Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '16

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Okuma yazma tutkusu

Okuma yazma tutkusu
 

Yazmak benim için hala bir tutku.


Yazmak, o çizgi romanlardan başlayarak kitapları büyük bir hayranlıkla okumaya başladığım zamanlardan beri içimde yaşayan bir çocuk. Büyüdükçe becerileri, hevesleri artan, farklı alanlarda zıplayan bir yaramaz.

Eminim ki benimkine benzer yollardan geçen, benim gibi kitap düşkünü olan pek çok başka kimse de küçük farklılıklarla benzer şeyler yaşamış ve yaşamaya devam ediyor.

Bugün oturup bu yanımın, içimdeki bu çocuğun elimden tutup beni nerelere çektiğini neler yaklaştırıp nelerden uzaklaştırdığını düşündüm.

Bunca yıl boyunca alıp biriktirdiğim kitapları, küçük notlardan birkaç sayfa tutan yazılara kadar yazdıklarımı, şiirlerimi ve onlarla geçirmiş olduğum zamanları düşündüm.

Yazmak benim için hala bir tutku, hala elimin altında kâğıt kalem olmadan yatağa girmiyorum, cebimden kalemim ve not defterim eksik değil bunları da düşündüm.

Böyle bir tutkum olmasaydı. Kitapları izlemek, almak, okumak, biriktirmek için ve yazmak için kullandığım zamanları, kullandığım beyin enerjimi, parasal kaynaklarımı başka şeylere yönlendirseydim neler olurdu sorusuna yanıt aradım.

Elbette sonsuz sayıda olasılık içinde böyle bir soruya tam net ya da nete yakın bir yanıt vermek mümkün değildi, ben de vermedim.

Eğer okuyan, üstelik kitapların size sunduğu sayısız ilginç konuya bir çocuk merakıyla ilgi duyarak okuyan biriyseniz, roman almaya girdiğiniz bir sahaf dükkânından elinizde meraklılar için anatomi kitabı ya da kadınlar neden farklı düşünür adlı bir kitapla çıkan biriyseniz bu sizi diğerlerinden farklı kılar. Böyle biriyseniz, ufkunuz okumayan kimselere göre çok daha geniş durumda demektir. O geniş alanda da hiç kuşkusuz yukarıdaki gibi bir sorunun sayısız yanıtı vardır.

Okumak ve yazmak gibi bir tutkum olmasaydı doğal olarak dünya görüşüm de bugünkünden farklı ve genel kültür düzeyim de büyük olasılıkla daha sınırlı olacaktı.

Sınırlı bir iki alanda yoğunlaştıracağım çabalar beni bugünkü yerimden başka noktalara çekecek, şimdiki durumuma göre daha mutlu ya da daha mutsuz biri kılacaktı.

Belki kültür, sanat işlerine harcadığım zamanımı, enerjimi, paramı başka maddi varlıklar kazanmak için kullanacaktım. Belki o günlerde köyde tarlasını satıp kente gelip taşeronlukla başlayan ve zamanla zengin olan dostlarımızla aşık atabilecek duruma gelecektim.

Belki de biraz kazandıktan sonra serbest piyasadaki serbest çelmelerden birini yiyip yere kapaklanacaktım. Çelme yiye yiye çelme atmayı öğrenecektim. Sonuçta param da, deneyimlerle kazanılmış olanlar dışında okunarak kazanılmış genel kültürüm de olmayacaktı.

Elbette iş olasılıklara dökülünce söylenecek çok şey var.  Çok şey doğal olarak farklı gelişecekti.

Benim durumum da, benim gibi okuma düşkünü olup da “var”larını tıpkı benim gibi başka alanlara yöneltmeleri mümkünken kitaplara harcayan başka dostlarımın da hal ve ahvali de farklı aşamalardan geçecekti, şimdikinden farklı daha olacaktı.

26.11.2016 12:07

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..