Olabildiğince “ışık” yakmak gerek…

Bir gün bir trafik kazası oldu…

Aracın içinde bir siyasetçi, bir polis şefi ve bir de kimliğini saklayan tetikçi vardı. Adına “Susurluk” dedik ve ülkede neler olduğunu anlamak için peşine düştük.

TBMM, o dönemde “Susurluk Komisyonu” kurdu, peşine düştü. Ülkemin insanları belli saatte evlerindeki ampulleri bir yaktılar, bir söndürdüler. Olanca desteklerini verdiler.

Neden?

İstediler ki, karanlıkta bir şey kalmasın, ne varsa ortaya dökülsün.

Bugün ise “Ergenekon” diye bir şey çıktı ortaya ve daha ne olduğunu tam anlayabilmiş değiliz. Bir bakıyorsunuz ki birileri gözaltına alınmış, sorguya çekiliyor, bir bakıyorsunuz ki bazı çukurlardan silah ve mühimmat çıkıyor, bir bakıyorsunuz ki önüne gelen herkes konuşuyor.

Aklı eren de konuşuyor, ermeyen de, aynen benim gibi…

Kitabın ön yüzüne bakarken, arka kapakta ne olduğunu bilemiyoruz. Devletin mi temeline dinamit konuyor, yoksa dinamit konulmuş da onlar mı temizleniyor?

Ortalık toz duman ve alabildiğince karanlık.

Oysa Türkiye’nin karanlıktan kurtulması gerek.

Bazıları sandı ki Ak Partisinin “Ampul”ü ortalığı ışıl ışıl ışıldatacak. O sanıyla da gittiler, o yönde seçimlerini yaptılar, hem de iki kez.

Ne var ki…

Ak Parti’nin ampulünün aydınlatma gücü yetmedi, yetmediği bir tarafa, ışığını istediği tarafa tutmaya başladı, bir taraf aydınlık içinde pırıltılar içinde yaşarken, diğer taraf tümden karanlığın içinde kaldı.

Demokrasilerde olmazsa olmazlardan biri hiç kuşku yok ki “Devlet” yönetiminde “Şeffaflık” ilkesidir ve o “Şeffaflığı” sağlayacak olan da tarafsız, hiçbir etki altında kalmamış, bağımsız “Yargı” organıdır.

Demokraside kişinin tek güvencesi, yine bağımsızlığında kuşku duymayacağı “Yargı” gücüdür.

Bir dönem “Farın ve yolun açık olsun” sloganıyla, gündüzleri de araçların farlarını yakmıştık.

Acaba diyorum, yine böyle bir kampanya başlatılsa da, olabildiğince “Aydınlık” yaratacak gücü sağlamaya çalışsak bir faydası olur mu?

Bıraksak her şeyi “Yargı” gücüne ve ona da elimizden geldiğince “Aydınlık” günler için destek versek.

Ve…

Sonunda da nerede “Karanlık” varsa, oraların aydınlandığını görsek.

Gerçek olan şu ki, Ak Partinin ampulü, bu karanlığı aydınlatmaya gereken ışığı vermediği gibi, üstüne üstelik bir de ışığı istediği tarafa tutuyor.

17 OCAK 2008