Okullar, torna tezgahı değildir.

Aynı tip, aynı anlayışta, öğrenci yetiştirme anlayışı, isteği, çağ dışı bir anlayıştır.

Tüm öğrenciler birbirinden farklıdır. Her öğrencinin zeka çeşidi ve düzeyi farklıdır.

Her öğrencinin üstün olduğu bir alan vardır.

Duygusal zeka, sosyal zeka çok önemlidir. Sosyal ve duygusal becerilerin , davranışların gelişmesi için, çok önemlidir,

Artık, klasik zeka testlerinin yerini, çoklu zeka testleri almıştır.

Zekanın yeni tanımları yapılmaktadır. Yaşamdaki başarı açısından, yalnızca bir zeka çeşidi yoktur.

Çoklu zeka kuramına göre, çok sayıda zeka alanı vardır. Bu alanlar eğitimle güçlendirilir.

Sözel zeka(dil), sayısal mantık zekası (matematik), müzik zekası, beden ve ritim zekası, görsel zeka, sosyal zeka, içsel zeka, iletişim zekası, doğa zekası vb

Çoklu zeka alanları her çocukta farklı olabilir, bir veya bir kaç zeka alanı, diğerlerine baskın olabilir.

Yıllardır her öğrencinin matematikten başarılı olmasını bekledik. Her öğrenciyi aynı seviyeye getirmek için yoğun gayret gösterdik. Çocuklarımız bu baskıdan usandılar. Bunalıma girdiler. Çocuklarımızın başarılı olduğu, olacağı alanı, zeka alanını göz ardı ettik veya göremedik. Bu yanlış sistemin içinde çocuklarımız kaybolup gitti.

Bu çark, bir çok alanda başarılı olacak çocukları kökünden kuruttu. Kurutmaya da devam ediyor. Belki de çok güçlü bir yazar olacak çocuğumuzun farkına varamadık. Organize etme düzenleme, örgütlemede başarılı çocuğumuzun sosyal zekasının farkında olmadık. Ona, matematik ödevlerini yapıp yapmadığını sorduk durduk.

Bedensel ve ritmik hareketlerini gördüğümüz çocuklarımıza kızdık. Doğru dürüst işlerle uğraşmasını tembihledik. Arkadaşlarıyla, çevresiyle iyi ilişkiler kuran , herkes tarafından sevilen çocuklarımızdan kaygı duyduk. Tanımadığı kimselerle konuşmasını yasakladık.

Ne yazık ki okullarımızda aynı sistem ve anlayış devam ediyor.

Okullarımız, öğrencilerimizi çoklu zeka anlayışına göre eğitmiyor. Böyle bir donanım ve anlayışa da sahip değil.

Bunun yapılabilmesi için, öğretmenlerin bu konuda iyi bir eğitim almaları gerekiyor. Eğitime ayrılan bütçelerin artması gerekiyor.

Öğrencilerimize lüzumsuz bilgileri yüklemekten vazgeçelim. Her öğrenciyi her konuda bilgilendirmek, eğitmek ve de aynı seviyeye getirmek düşüncesi, işin doğasına aykırıdır.

Öncelikle her öğrencinin ayrı bir değer olduğunu kabul etmeliyiz. Her öğrencinin güçlü zeka alanını bulmalıyız. - B u o kadar kolay gözükmüyor, henüz böyle bir anlayışta yok.-

Çocuklarımıza tarih , coğrafya ezberletmeye devam ediyoruz.

Çocuklarımıza edebiyat yaptıracağımıza, edebiyat tarihini okutuyoruz. Onların becerilerini, zeka alanlarını ortaya koyacak bir girişimde bulunmuyoruz.

T. Edison'u bilirsiniz. Ampulü bulan bilim adamı. T. Edison , okulda başarısız bir öğrencidir. Okumayı yazmayı bile zor öğrenir. O zamanlar öğretmeni tarafından geri zekalılıkla bile suçlanır. Oysa, Edison zeka alanı farklıydı. Sonunda onun insanlığa nasıl yararlı olduğunu gördük.

Cocuklarımızın, öğrencilerimizin, baskın olan zeka alanlarını bulalım, bu alanların geliştirilmesi için uygun eğitime yönlendirelim. Bu durum başta çocuklarımız olmak üzere, herkes için yaralı olur.

Eğitim bir torna tezgahı değildir, aynı tip ve düşüncede öğrenci yetiştirmek anlayışından vazgeçelim.