Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Temmuz '15

 
Kategori
Deneme
 

Okuma günü

İstanbul’a geleli daha iki sene olmuştu. Emine mahallenin ilkokuluna başlayacaktı. Kardeşi Hatice ise daha üç yaşındaydı annesi tüm gün kardeşi ile ilgilenmek durumundaydı. Emine beyaz tenli, lüle lüle kömür rengi saçları olan ve cıvıl cıvıl parlayan gözleri ile etrafta olup biten herşeyi dikkatle izliyordu. Akşamları babası eve gelince önce yemeğini yiyor ardından eline gazetesini alıp gün boyunca neler olduğunu okuyordu. Emine gazete denilen büyük kağıt parçasında bu kadar önemli neler olduğunu çok merak ediyordu. Bu yüzden okuma yazmayı öğrenmeyi çok istiyordu. Okulun en küçükleri birinci sınıflardı. Emine derslerini dinleyen, öğretmenin istediklerini en iyi şekilde yerine getiren, azimli ve başarılı bir öğrenciydi. Okul şubat tatiline girmişti. İstanbul neredeyse 50 senedir bu kadar kar yağışı ile karşı karşıya kalmamıştı. Boğaz köprüsünü insanlar yürüyerek geçiyordu. Olumsuz hava koşulları yüzünden kimse evinden çıkamaz hale gelmişti. Dolayısı ile dükkanlarda kapalıydı ve bir çok aile tek odada yaşamaya mecbur kalmıştı. Yer yer kar kalınlığı neredeyse bir metreyi buluyordu. Herkes bu durumu afet diye düşünürken, Emine ve arkadaşları ise yağan karın tadını çıkarıyordu. Şubat tatilinin bitmesine rağmen okullar kardan ötürü açılamamıştı. Annesi Emine’ye ne kadar dikkat etmesini söylese de annesini dinlemediği için ara ara ateşi çıkıyordu. Böylesi durumlarda annesi ninesinden öğrendiği sıcak karışımı yapıp, içiriyor ve ateşini düşürüyordu. Mart ayının sonuna yaklaşırken, kar İstanbul’dan ayrılmaya başlamıştı. Nihayet okullar açılacaktı.
 
Ertesi sabah okula gitmek üzere hazırlandı, çantasını sırtına takıp yürümeye başladı. Üzerinde bir ağırlık hissediyordu sanki ateşten ötesi varmış gibi geliyordu. Okula vardığında öğretmeni ders boyunca Emine’nin kızarık yanaklarını, bitkin halini ve gözlerinin çukurlarına kaçmasını gözlemledi. Ders sonunda kendisini hademe ile evine yolladı. Kapıyı açan annesi Emine’yi ve hademeyi görünce şaşırdı. 
A: hayırdır ne oldu?
H: öğretmen hanım gönderdi, hasta olabilir dedi
A: teşekkürler
Annesi Emine’nin ateşine baktı. 40 derece ateş olduğunu görünce hemen kocasını arayıp hastaneye gideceklerini söyledi. Hastaneye vardıklarında Emine’nin görünüşü hoş değildi. Hemen hemşire kendisine öncelik verip doktorun yanına götürdü. Doktor Emine’yi kontrol ettikten sonra dışarıda bekleyen annesine
D: kızınız kabakulak
A: amanın…… ne olacak şimdi
D: ilaç alacak dinlenecek ve geçecek
A: peki
 
Annesi ve Emine eve vardıklarında babası büyük bir heyecan ile neler olduğunu sordu. Annesi bir çırpıda anlattı. Babası karda üşütmüş olmalı veya okuldan mı diye düşünürken, Emine odasında uyumuştu. Bir kaç hafta okula gidememişti. Evde istirahat halindeydi. Tam iyileştim diye düşünürken bu sefer yüzünde kırmızı noktalar belirmeye başladı. Babası hemen doktor çağırdı. Emine bu sefer de kızamık olmuştu. Bir kaç hafta da kızamık için okula gidemedi. Gene tam düzeldim derken, komşunun çocuğundan suçiçeği bulaştı. Doğal olarak gene iyileşene dek evde istirahat etmeye devam etti. 
Aradan geçen onlarca hafta sonunda tamamen iyileşmişti fakat bu sefer de okul yaz tatiline girmişti. Emine ilk okuma yazmayı öğrenen ama en son kurdeleyi takan öğrenci olmuştu. Ve Emine’yi çok seven öğretmeni ona özel okuma günü düzenledi.
 
Toplam blog
: 29
: 53
Kayıt tarihi
: 02.03.15
 
 

beynimin içinde amaçsız dolaşan harfleri bir araya toparlayıp önce kelimeler haline getirmeliyim ..