öğretim yılında bin 777 özel okul açıldı. 2017-2018 eğitim öğretim yılında özel okullara devam eden öğrenci sayısı, geçen döneme göre % 13'lük artışla 1 milyon 300 bine ulaştı. Bu rakam geçen dönem 1 milyon 150 bindi. Öyle gözüküyor ki bu sayılar da hızla geçilecek ve ülke olarak OECD ortalamasına yakın bir seviyeye kısa sürede ulaşacağız. Zira ardı ardına açılan özel okulların yanı sıra devletin özel okula giden öğrencilere sağladığı eğitim öğretim desteği de bu seviyelerin hızla aşılacağını gösterir nitelikte.

    Anaokulundan İlkokula, Ortaokuldan Liseye, hatta üniversiteye kadar eğitim öğretimin her biriminde özel sektör yatırımları hızla artarken bu eğitim kurumlarına çocuklarını kaydettiren/kaydettirebilen velilerde de okul seçim kriterleri birçok farklı şekilde göze çarpıyor. Eve yakınlık, akademik başarılar, sportif ve kültürel faaliyetler, okulun dünya görüşü, vizyonu, misyonu, marka değeri, ekonomik koşullar, okulun öğretmenleri, öğretmenlerin tecrübesi, eğitim programı, okul binasının elverişliliği gibi farklı farklı faktörler okul seçiminde etken olarak karşımıza çıkıyor. Acaba bu kriterlerden en önemlisi hangisi? Ya da bir sıralama yapılsa hangisi daha önde olmalı? Bu kriterlerin kaç tanesinin varlığı/bize göreliği bizim çocuğumuzu o kuruma emanet edebileceğimizin göstergesi olarak kabul edilmeli? Ya da hangileri olmazsa olmazları?

    Özel okulların 2018 - 2019 eğitim öğretim yılına ait erken kayıt dönemlerinin başladığı bu günlerde değinmeye çalışacağımız konu genel hatlarıyla, anne babaların doğumunu dört gözle beklediği, büyük bir titizlikle yetiştirmeye çalıştığı en değerli varlıkları, çocuklarını okullara kaydettirirken neleri dikkate aldıkları/almaları gerektiği üzerine olacak. Daha çok Okul öncesi ve İlköğretim bazlı bir değerlendirme yapılmaya gayret edilecek. Zira lise ve üniversite seçiminde yukarıda sayılanlardan çok daha farklı kriterler önemli hale geliyor.

    Okul, eğitim çağındaki bir çocuk için günün en önemli ve en verimli saatlerini geçirdiği mekân. Dolayısıyla bu mekânın güvenli ve muhkem olması çok ama çok önem arz ediyor. Günden güne özellikle de metropollerde artan yoğunluğun ve bu yoğunluğun beraberinde getirdiği olumsuzluklardan uzak durulabilecek bir mekânda çocukların eğitim öğretim alabilmesi okul seçimindeki kriterlerin başlıcalarından olarak karşımıza çıkıyor. Okul binasının fiziksel olarak güvenli olması, öğretmen kadrosu ve idarecilerinin güvenilir bir ekipten oluşuyor olması, okulun eğitim programı içerisinde hem okul disiplin kuralları hem de günlük kurallarda güvenliğe önem verilmesi hususları kriterler arasında veliler için oldukça önemli bir yer teşkil ediyor.

    Her anne baba elhak bir dünya görüşüne sahip olup çocuğunu da bu görüş üzerine veya hedeflediği görüş üzerine yetiştirmeye çalışıyor. Bu anlamda okul seçiminde velilerin ilk tercih sebeplerinden biri de okulun dünya görüşü, vizyonu ve misyonu oluyor. Bir veli en kıymetli varlığı olan çocuğunu kendi dünya görüşüne, kendi yaşam tarzına veya arzu ettiği dünya görüşü ve yaşam tarzına uygun bir okula emanet etmek isteyecektir. Bununla beraber her okul bağlı bulunduğu bakanlık ve müdürlüklere göre eğitim müfredatını tamamlamak zorundadır. Söz gelimi Türkçe, Matematik, Fen ve Teknoloji vb. derslere ait müfredat tüm okullarda ilgili dönemlerin sonunda tamamlanacaktır. Ancak özel okullar, bu müfredatın dışında yer alan farklılıklarıyla velilerin tercih sebepleri olacaktır. Okulun kuruluş amacı, dünya görüşü, standart müfredatın dışındaki hedefleri, kısaca vizyon ve misyonu bu şekilde en önemli kriterlerden biri olarak veliler tarafından ön plana çıkarılıyor.

    Çocuğunuzun gittiği okulda edindiği arkadaşlar ve dolayısıyla o arkadaşların velileri de sizin ve çocuğunuzun çevresini oluşturacaktır. Çocuk büyürken çevresi de büyüyecek ve siz veli olarak çocuğunuzun kendi arzu ettiğiniz bir çevrede büyümesini, eğitim almasını sağlamaya çalışıyor olacaksınız. Bu anlamda seçtiğiniz okulun bir önceki maddede ele alınmaya çalışılan ortak dünya görüşüne sahip ailelerin çocuklarından oluşması da velilerin tercih kritelerlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.

    Herkes takdir eder ki eğitim bir süreç işidir. Sözgelimi bir birinci sınıf öğrencisi kayıt olduğu okulda en az 4 yıl kalarak ilkokul kısmını tamamlayabiliyor. Bir çocuğun okuluna, öğretmenlerine, arkadaşlarına ve okulun eğitim programına alışması, okulunu sevmesi elbette zaman alan bir süreçtir ve bu süre zarfında okulun herhangi bir şekilde zayıflama, el değiştirme, satın alınma vb. durumlara maruz kalınabileceği de göz önünde bulundurularak, mağdur olmamak adına, okul seçilirken okulun bir vakıf okulu olması ve kurumsal yapısı önemli bir kriter haline geliyor.

    Eğitim çağındaki bir çocuğun tam gün eğitim programı ile eğitim aldığı bir okulda elbette beslenmesi de apayrı bir kriter. Dolayısıyla çocukların günün büyük bir kısmını geçirdiği okulunda sağlıklı bir beslenme programının olması da hayli önem arz ediyor. Bu bağlamda okullar kahvaltı, öğle yemeği ve ikindi kahvaltısı (Ara Öğün) gibi uygulamalarla öğrenci ve velilerin dikkatini çekmeye çalışıyor. Tabi ki bu öğünlerde öğrencilere sunulan yemeklerin içeriği de oldukça mühim. Özellikle çocukların tüm gelişim süreçlerine etki eden, yiyeceklerin hijyenik bir ortamda hazırlanması ve sunumu; yine kırmızı et, beyaz et, sucuk ve sosis gibi ürünlerde ürünlerin güvenilir ve helal olmasına duyulan hassasiyet; yemeklerin hazırlanması sürecinde kullanılan katkı maddelerindeki titizlik vb. hususlar da sağlıklı beslenme kriterinin önemli alt başlıkları olarak karşımıza çıkıyor.

    Okullardaki beslenme programları ülkemizde genelde kantinler vasıtasıyla yapılıyor. Ancak kantinlerin hususiyle İlköğretim düzeyindeki öğrenciler için beslenme noktasında yararı olduğu kadar zararları da görülüyor. Özellikle, sağlıklı beslenme şeklinde bir önceki paragrafta üzerinde durduğumuz hususlarda Fast Food’a yönlendirme, hamburger, patates, ketçap- mayonez gibi soslar, hazır kek ve bisküviler, cipsler, hazır meyve suları gibi sağlıksız ürünlerin satılması hususlarında, titizlik ve özenle büyütmeye çalıştığımız çocuklarımıza büyük zararlar veriyor. Bunun bilincinde bazı özel okullar kantinin ekonomik getirilerini de bir kenara atarak “Kantinsiz Okul” projeleriyle sayılarını günden güne arttırıyor.

    Elbette tüm bu programın icracıları öğretmenlerimiz. Hani Hz. Ali’nin “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” diye işaret ettiği hayatımızdaki en önemli şansımız olan öğretmenler. Bir özel okul fiziksel yapısı, eğitim programı, sınıfları, laboratuarları, teknolojisi vb. imkânları her ne olursa olsun eğitimin icracısı öğretmenler bu sürecin en zirvedeki kriteri olarak her zaman en tepede kendine yer bulacaktır. Okulun öğretmen kadrosunun özverili, mesleğini seven, kurum kültürüne bağlı, teknolojiyle barışık, tecrübeli ve uyumlu kişilerden kurulmuş olması yukarıda da belirtildiği gibi en zirve kriter olarak her daim ele alınmaktadır.

    Okulun sağladığı sosyal ve kültürel etkinlikler çocuğunuzun özellikle özgüven gelişimi ve kişisel farkındalığını arttırması yönüyle oldukça mühim. Okullar salt eğitim veren birimler olmaktan öte başkaca değerlerin de işlendiği ve çok yönlü nesiller yetiştirmeyi de hedefleyen kurumlardır. Sosyal ve kültürel etkinlikler okul seçimi kriterleri içerisinde bu yönleriyle kendine önemli bir yer buluyor.

    Yukarıda izah edilen kriterlerin dışında da ekonomik koşullar, okulun rehberlik servisi, ikinci yabancı dil, yurt dışı programları, yaz okulları, servis hizmetleri gibi daha bir çok kriter veliler için tercih seçenekleri arasında bulunsa da unutulmamalıdır ki “Okul, aile, çocuk eğitimde sacayağı gibidir”  nitelemesi hala güncelliğini koruyan bir kavram olarak karşımızda durmaktadır. Bu sacayaklarından herhangi birinde oluşan bir eksiklik doğal olarak çocuğumuzda arzu etiğimiz eğitim öğretimin tam olarak tamamlanmamasına neden olabilmektedir. Bu anlamda açıklanmaya çalışılan kriterler ile bir sonuca vardıktan  – bir okul tercihi yaptıktan - sonra da anne baba olarak eğitim süresi boyunca okul ve çocuk ile bu eğitim sürecini koordineli olarak yürütmeli ve okulda aldığı eğitimin evdeki yansımalarında da çocuğumuza destek olmalıyız.

    Okul seçimi gerçekten çok mühim bir konudur. Kulaktan dolma bilgilerle veya anlık kararlarla alınamayacak kadar önemli bir karardır. Bu noktada alınacak kararın çocuğunuzun ömrü boyunca etkisi olacağını ve çocuğumuzun neredeyse bütün bir hayatını etkileyecek bir adım olduğunu da unutmamalıyız.

     

     
    Toplam blog
    : 1
    : 210
    Kayıt tarihi
    : 19.03.18
     
     

    DENİZLİDE BİR ÖZEL OKULDA 2012 YILINDAN BUGÜNE KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ OLARAK GÖREV ALMAKTADIR. ..