Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Uzman Klinik Psikolog Selen Sarıoğlu

http://blog.milliyet.com.tr/selensarioglu

07 Eylül '16

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Okula uyum süreci ve yapılması gerekenler

Değişen hayat şartları bir çok şey gibi“aile” kavramının da değişmesine neden olmuştur .Artık maalesef anne-baba birlikte çalışmak zorunda kalıyor ve çocuğa bakım sağlayacak kişi ya bakıcı ya da aile büyüklerinden birisi oluyor; çocuklarının sağlıklı gelişimine önem verenler içinse ana okulu…

Bakıcı ya da aile büyükleri çocuğa çok iyi bakım sağlayabilirler belki ama sosyal gelişim için aynı şeyi söylemek mümkün değil.Bizim bile iletişimimiz sınırlanmışken çocuklarımıza sosyalleşebileceği bir ortamı "evde"  sağlamak artık oldukça zor.

Bir bireye “sağlıklı” diyebilmemiz için bedensel, zihinsel, psikolojik yönden sağlıklı olmalıdır. Normal olduğunu düşündüğümüz fakat sosyal ilişkilerinde problem olan bireye “sağlıklı” diyemeyiz ki daha önce bahsettiğim sebeplerden dolayı çocuklarda en çok problem yaşadığımız alan  çocuğun sosyalleşmesidir.Bunu da geliştirebileceği en iyi yer ana okullarıdır.

Bu süreç ilk başlangıçta ailenin tutumuna göre zorlu bir süreç olabiliyor.Çocuk doğumdan sonra ilk kez ailesinden ayrılacak ve aile çok fazla koruyucu bir aile ise ya da çok rahat, kuralsız bir aile ise, çocuk okula geldiğinde ayrılma kaygısıyla uyum ve davranış problemleri yaşayabilir. Bu sürenin uzun ya da kısa sürmesi aileye bağlı bir durumdur.

Ebeveynler genelde “çocuğum okula gitmek için hazır mıdır” sorusunu sorarlar.Bu sorunun cevabı çocuğa olduğu kadar aileye de bağlıdır.Eğer anne çocuğunu okula göndermeye hazır değilse, sadece zorunlu olduğu için gönderiyorsa, ayrılırken çocuktan daha çok kaygı yaşıyorsa, aynı kaygıyı çocuk da hissedecek ve kendi kaygısını da ekleyecek ve bu alışma süreci daha zorlu geçecektir.Hele bir de bu süreçte "çocuk ağlıyor,okula gelmek istemiyor, mutsuz,bana artık ilgisiz" gibi nedenlerle okuldan alınırsa, o çocuğu okula alıştırmak daha zor olacaktır Bu dönemde zorluk yaşanıyorsa kurumun psikoloğundan destek alınmalıdır.

ÇOCUĞUN OKULA ALIŞMA SÜRECİNDE AİLEYE DÜŞEN GÖREVLER

Evde kuralsız ya da çocuğun kendi kurallarının olduğu bir ortamdan ayrılıp bilmediği kuralları bir ortama  gelmek, artık uykunun bir zamanının olması, yemek saatinin olması, öğretmenlerin büyük ebeveynler gibi olmaması, ki bu da her istediği yapılmayacağı anlamına gelir, tanımadığı insanlar ve tanımadığı fiziki koşullarda olmak, anne babadan ayrılmak çocuğun okulunu reddi için yeterli sebeplerdir.

Okul seçiminin çocukla birlikte yapılması, okula gitmeden öğretmenlerini ve gideceği yeri tanıması ve çocuğun kendi seçiminin olması çok önemlidir.

·Çocuk ana okulunu reddettiğinde, aileden birileri yanında destekse, okula uyum daha da uzun sürecektir.Bu süreçte tüm aile bireyleri çocuğun okula gitmesi konusunda hem fikir olmalı ve istikrarlı davranmalıdırlar. Bu süreçte sabır çok önemlidir.

·İlk günlerde güven duyduğu kişiyle okula gelmesi, gerekirse anne-babanın sınıfa alınması çocuğa güven kazandırma açısından önemlidir.Bu sürenin uzaması halinde de problem görüleceği için sonraki günlerde kademeli olarak aileden uzaklaştırılması gerekmektedir.Anne  ilk gün sınıftayken sonraki günlerde salonda ya da bahçede bekleyebilir.

·İlk aşamada oyun gruplarıyla ya da okulda geçirilen sürenin kademeli artışıyla başlanabilir.Eğer çocuk ailede bağlı olunan kişiler tarafından getirildiğinde sorun çıkıyorsa onların yanında ağlıyor ve ayrılmakta zorluk yaşıyorsa daha az bağımlı olduğu kişi tarafından getirilmelidir.

·Okul, çocuğa, her gün gidilmesi gereken, oyun oynanan ve arkadaşlarının olduğu bir yer olarak tanıtılmalı ve okula gitmesi konusunda istikrarlı davranılmalıdır.Fakat çocuğun okulda kalma süresi ilk zamanlarda çok uzun olmamalıdır.

·Çocuğa “ne yaptınız bugün, arkadaşlarınla kavga ettin mi, öğretmenin vurdu mu, yemek yedin değil mi” gibi yönlendirici sorular sorulmamalıdır.Çünkü daha sonrasında bu soruları kendi istediği şekilde bu cümleleri size kullanabilir.

·Bazen çocuklar sınıfa girdiğinde ağlamaya başlar.Böyle durumlarda çocuğa tensel temas çok önemlidir.Çocuğu okşamak, gerekirse kucağa almak, diğer sınıflarda da çocukların olduğunu göstermek güveni biraz daha arttıracaktır.”annen sakız almaya gitti gelir, Babasııııı geeel de al bu çocuğu” gibi çocuğun susması için söylenen doğru olmayan şeyler çocuğu belki anlık susturabilir ama ikinci kriz daha şiddetli olacaktır.Bunları söylemek yerine çocuğun dikkatini farklı yönlere çekmeye çalışmakta yarar vardır.

·Bu dönemde çocuklar eleştiriden çok hoşlanmazlar ve inatçıdırlar 3-6 yaş arasında dünya onların etrafında döner.O yüzden çocukları kalabalık ortamda eleştirmemeli, onlara yaptığı davranış iyi ise neden iyi olduğunu ve yararlarını, kötü  ise neden kötü bir davranış olduğunu ve zararlarını sizi anlayacağını düşünerek açıklamalısınız.Arkadaşlarıyla kıyaslamak,ya da “aaa sen abi,abla oldun hala ağlıyor musun” gibi cümleler çocuğun kendine güvenini azaltabilir.         

 
Toplam blog
: 6
: 193
Kayıt tarihi
: 04.03.14
 
 

Lisans eğitimini 2009 yılında Kıbrıs Yakındoğu Üniversitesi'nde tamamlamıştır. Ardından Bilgi Üni..