Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '09

 
Kategori
Güncel
 

Okula başladık, büyük adam olduk

Okula başladık, büyük adam olduk
 

Bugün okullar açıldı. Arda Kaan da bu sene zorunlu olan ana okuluna başladı. Ben ondan daha heyecanlıydım sanırım. Bayramların tadı kalmadığı gibi okula gitmelerin de mi tadı kalmadı ne?

3 aylıktı Arda Kaan'ı bıraktığımda. Çalışan annelerin kaderi bu. 3 gün ben iş yerinde, o evde ağlamıştı. Biberonu evde benimle alıyorken, ben yokken almamıştı. Sonra bir anneanne, bir babaanne, bir bakıcı, 3 sene idare ettik. Artık kendisini ifade etmeye başlamıştı. Sonra kreşe verdik. Sosyalleşsin, arkadaş edinsin, kural öğrensin diye. 15 gün o kaçtı okuldan ben kovaladım. O gitmeyeceğim diye ağladı, ben ne diller döktüm. Okulun kapısına kadar iyi, kapıya geldik mi başlıyor koşmaya, elimde laptop, çanta ben peşinden. 3. haftada baktı durum ciddi, mecburen gidecek alışmaya başladı. 2 sene yaz kış erkenden o okula biz işe, okula ilk giden ve son alınan çocuk oldu yazları çogunlukla. Şimdi ana okulu. Okul değişti, arkadaşları ve öğretmenleri değişti. 10 gündür hazırlamaya çalışıyorum, pek ciddiye almamış.

Sabah tuttuk babasıyla elinden, hoplaya zıplaya, "okula gideceğim için cok mutluyum" diye diye girdik okulun kapısından içeri. Ana sınıfına geldik, ama sınıfa adımını atmıyor. Güleryüzlü öğretmenimiz geldi, içeri almaya çalıştı nafile. Elinden tutup, kayıt sırasında tanıştığımız ve arkasından koşturmaca oynadığı "güzel" kız arkadaşının yanına oturttuk. Sonra biz dışarı çıktık. Sakin bekledik. Bir gece önce evde taklalar atan o hareketli çocuk, süt dökmüş kedi. Sanırsınız, hep uslu hep içine kapanık. "Utanıyormuş ". Onu eski okuluna götürelim miş. Fatoş öğretmenini istiyormuş. Anlatmaya çalıştım. Biraz yumuşasam, hemen fırlayıp gidecek. Ya öperek vedalaşacağız, ya da ben öpmeden ve arkama bakmadan gideceğim. Öperek vedalaşmakta karar kılıyoruz. Öpüşüyoruz el sallıyor. Erkenden almam için tembihliyor. Bu davranış bir tecrübe gerektiriyor tabii. Daha önce 15 gün süren köşe kapmacada edindiğim tecrübeler.

Sonra işe gelmek için taksiye biniyorum. Genç bir taksici.
"Çocukların çilesi başladı abla" diyor.
"Sadece çocukların mı? Velilerin de. "diyorum dediğime demişime bin pişman olarak. Başlıyor anlatmaya. 3 çocugu var. Biri 9, biri 3, biri bir buçuk yaşında. Hem taksi hem dolmuşculuk yapıyor. Taksi de dolmuş da kendinin. Kural tanımam ben diyor. Bana her kırmızı yeşil. Hızlı giderim çok diyor. Benim işim parayla.
Off diyorum sabah sabah. Bir eğitmen gibi anlatsam mı aman bana ne mi desem diyorum.
Bilinçli toplum olacağız ya, duramam ki. Kuralların neden olduğunu, uyulması gerektiğini her bilinçli insanın bunu yapması gerektiğini anlatıyorum gayet sadece ve cümleleri özellikle seçerek.
"Ne yani şimdi sen bana bilinçsiz mi demek istiyorsun diyor?"
"Kırmızı ışıkta geçer kurallara uymazsan bilinçli bir insan gibi davranmamış olursun" diyorum.
Kelimelerim iğneli.
Benimle aklı başında konuşması gerektiğini farkedip haklısın ama ekmek parası falan diyor. Para kazanmam lazım, yavaş gidersem para kazanamam ki diyor.
Bu sefer başka yerden girip şöyle devam ediyorum.

Kırmızı da geçersen, yeşilde geçmesi gerekenlerin hakkını çalarsın. Belki o insanın acele bir işi var. Başkasının hakkını çalarak kazandığın para sana helal midir diyorum.

Donup kalıyor. Benden hellalik hoşluk cümleler beklemez vaziyette.
Düzelmek lazım evet diyor. Sen böyle konuştuğuna göre , işini çok iyi yapıyorsundur diyor.

"Bilemem diyorum. Elimden geldiğince."
sonra son hamle...
Düşün ki, kırmızı ışıkta geçen biri senin çocuklarından birine çarpıyor, veya sen başka birinin çocuğuna. Kurallar insanların iyiliği için vardır ve uyulması gerekir... Sen yine de uy kurallara diyorum ve iniyorum.

Yürüyorum. Oğlum okula başladı diyorum.

Eğitim şart!

 
Toplam blog
: 91
: 1012
Kayıt tarihi
: 24.02.09
 
 

Yazmak bir tutku benim için. Yıllardır yazmayı seven biri olarak, bilgisayarın icadı ve gelişen t..