Okumadan, yazıyoruz

6992.. Milliyet Blog'da şu an kayıtlı yazar (blogger) sayısı... Bunların kaçı halen aktif durumdadır ya da kim, ne aralıklarla yazmaktadır ? Bilmiyorum ancak bu bana sorarsanız azımsanmaması gereken bir sayı... Her yazarın farklı bir kimliği, yaşam tecrübesi, bakış açısı vs. olduğunu düşünürsek; MB da önemli bir tartışma ortamı sunmuş oluyor. Ancak bazı eksiklikler mevcut..

İlk şikayetim yazıların tamamlandıktan sonra yayınlanması için beklediğimiz uzun süreler; Özellikle güncel konuları yazanlar için sıkıntı verici bir durum. Zaman o kadar hızlı ilerliyor, gündem o kadar çabuk değişiyor ki yazınız yayınlandığında farklı bir konu tartışılıyor belki de.

Diğer bir eksiklik, sürekli demokrasiden bahsederken, farklılıklara saygıdan dem vururken, diğer yandan beğenmediğimiz yazılara ters yorumlarda bulunmak ya da yapılan yorumlara kötü cevaplar vermek (benim başıma pek gelmese de zaman zaman tanık oluyoruz) Bence iyi bir yazar (blogger kelimesini pek sevmedim) eleştirilmeyi kabullenebilmeli hatta bunu bir fırsat olarak bilmelidir.

Bir de okunma kaygısıyla ya da fanatik tutumlarla hareket ederek yazılan çok taraflı yazılar var. Tabii ki her emeğe ve bu emeğin ürünü olan her bir yazıya saygı duyuyorum ancak sürekli Atatürk üzerinden ya da sürekli aynı kişi üzerinden (ünlü bir isim; sanatçı, futbolcu vs.) ya da ak parti, chp vb. hareket edince işin tadı kaçıyor.

Çok önemli bir nokta da yorumlarla ilgili; Yüzlerce kez okunan yazılara bile hiç yorum yapılmadığına şahit oluyoruz. Oysa ki yapılan her bir yorum, hem farklı pencerelerden olayı irdeleme şansı verir dolayısıyla çözüme-sonuca ulaşma olasılığımızı arttırır hem de yazarın eksiklerini/hatalarını görmesi adına fırsat olur. Bu tartışma kültürüne sahip olmayı da kolaylaştıracaktır.

Ve gelelim en büyük soruna: O-KU-MU-YO-RUZ.. Sanırım geçenlerde Can Dündar yazmıştı; Dünyada okumadan yazan yazarlar sadece bizde var diye. Gerçekten de bu ciddi bir sorun. Her gün yüzlerce yeni yazı önümüze sunuluyor ve bir çoğu okunmadan unutulup gidiyor. Belki de bu yüzden bir çok fikir de tartışılmadan, eleştirilmeden yok oluyor. Ayrıca yazmak kolay bir şey olmamalı, basit görülmemeli. Kimse her şeyi tecrübe edecek kadar uzun yaşayamayacağına göre başkalarının tecrübelerinden daha fazla yararlanmalı, daha fazla okumalıyız. Ancak daha fazla okuyarak daha fazla öğrenerek bir şeyler aktarabilir, nitelikli yazılar oluşturabiliriz.

İstatistik olarak günde kaç yazı yazılıyor ? Veya kaç yazı okunuyor ? Bilmediğim için daha fazla uzatmıyorum. Ancak bu konuda dikkatli olmalıyız. Elimizden geldiğince okumalı ve hatta ardından kendi fikrimizi de belirtmeliyiz. Bu neden benim yazılarım okunmuyor ? vb. tartışmaları da bitirecektir.

http://www.facebook.com/semih.tursen?ref=tn_tnmn