Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Kasım '11

 
Kategori
Deneme
 

Okumaya Montaigne'den başlamak.

Okumaya Montaigne'den başlamak.
 

Eğer hala okumamışsan onu; bence daha fazla zaman kaybetmeden, hayatına almalısın onu... Hem de hemen! Hadi, durma!


Bilinçli bir şekilde kitap okumaya, kendimi geliştirmeye karar verdiğimde, liseye yeni başlamıştım; ben güzel okuyucum. Aslında kitap okuma temel alışkanlığının çocuklarda en geç 10 - 11 yaşlarında kazandırılması gerektiğini sonraları okuyarak öğrensem de; kendi başıma o kadarına aklım ermişti heralde... Çünkü:

- Çocuk yaşlarımda bana kitap okuma alşkanlığı kazandıracak, örnek olacak, " Bak oğlum Cem! İyi bir insan, güçlü ve faydalı bir kişi olmanın ilk adımı, kesinlikle kitap okumaktan geçer" diyebilecek bir büyüğüm yoktu ne yazık ki; hemen yanıbaşımda...

- Baba, kebap yiyicem. Para verir misin?

- Tabi ye oğlum! İstediğin kadar ye.

- Anne arkadaşlarla sinemaya gidicez.

- Tabi git oğlum.

- Baba kız arkadaşımla dondurma yemeye gidicez harçlığım yok.

- Tülaaaaay! Bak senin aslan oğlun büyümüş de! Bi de çapkınlığa gidermiş! Al oğlum! Ne kadar istiyorsan, o kadar harçlık vereyim sana oğlum!

- Baba, okumak için kitap alıcam.

- Boşver şimdi kitaba oğlum! Otur derslerine çalış! Kitap alma işini hele şimdilik erteleyelim.

Herşeye para vardı da babamda ya da diğer büyüklerimde de; ama kitap okumaya yoktu her nedense!

Bu ve benzer sebeplerden taaa ki üniversiteye başlayıp, hem kendi paramı kazanıp, hem okuyabilecek ekonomik yeterliliğe kavuşuncaya kadar ne doğru dürüst kitap alabildim; ne de doğru düzgün kitap okuyabildim.

O ilk üniversite yıllarımda da öyle her istediğim kitabı alıp, okuyacak kadar param olmadı ama; defalarca Taksim'e, Beyoğlu'na sinemaya gitmeye niyetlenip, tüm paramı orada gördüğüm kitaplara gömüp, geri döndüğümü çoook bilirim.

Neyse konuyu daha fazla uzatmadan Montaigne'e geleyim!

Okumaya klasiklerden ve kategorik olarak sınıflandırdığım edebiyat türlerinden başlayacaktım. Dünya Edebiyatı'nda - deneme - türünün en ölümsüz klasiğinin Montaigne'nin Denemeleri olduğunu öğrenmiştim. Bendeki şu büyük şansa bakın ki, bu yazı türünün en büyük üstadının eserleri Sabahattin Eyuboğlu'nun çevirisiyle, Cem Yayınevi tarafından tek bir kitapta toplanmıştı.

Alıp hemen okumaya başladım kitabı... Bitirdim... Baştan sona bir daha okudum... Ve bir defa daha... Allahım! Nasıl bir şans? Nasıl bir keyifti bu böyle? Daha bilinçli okuma kararımın ilk adımında, tam da aradığım adamı buluvermiştim karşımda!

Ne diyordu Montaigne? Her satırında yüzlerce kez kendimi bulduğum, kendimi gördüğüm bu muhteşem kitabında:

- " Kendin olmaktan sakın korkma! Düşünmekten nasıl korkmuyorsan, söylemekten de korkma! Yanlız ama yanlız kendin ol! İnsanları kan bağlarıyla değil, ne kadar insan olduklarıylandeğerlendir! Alçakgönüllü ol. Ama bunu sakın abartma! Sende olan tüm insan halleri yaşayan tüm insanlarda da var. Tedirginliği,telaşı bırak! Yaşadığın her anın keyfini çıkarmaya bak! Bir anın iyi olursa, emin ol ki her anın da iyi olur" gibi tam benlik cümleleri hem de bundan neredeyse 600 yıl öncesinden ve belki de bundan 600 yıl sonrası için de söylüyordu.

Ben kitap okuma alışkanlığının kazanılmasında, hele de benim gibi bu konuda çok çok geç kalmış olanlarda, okudukları ilk kitabın çok önemli ve etkili olduğuna inanırım. Yaşadığım örneğimden de güç alarak...

Ben daha ilk okuduğum kitapta, bana taaa 600 yıl öncesinden " Kendin olmaktan korkma oğlum Cem!" diyen bilgeler bilgesi bir adamı bulmuştum.

Onu okumadan önce de el yordamıyla, sezgisel olarak, karekter yatkınlığım gibi sebeplerden dolayı da oldum olası kendim olmaya gönüllüydüm. Bu okuduğum kitaptaki ölümsüz adam da bana " Ancak kendin olabilirsen, kendin kalabilirsen sen ve hayatın anlamlı ve değerli olur. Boşver milletin taktığı sosyal maskelere! Sen kendin ol ve rahatla..." diyordu.

Bugün olgunlaşmaya yüz tutmuş, hafiften mayalanmaya başlamış, düşünce dünyamda, daima geliştirmeye çalıştığım yaşam felsefemde en baba yeri Montaıgne alır.

Artık bilinçli ve düzenli okuma yaşlarına gelmekte olan çocuklarınıza ya da okumaya çoktan hevesli; ama kendi dışında sebeplerden geç kalmış dostlarınıza da onların tarzına, kişiliğine en yakın kitapları okutarak başlayın derim onları; kitaplara olacak sonsuz yolculuklarına...

Neden mi?

Çünkü anlattıklarımın yaşanmış bir örneği, şu anda tam da karşında! Okuduğun şu yazının satır aralarında! Kaldır kafanı da, baksana ona! Bak! Sana anlattıklarımı gülümseyen bir ifadeyle  başını sallayarak onaylıyor o da... Baksana!

İnanmıyorsan anlattıklarıma eğer, hadi ona, o adama da sorsana!

 

 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..