Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mart '12

 
Kategori
Deneme
 

Okumak insanı hayattan uzaklaştırır

Okumak insanı hayattan uzaklaştırır
 

Bir insanı oku diye yıllarca kitap sayfalarının içine gömüp ömrünü cümlelerle doldurursan onu yaşarken öldürürsün. İnsanların çoğu rüzgârın sesini bile bilmiyor. Bugün herkes bilgi kirliliğinden bahsediyor. Tıpkı çevre felaketi gibi. Yine bugün herkes beynini, hafızasını sıfırlamak istiyor. Bütün bunlar kitap, okumak ve bilgi konularındaki yanlışımızın sonucu.

Bilgi obezliği yemek obezliğinden daha kötü; çünkü yediğinizi dışarı atıp zayıflayabiliyorsunuz ama beyninize girenleri ömür boyu taşımak zorundasınız. İnsanlar unutkanlıktan şikâyet ediyorlar. Oysa o kadar gerekli ki. Keşke hafızamızdaki her şey bir anda silinip gitse. Biz unutmamamız gerekenleri bir yere yazardık. Ve hala artan bir şekilde okumanın faziletleri anlatılıyor. Hâlbuki bu konuda bilincimiz gelişmediği için okumamız yemek yememizle aynı. Ne buluyorsak midemize dolduruyoruz ya aynı şekilde ne buluyorsak beynimize dolduruyoruz. Midemize doldurduklarımız bizi hasta ediyor. Peki, beynimize doldurduğumuz çuvallar dolusu bilgi yığınları bizi hasta etmez mi? Hepimiz psikoz, şizofreni filam olmuşuz.

Bir de en önemlisi insanları okumaya mecbur bırakmışız. Herkes çuvallar dolusu kitabı okuyup bitirmek zorunda. Yoksa iş meslek sahibi olamıyor. 15 yıl,20 yıl,30 yıl tüm gençlik hayatını elinden alarak insanları sonunda limon satıcısı yapıyoruz. Bilmediğimiz ancak bilmemiz gereken şeyi öğrenmek zorundayız. Bilmemiz gerekmeyen şeyleri öğrenirsek beynimiz de midemiz gibi şişer. Obezliğin, şişmanlığın tedavisi var ama gereksiz bilgileri hafızamızdan almak için ameliyat da yok. Yediğimiz her şey gibi öğrendiğimiz her şey de faydalı değildir.

Lakin burada okuduklarımızın hangilerinin iyi, güzel ve faydalı olduğunu tespit etmemiz gerekiyor. Kitap güzeldir; bütün kitaplar faydalıdır derseniz bu işin içinden çıkamazsınız. Ne bulursanız okuyun yanlışından kurtulmak için kitap üstatları, seçerek okumamızı önermişler. Ama piyasadaki 10 bin kitabın 9 bini iyi olabilir; hepsini mi okuyacağız? Bilgi edinmek için kitap okumayı bir kere unutacaksınız. Genel kültürümü artırayım diye okunmaz. Bir Amerikalı Türkiye ile ilgili kitapları okuyor mudur? Peki, siz niye okuyorsunuz? Bana ne Amerikanın kaç eyalet olduğu.

Üç nedenle kitap okunabileceğini söyledik: Zevk için. Kitap öncelikle hobi olarak zevk için okunmalıdır. Denizde, yazlıkta, akşam yatmadan önce hoş bir romanın sayfalarına dalıp gitmek zevkli olabilir. Okuyup yazmayı ve hesabı öğrenmek amacıyla yani okuryazar olmak için okunur. Bir de mesleğinizi öğrenmek için. Mesleğinizi öğrenmek ve geliştirmek için ara sıra baksanız da ömür boyu okumanız gerekmez. Okuma yazma ve hesabı öğrendikten sonra zaten kitabı atarsınız. Sadece zevk için hobi tarzı okuma hayat boyu sizinle gidebilir ki bunu da canınız istedikçe yaparsınız.

Bilmediğimiz ama bilinmesi gereken şeyleri öğrenmeliyiz. Kişi Zerdüşt’ü okumuş, etkilenmiş; eline kalemi almış bu sefer de o seni etkilemiş. Fakat Zerdüşt’ü okuyan sadece bahçede kabakların neden büyümediğini değil yazarın ideolojisini, öğütlerini, niyetlerini ve ihtiraslarını da okumuş. Böylece insanlığın hafızasında durdurulamaz bir yıkım planlaması başlamıştır. Savaşları cahiller yapmış ama okuyanlar yönlendirmişler. Okumayanlar çoban olmuş okuyanlar katil olmuş. Tamam, insanoğlu okuyarak haklarını öğrenmiş ama bugün dahi başımızdaki belaların sorumlusu okumak.

Okumak daha fazla para da kazandırmaz. Büyük zenginlerden çoğunun lise diploması bile yoktur. Bizim gerek 10 yıllık temel eğitim(TES), gerekse onu takip eden 5 yıllık mesleki eğitim(MES) ve hatta üniversite eğitimimiz bir okuma yazma eğitimi olmayıp görerek, bilerek, yaparak hayatın öğrenilmesi şeklindedir. İnsanlar her şeyi okuduğumuz için anladığımızı sanırlar. Okuduğunuz zaman Amerika’nın başkentini bilirsiniz ama affedersin donunuzu bağlamayı bilmezsiniz. Bunun için okumak yetmez; yaşamak da gerekir. Bir kişiyi hayatın içinden alıp mağaraya koyun ve yıllar yıllar boyu okutun. Bu kişi dışarı çıktığında onca okumasına rağmen hiçbir şey bilmeyecektir. Çünkü hayat yaşayarak öğrenilir.

Bir insanın dişini fırçalamayı öğrenmesi için okul eğitimi alması gerekmez. Okula gitmeden ve kitap okumadan da bunlar öğrenilir. Zaten okuduğumuz kitapların kaç tanesinde dişinizi fırçalayın diye yazıyor ki? Benim okuduğum 500’e yakın romanda hiçbir roman kahramanı dişini fırçalamadı. Okuyanların çoğu hayalperesttir. Okumak insana tembellik aşılar. Okuyanların samimiyetleri azalır. Eşinin, arkadaşının yerine romandaki kahramana sarılır. Kitaplarda her yazar kendini anlatır ve kendi düşüncelerini kabul ettirmeye çalışır. Kitapların yönlendirmesi korkunçtur. El Kaide teröristleri eğer sadece Kuran’ı okumuş olsalardı bugün şimdi cuma namazında başbakanımızla beraber Kocatepe Camii’nde namaz kılıyorlardı. Çünkü Kuran’ın dışında okudukları kitaplar İslam’ın dışındaki bütün unsurlara karşı onları kuvvetli bir iman duygusuyla düşmanca yönlendiriyordu. Benzeri şeyleri milliyetçilik ve laiklik, kominizim gibi konularda yazılmış kitaplar için söyleyebiliriz. Ben özellikle ülkemiz kitap dünyasında yazılmış neredeyse bütün kitapların din, milliyetçilik, laiklik, komünizm, kapitalizm konularında, bunları destekleyen ya da karşı çıkan tarzda yazıldığını düşünüyorum. Zencilerin renginin neden kara olduğunu irdeleyen, ülkemiz yazarları tarafından yazılmış bir kitaba rastladınız mı?

 

 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..