Okul zili

Bol güneşli, poyrazlı bir Antalya sabahı. Balkondayım.

Poyraz, gökyüzünü bulutlardan temizlemiş, billûr gibi yapmış. Deniz de billûr gibi olur böyle havalarda. Billûr gibi olan bir başka şeyse seslerdir poyraz esince. Özellikle günün son saatlerinde Otogar'ın saat başları ve buçuklarda çalan kalkış zili bile duyulur kilometrelerce öteden.

Bu sabah yakınımızdaki okul dışında, nispeten uzaktaki bir okulun zili de duyuluyordu poyrazın hikmetiyle. Bir anda çocukluğumun sesleri doluştu zihnime.

Ders saatleri başlarken ve biterken hademeler ellerinde zillerle koridorlarda, okul bahçelerinde zil çalarlardı. Zilin çalması bitmeden çocuk çığlıklarımız doldururdu her yanı. Artık pek çok güzel şey gibi okul zilleri de yok. Elektronik müzikler çalıyor okullarda, zil yerine. Ve bu müziklerin hiçbiri Türk müziği değil.

Hababam Sınıfı'nın Hafize Anası rahmetli Adile Naşit geliyor aklıma; elinde kocaman bir zil, bir yandan gülümseyerek, bir yandan da yaptığı işin önemini bilerek takınmaya çalıştığı ciddiyetli tavırla ve olanca şirinliğiyle çalıyor ders, ya da teneffüs zilini. ( Burada küçük bir açıklama yapmalıyım; bazı kelimeleri şablon gibi ezberler, kökenini hiç merak etmeyiz. ' Teneffüs ' ün ' nefeslenme, soluklanma ' olduğunu hiç bilmeyenler gördüm. Sadece ara vermek olduğunu sanıyorlardı.)

Hangi melodi olduğunu bir türlü çıkartamadığım okulun elektronik zili sustuğunda aklıma şu geldi; ülkemizdeki - neredeyse - herkesin bildiği, seyretmediyse bile müziğini duyduğu bir Hababam Sınıfı gerçeği var. Acaba dedim, Rıfat Ilgaz'ın anısına, bestecisi değerli Melih Kibar anısına ve elbette sevgili Adile Naşit, Kemal Sunal ve o film serisinde oynamış - bugün hayatta olan, olmayan - bütün sanatçılar anısına saygı olarak neden Hababam Sınıfı'nın müziği çalınmaz okullarda?

İster misiniz, Millî Eğitim ile ilgili bir makamdan birileri sesimi duysun ve talimat versin; bugünden tezi yok, okullarda ' Hababam Sınıfı ' nın müziği çalınacak diye? Ne dersiniz, fazla mı hayâlperestim?