Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Türkiyeyi Etkileyen iç ve dış politika sorunları

http://blog.milliyet.com.tr/sakin02

16 Ekim '12

 
Kategori
Siyaset
 

Okuyabilmek

Okuyabilmek
 

İyi bir siyasetçide olması gereken en önemli özellik, Ülke yönetimiyle ilgili olayları doğru okuyabilmek ve zamanında, doğru karar verebilmektir. Siyasi tarihe baktığımızda bu tür insanlara oldukça seyrek rastlarız. Ancak, tuhaf bir şekilde, zor zamanlarda ortaya çıkarlar, olayları doğru okurlar, verilmesi en güç kararları alırlar ülkelerini içinde bulunduğu kaostan çeker çıkarırlar. Zor kararların faturasını ödemekte zor olduğundan, bazılarının adına demokrasi dedikleri bir mekanizma, bu nadir yetişen insanları hırpalamaya başlar onlarda karanlıklara çekilirler ve asla ölmezler. Bana laf yetiştirmeyi adet haline getirmiş zevat için söylüyorum. Amacım Büyük Atatürkün yaptıklarından bahsederek siz günümüzün politikacılarını onunla kıyaslamak değil. Vaktim az ve boşa harcanamayacak kadar değerli. Ben sadece günümüzün anlı şanlı politikacılarının doğru okuyamadıkları için içinden çıkılmaz hale getirdikleri bir kaç olay üzerinde duracağım.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu göreve gelene kadar, Türkiyenin komşu ülkelerle ciddi, dişe dokunur bir sorunu yoktu. ABD nin daha doğrusu eski başkan Bush ve ona yön veren yeni muhafazakarlar gurubu, sudan sebeplerle Irak'a müdahale etmeye karar verince, Türkiyenin açık desteğine ihtiyaç duydular. Onlar güneyden, biz kuzeyden girip işi bitirecektik. Doğal olarakta ABD tarafından yerle bir edilen Irakın yeniden inşasında büyük pay kapacaktık. Uzun süren çalışmalar sonucu Turkiye için oldukça yaralı bir anlaşma yapıldı. Biz kuzey Irakta pkk faaliyetlerini kontrol etmek için bir tampon bölgeye sahip olacak, bu sayede kaynaklarımızı tüketen terörü bitirecektik. Ancak o dönemdeki bazı siyasiler durumu doğru okuyamadılar, teskere TBMM de kabul edilemedi ve ABD de bize küstü. Kişisel olarak hiç te umurumda olmayan bu durum bazı köşe yazarları tarafından çok kaybettiğimiz artık bittiğimiz şeklinde yansıtıldı. Hiç bir şeyin olmayacağını, dış politikada oyunun hislere değil çıkarlara dayandığını çok az kişi okuyabildi.

Daha sonra Davutoğlu göreve geldi ve Yüzlerce yıllık geleneği olan Türk dış politikası, Stratejik Derinlik kitabında yazanlara bağlandı.

Bu arada, Davosda, Başbakan Erdoğan ile  İsrail Cumhubaşkanı Peres ile konuşma sırası yüzünden sert biçimde tartıştılar ve bu Türk İsrail ilişkilerinde sonun başlangıcı oldu. Üstelik Gazzeye giden gemi  ve İsrail birliklerinin acemiliği sonucu ölenler nedeniyle , tüm diplomatik ilişkiler ortadan kalktı. Peki Başbakan bu ülke ile ipleri koparmayı poliitika olarak benimserken olayı doğru okumuşmuydu ? Pek sanmıyorum. Olmaması gereken bir anlık öfke nöbetinin başlattığı olaylar sonra büyük ölçüde politika olarak benimsenmişti. Bakan Davutoğlu burada da olayları okuyamamış, ortadoğudaki sünni ülkelerin kendisini etkilemesine izin vermiş, ve Türkiye , İsrail ile bölgedeki, güçlerini dengeleyerek dost kalması gerekirken gereksiz bir düşman edinmiştir.

Suriye ile ilişkiler tam olarak arap saçına dönmüştür. Sınırları açıp ortak bakanlar kurulu yapılırken Ülkelerle içli dışlı olmamak sadece ortak çıkarlar bazında hareket etmek gereği göz ardı edilmiş, Bakan Davutoğlu tarafından olaylar gene okunamamış, ABD nin de baskısıyla dünün büyük dostu bir anda büyük düşman haline gelivermiştir. Bu arada Suriye Rusya stratejik ortaklığıda yanlış okunmuş, mesele silah alış verişinden ibaret sanılmıştır. Aslında Suriye, Rusyanın Ortadoğu ve Akdenizde ki hayati çıkarları ile Suveyş kanalının kontrolü  ve Taurus limanı konusunda kullandığı bir enstrümandan ibarettir. Silah satışı bu işin sadece aksesuarıdır. Bu görülememiştir. Nerede nasıl olduğu hala açıklanamayan ancak ilgili tarafların bütün detayını bildikleri, RF4 uçağının düşürülmesinde Başbakan Erdoğan esip gürleyip, Suriyeyi çok fena yapacağımızı söylerken, binbir türlü dengenin olduğu bir yerde buna izin verimeyeceğini, okuyabilmişmidir? 

Bölgede bir başka devlet ve diplomasi geleneği olan İranla ilişkiler inadına yapar gibi Burnunun dibine radar yerleştirmekle gerilmiş ve hala düzelememiştir. Bakan Davutoğlu Nato da israrlara dayanamayıp bu işe evet derken bu durumun Türk İran ilşkilerini ne hale getireceğini okuyabilmişmidir. Yoksa dış politikanın çıkarlara dayalı olduğunu unutup, konuyu istişareler yoluyla çözebileceğini mi ummuştur...

Örnekleri çoğaltmak mümkün. Birkaç senedir Ülke dış politika açısından çok kötü yönetilmekte hiç bir siyasi mesele doğru okunamamakta bunun sonucu olarakta ödeyeceğimiz faturalar birikmektedir. Son söz şu İnsan hangi işi yapabiliyorsa onu yapmalı. Bakan Davutoğlunun bu işi yapamadığı ise kesin...

 
Toplam blog
: 89
: 321
Kayıt tarihi
: 27.07.09
 
 

ODTÜ 1970 Kimya Bölümü mezunuyum. Çalışma hayatımın bir bölümü kamuda bir bölümü ise özel sektörd..