Okullarda sınıf seviye şubeleri oluşturmanın sakıncaları

Özellikle İlköğretim Okullarında oluşturulan sınıf seviye gruplarının eğitim açısından sakıncaları dile getirilmeye başlandı. 

“Konya’da bir velinin şikayeti üzerine, söz konusu okulda inceleme başlatıldı. 

” Selçuk Eğitim Fakültesinden alınan,  

“Nota dayalı sınıf seçimlerinin öğrencilerin psikolojisini olumsuz yönde etkiler, şeklindeki raporu Konya İl İnsan hakları Kuruluna sunuldu.” 

“Konya İl İnsan Hakları Kurulu, okullarda sınıf şubeleri oluştururken öğrencileri not esasına göre seçmenin insan hakları ihlali olduğuna karar verdi.” 

3.Ocak.2011 tarihli bir yazı ile Milli Eğitim Bakanlığı tarafından valiliklere gönderilen genelgede,  

“Şubelerin oluşturulmasında öğrencilerin başarı durumlarına göre özel sınıf oluşturulmaması , Anayasamız ve insan hakları açısından dikkat edilmesi gereken önemli bir husustur” denildi. 

Yapılan gözlem ve deneylerden çıkan sonuç, öğrencileri çalışkan , az çalışkan, çok çalışkan, başarılı, başarısız olarak ayırmanın öğrencilerde okula karşı motivasyonu olumsuz yönde etkilediği yönündedir. Kaldı ki, öğrenci başarısının eğitim süresinde ne zaman ortaya çıkacağı belli değildir. Bir yıl başarısız sayılan bir öğrenci diğer yıllarda başarı sağlayabilir. 

Özellikle ilköğretim ikinci kademesinde okuyan çocukların tam ergenlik çağı içinde oldukları düşünülecek olursa, öğrenciler arasındaki ayrıma karşı öğrencinin hangi duygular içinde bulunacağı ve ne gibi tepkiler vereceği açıktır. 

Toplumsal veya sınıfsal ayrıma benzer bir duygunun ilköğretim çağındaki çocuğa verilmesi veya hissettirilmesi onda nasıl yaralar açabileceğini tahmin etmek hiç de güç değildir. 

Başarılı veya başarısız çocukların ayrılması bir an için öğretmen veya idareye rahatlık getirebilir. Okulların öğrenciler için var olduğu düşünüldüğünde bu rahatlığın anlamsız olduğu anlaşılır. 

Öğrencilerin, sözümona başarı durumlarına göre ayrı ayrı sınıflara konulması sınav kaygılarından kaynaklanan bir durum olduğu söylenebilir. 

Öğrencileri daha başından başarılı ya da başarısız olarak ayırmak, eğitimin en büyük sakıncalarından biri olan “önyargı” yı getiriyor. Öğrenciye önyargılı yaklaşımın ve buna göre onu sınıflandırmanın eğitim öğretimde yeri olmaması gerekir. 

Bakanlığın konunun önemini vurgulamasına rağmen uygulama çoğu okullarda devam etmektedir. 

Bir eğitimci olarak konuyu önemli görmekteyim ve pek çok eğitimcinin de aynı düşünceleri paylaştığına inanıyorum. 

Hüseyin Seyfi.