Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mayıs '17

 
Kategori
Hukuk
 

Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Karanamelerle İlgili Hukuksal Bir Bakış

Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamelerle ilgili Hukuksal Bir Bakış
           Çıkarılan OHKHK. ler(Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnameler),her ne kadar Cumhurbaşkanı başkanlığındaki Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılmakta ise de,yine de bir Kararname olduğundan,tüm ülkede uygulama getiren genel düzenleyici işlem olduğundan,şekli ve uygulama gücü kanun hükmünde de olsa,içerik ve düzenleme biçimi olarak idari bir işlem olduğundan,yetkili ve görevli yargılama mercii idare mahkemeleri değil ;Danıştay Yüksek Mahkemesidir.Esasen,İYUK'ta kararnamenin şekli ve niteliği belirtilmediğinden,kararname sözcüğü tüm kararnameleri kapsayıcı mahiyettedir.Çünkü Türkçe'de sözcükler(adlar,isimler), genel kapsayıcı özelliğe sahip olup,sınırlama sıfatlarla(önadlarla) veya ek sözcüklerle yapılır.Örneğin,ağaç sözcüğünün tüm ağaçları ifade etmesi;buna karşın ancak;küçük(küçük ağaç),uzun(uzun ağaç),yeşil(yeşil ağaç,sarı(sarı ağaç) sıfatlarıyla ağaç sözcüğünün(anlamının) sınırlandırılması olasıdır.Bu nedenle Danıştay'ın davaları üzerinden atıp İdare Mahkemelerini yetkili göstermesi,en hafif deyimiyle görevden kaçmaktan başka bir şey değildir.Danıştay akılla da diğer Mahkemeler akılsız mı?!Onlar da (başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere İdare Mahkemeleri de) bizim de yetkimiz yok deyip topu taca atıyorlar.Top taçta duruyor.Maç durmuş vaziyette.Maalesef şimdilik kimse korkusunda taçtaki topu alıp oyun sahasına atamıyor ve oyunu başlatamıyor.
 
                 Her ne ise,davaya kim bakarsa baksın(Ki Anayasanın amir hükmüne göre davalar ortada kalamaz;saydığımız mahkemelerden biri bakmak zorundadır.),özü itibariyle idari bir işlem olan Kanun Hükmünde Kararname,Anayasanın özel düzenlemesi ile bir yönüyle de yasama faaliyetidir.Yasama ve yürütme bu işlemde tekleşmiştir.Burada yasama yönünden yürütme lehine bir yetki devri söz konusudur.Kanun Hükmünde Kararname işlemi,esasen padişahın(kralın) tek başına düzenlediği ferman(emir,emirname) uygulamasının günümüze evrilmiş,evrimleşmiş bir şeklinden başka bir şey değildir.Padişah fermanları bile dünemin hukukuyla(şeriat kuralları,örf ve ahlak kuralları) sınırlıdır.
 
            Bu nedenle,Anayasa bu düzenlemeyi sıkı şartlara(düzenlemeye) bağlamıştır.Nedir bu şartlar?Öncelikle hukuka,insan haklarına,Anayasaya ve taraf olduğumuz ve usulünce onaylanmış uluslarası sözleşmelere,adalete ve yargısal olarak aklanma hak ve yetkisini ortadan kaldırıcı düzenleme ve uygulama içeremez.Sonra,demokratik toplum gereklerine aykırı,çağdaş değerleri hiçe sayan,kanun tekniğine ve ruhuna aykırı,temel ve kalıcı düzenlemeler ile Anayasanın amir hükümlerini değiştirici,işlevsiz kılıcı düzenleme ve uygulamalar içeremez,anlaşılamaz ve bu şekilde yürütülemez.
 
               Peki yürütme erki, Olağan Üstü Hal Kararnameleri yukarıda belirttiğimiz hususları hiçe sayarak çıkarılırsa ne olacaktır?Vatandaş ne yapacaktır?Anayasal çerçevede bunun bir çözümü yok mudur?Anayasada, Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamelere karşı iptal davası açılamaması düzenlemesi nedeniyle,tüm devlet mekanizması,hukuk ve toplum çaresiz mi kalacaktır?Eğer buna evet dersek,o zaman yürütme erkini ele geçiren ve yasama üzerinde belirleyici bir kontrolü olan herhangi bir kişi,devletin şekli,seçimlerin iptali,mahkemelerin lağvı gibi çok temel işlemler de yapabilir ki, bunu kabul etmek mümkün değildir.O halde doğru olan yol ve yöntem,çözüm nedir?Çözüm Anayasada ve hukuk sisteminde mevcuttur.O da şudur:
Tüm mahkemeler,önce doğrudan doğruya,Anayasa ve uluslaraeası sözleşme hükümlerini,sonra kanun hükümlerini ve Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnameler ile diğer KHK hükümlerini , sonra tüzükleri,sonra yönetmelik,genelge ve yönergeleri uygulamak zorundadırlar.Aşağıdaki norm yukarıdaki norma aykırı ve çelişkili,onu işlevsiz kılıcı ise,mahkemeler ve yasa uygulayıcıları, yukarıdaki normu doğrudan doğruya uygulayacaktır.
 
             Bu duruma göre,eğer Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnameleri Anayasaya aykırı ve Anayasa hükümlerini işlevsiz kılıcı nitelikte ise,tüm mahkemelere düşen;Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararname hükümlerini değil, Anayasanın amir hükümlerini dikkate almak ve onları doğrudan doğruya uygulamaktır.
Mahkemeler, OHKHK aleyhine Anayasa mahkemesine gidilemez diye,KHK yasama işlemidir benim KHK yi değiştirme,iptal etme,içeriğine müdahale etme yetkim yok gerekçeleriyle önüne gelen davayı veya davaları red edemez;bakmaktan imtina edemez.Doğrudan doğruya Anayasa hükümlerine göre yargılamayı yapacak ve Anayasa hükümlerini doğrudan doğruya uygulamak suretiyla hukuka,hakkaniyete uygun bir karar verecektir.Aslolan yargı önünde aklanma hakkıdır. Bunun aksini düşünmek olası değildir;Anayasa ve hukuka değil;güce boyun eğmektir.Oysa mahkemelerin unutmaması gereken şey,''en büyük güç millettir ve onlar, millet adına karar vermektedirler.''
 
          Bu çerçevede,OHKHK.ler ile yüz binlerce insanı hiç bir soruşturma yapmadan keyfi olarak görevinden atmak,memuriyetine son vermek çoluk çocuğunu açlığa ve karanlık bir geleceğe mahkum etmek, Anayasanın bir çok amir hükmüne(başta 36 ve 129 Maddeler) aykırıdır.Dahası Anayasa hükümlerini ve Anayasa'nın üstünde olan taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Ek Protokollerini işlevsiz kılıcı niteliktedir.Bu Kararnamelerle eski deyimle hile-i şeriye yapılmıştır.İdari iş ve işlemler, kanun tekniği de çiğnenerek(kanunlar birel değil,genel düzenleyici işlemler yaparlar) OHKHK biçiminde yapılarak yargı devre dışı bırakılmaya çalışılmıştır.Yargının bu tuzağa düşmemesi,davaları usulden red ederek,bu durumu tasdik etmemesi ve meşrulaştırmaması gerekir görüşündeyiz.Aksi durumda geleceğe dair umutlarımız biraz daha karamsarlığa bürünecektir.
 
Av.Ramazan Tuncer
 
Toplam blog
: 7
: 57
Kayıt tarihi
: 23.11.16
 
 

Memleket, Diyarbakır Bismil; Hacettepe Edebiyat (1982-1986) ve İstanbul Hukuk (1989-1993); Rize Ç..