Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ekim '12

 
Kategori
Güncel
 

Okullar açıldı, hasta çocuk sayısı arttı

Okullar açıldı, hasta çocuk sayısı arttı
 

Gazete haberlerinin başlıkları böyle: "Okullar açıldı, hasta çocuk sayısı arttı." Çocuklarımız çok çabuk hasta olmaktalar. Okulların açılmasıyla, çocuk hasta sayısında artışlar gözleniyor. İyi de çocuklarımızı hasta eden okullarımız değil.

Önce nedenlerine bakalım:

Çocuk sabahçıysa çok erken kalkmaktadır. Uyku haliyle bitkin ve iştahsızdır. Kahvaltısı hazır olsa bile ya hiç yiyememekte ya da çok az yemektedir. Bir bardak ılık su içse çok iyi olacak, ama bunu da ebeveynler de çocuklar da yapmamaktadır. Kolay yenen meyvelerden yeseler bu da çok iyi olacak, ama bunu da yapmadan okullarına gelmektedirler.

Her sabah, sabahçı öğrencilerin çoğuna kahvaltı yapıp yapmadıklarını sorarım; ama aldığım cevap çoğu kez ve çoğunlukla "hayırdır".  Yani çocuklarımız, sadece ilkokula, ortaokula ve liseye gidenler değil; üniversiteye gidenler de kahvaltı yapmamaktadır. Yeteri kadar su da içmiyorlar, meyve de yemiyorlar.

Bugünkü gazetelerden bir haber: "Puanlar yükseliyor, hayat becerisi azalıyor. Portakal soyamadığı için yemeyen öğrencileri var. Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr.Memduh Sami Taner, üniversitelerde portakal soyamadığı için yemeyen öğrenciler olduğunu belirterek. "Bunun kökenine bakınca, "Al yavrucuğum" diyen, portakalın kabuklarını soyup, hatta ağzına yediren anneleri görüyoruz. Anneler, neredeyse çocuklarının dişlerini fırçalayacak" dedi." (Milli Gazete, 14.10.2012 Pazar)

Her bakımdan normal olan, zeki olan çocuklarımıza özbakım becerilerini kazandıramıyoruz. Kendi kendilerine bakamıyorlar. Bolca su içip, her biri sağlık kaynağı olan bu mübarek vatanımızın ürünleri şipşirin meyvelerinden de bolca yememektedirler. Hastalığın birinci nedeni erkenden yola çıkma ve sabahları yiyip içmemek.

Diğer ve gözden kaçan çok önemli bir neden de sıcaklar ve sıcak havalardaki yanlış kıyafetler ile giyinme tarzı. Son yıllarda dünyamız insanlar tarafından ateş küreye dönüştürüldü. Mevsimler tanımlandığı gibi değil. Eylül, Ekim ve Kasım ayları bazı yıllar; bu sene de olduğu gibi bir bahar mevsimi gibi. Kasım ayına girmeye daha var, sıcak da olabilir, çok soğuk da olabilir. Ülkemizin bazı bölgelerinde yaz mevsimi sonbahar aylarını da kapsadı.

Okulların giyim model ve formaları var. Rengarenk önlükler ve çoğunlukla siyah, lacivert ve gri olan pantolonlar üzerine gömlekler; bu gömlekler ile formaların üzerine de kalın montlar giyilmektedir. Kiminde yelekler de var. Çocuklarımız, havanın sıcaklığına karşın,  kalın kalın montlarını bu sıcaklarda giymektedirler. Hergün kaç çocuğa bu montları çıkarttırdığımı saysam da buraya yazsam, şaşarsınız. Ter içinde kalıyorlar, ama akıl edip çıkarmıyorlar. Sabahları ve bir de akşamları nisbeten soğuk olduğunda giyseler birşey demeyeceğim, ama bütün gün o sıcak güneşin altında ve sınıf camlarından, özellikle de güneye bakan sınıfların camlarından sınıfa doluşan güneş sıcağı bu kalın giysiler içindeki çocuklarımızı kavrum kavrum kavurmaktadır. İşte çocuklarımızın bu yaz sonbaharı mevsiminde hasta olmalarının en önemli nedeni bu sıcaklarda giyilen kalın giysilerdir.

Sadece soğuklar değil, sıcaklar da insanı hasta yapar.

Diğer bir neden de kantinden alınan çok soğuk içeceklerdir. Bahçede ve sınıfta terliyken, çocuklarımız, bu buz gibi içecekleri içerek hasta olmaktadırlar.

Eve yorgun giden çocuğun ılık duş alamaması, kısmen karnını doyurup bir müddet uyuyup dinlenememsi de çocuklarımızı hasta etmektedir. Okuldan yorgun gelen çocuk, o yorgun haliyle ve hiç dinlenmeden bilgisayarın başına geçip iyice bitap düşene kadar bilgisayarın başında kalakalmaktadır. Fazla verilen ödevler de çocuğun dinlenmesine engeldir.

Soğuklardan kaynaklanan hastalıklar hepimiz tarafından zaten bilinmektedir.

Beden eğitimi derslerri de çocuklarımızı hasta etmektedir. Okullarımızda kapalı spor alanları hemen hemen yok gibidir. Güneş altında ya da soğukta Beden Eğitimi dersleri yapılmaktadır. Çocuklarımız da, bu dersin öğretmenleri de sağlıklarından çok şey kaybetmektedirler.

Okul müdürleri başta olmak üzere okuldaki tüm öğretmenler, bu konuda çok duyarlı olmalıdırlar.

Tuvaletler her zaman temiz olmalı ve her katta yeterli göz sayısında çocuk tuvaletleri mevcut olmalıdır.

"Her işin başı sağlık" ve çocuk varsa toplum vardır; millet vardır, aile vardır, gelecek vardır. O zaman her işin başı sağlık olduğu kadar, sağlıklı çocuk olmalıdır.

Hangi yaşta olursak olalım iki şeye çok dikkat etmeliyiz: Sağlığımızı korumaya ve zamanımızı değerlendirmeye....

ÇOCUK KONULU ÖZLÜ SÖZLER

*Her ninnide milyonlarca çocuk başı ve rüyası vardır. (Ahmet Hamdi Tanpınar)

*Çocuklar, bir bakıma henüz zehirleri oluşmadığı için, sokmayan böceklere benzerler. (Cemil Sena Ongun)

*İnsan torun sahibi olduktan sonra, çocuklarını anlamaya başlar. (Erich Kösner)

*Çocukluk denen filmin ikinci kez oynatılmayacağını bir düşünselerdi, anne ve babalar, belki de çocuklarından çok hoşlanırlardı. (Evelyn Nown)

*Çocuksuz bir yuvaya, tam bir yuva denemez. Çocuklar da, doğdukları yuvada, sonuna kadar pek az kalırlar. (Franklin Jones)

*Bir çocuğun aldığı ilk izlenimler, bütün ömrünce sürer. (Heinrich Sclimann)

*Çocuklar donmamış beton gibidir, üzerlerine ne düşse iz yapar. (Haim Jinott)

*Sabah, günün habercisi olduğu gibi, çocuk da kişinin habercisidir. ( John Milton)

*Çocuğa verilecek en güzel şey zamandır. (Locke)

*Çocuklar, fakirlerin servetidir. (Thomas Fulker)

*Küçük çocuklara olan bağlılık, insanı asla küçültmez, aksine büyütür. (W.Forster)

*Çocuklar, hayat piyangosunun çok pahalı alınmış biletleridir. bu bilete büyük ikramiye vurması ya da boş çıkması sizin elinizdedir. (Wilhelm stakel)

*Çocuk sesi, insanı, gençleştirir. (William Stakel)

BİR ÇİFT SÖZ DE BENDEN OLSUN:

*Her çocuk; başlangıçta anne babasının çocuğu olsa da, hayatının bütününde toplumun, insanlığın evladıdır.

*Arkadaşlarınız, konuştuklarınız ve sevip değer verdikleriniz hep çocuklar olsun; bu durumda kendinizi, hergün toprağa yeni bir fidan dikmiş gibi hissedip çok huzurlu olacaksınız.

Dünyasını sevgiyle ören o anne babalara ve yetişkinlere sevgilerimle deyip, noktayı koyalım bu yazıya da...

 

 
Toplam blog
: 323
: 2029
Kayıt tarihi
: 04.09.06
 
 

Yaşanan her hayat en iyi hayattır; yeter ki içinde kötülük olmasın!.. ..