Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '09

 
Kategori
Mizah
 

Olaylardan Zevk Aldım!

Olaylardan Zevk Aldım!
 

Nereye bakıyor bu adamlar?


12 Nisan Pazar günü oynanan Galatasaray-Fenerbahçe karşılaşmasında çok mutlu olduk. Ben ve arkadaşım mutlu oldu yani. Herkes kıpkırmızı şekilde olayları seyrederken biz güldük. Neden mi?

Maçtan günler önce buralarda bol bol andığım arkadaşım bu maça para yatıracağını söyledi. Benden bir Galatasaray taraftarı olarak takımıma güvenip güvenmediğimi sordu. Takımıma güvensem de teknik ekibe güvenmediğim için net cevap vermedim. Özel etkinlikler kısmında olan kırmızı kart olur mu? Penaltı olur mu? Seçenekleri dikkatini çekmiş. Maçın gergin şekilde geçeceği, Emre Belezoğlu’nun taraftar tarafından çileden çıkarılıp kart göreceğini düşünerek maçta kırmızı kart olma ihtimalini düşünmeye başladık. Hele hele bazı yöneticilerin Emre’ye taraftarı kışkırtmasını söylemesi bizi heveslendirdi.

Maçın hakemi Fırat Aydınus ile ilgili araştırmalar yaptık. Kendisinin her maçta en az 5 sarı kart gösterip, % 50’nin üstünde kırmızı çıkardığını görünce arkadaşımı bu noktada ikna ettim.

Maçın karşısına geçtiğimizde oyun beklediğimiz gibi gergin başladı ama hesap edemediğimiz bir nokta vardı. Fırat Aydınus çok ılımlıydı. Sabri’nin yan hakeme bağırmasına, Semih’in kayarak dalmasına devam ettirmesi bizi umutsuzlandırdı. Sabri’nin, Emre’nin üzerine yürümesini bile kart göstermek yerine ayırması sabrımızı taşırdı.

Nihayet beklediğimiz an Selçuk’un sarı kartı ile başladı. Selçuk’un aşırı itirazını geçiştirmesini hayretle karşıladım. Çünkü aynı hakem Eskişehir-Galatasaray maçında 5 tane oyuncumuzu karşısına alıp itirazdan tak tak sarı kartı gösteren hakemdi. Selçuk sarıyı görünce agresifliğe devam etti. Kırmızıyı görmesi kesinken Aragones’in oyundan çıkarması bizi hayal kırıklığına uğrattı.

Devre bittiğinde içimizdeki umutlar azalmaya başladı. Hakem arabulucu gibiydi. Normal şartlarda en az 4 sarı kart göstermesi gerekiyordu.

İkinci devre dakikalar geçtikçe umutlarımız azalıyordu. Emre ve Sabri’nin sarı kart görmeleri umut verse de şansımızın az olduğunu biliyorduk. Semih sonlara doğru sarı kart yediğinde maçın başındaki pozisyonu hatırlayıp hakeme kızdım.

Uzatmalara geçtik. İki takımın form durumları berbattı. Rakip ceza sahasına kadar zar zor gidiyorlardı. Artık maça elveda diyeceğimiz anda Roberto Carlos topa vurduğunda ortalık karıştı. Heyecandan ayağa kalktık. O da ne? Hakem olayları ayırmaya başladı. Baktı olaylar yatışacak gibi değil kenara çekilip seyretmeye başladı. Bu hakemin bu olayları büyütmeyip geçiştireceğini ve kart göstermeyeceğini sanıyorduk.

O anda Fırat Aydınus tekrar oyuncuların yanına geldi. Elini cebine attı. Biz sarı kart bekliyorduk. Olanca parlaklığıyla kırmızı kağıdı gördük. Arkadaşımla “Oley” bağırmaları eşliğinde hakem önüne gelene göstermeye başladı. Ortamda herkes olaylardan sinirlenmişken bizim böyle neşelendiğimizi görünce şaşırdılar. Bizim kırmızı karta oynadığımızı görünce hayran kaldılar.

Tüm Türkiye olayları konuşurken bizim keyfimiz yerinde.

Bu kulüp yapıları, bu futbol mantalitesi, bu futbolcularla, bu teknik adamlarla başka ne sonuç beklenir. Daha çok para kazanırız sayelerinde.

Olaylara karışmayıp efendiliklerini ispat eden veya samimi şekilde kavgayı ayırmaya çalışan Roberto Carlos, Lincoln, Deniz, Yasin ve Hakan Balta’ya ise teşekkür ederim.

Türkiye’ye en uygun spor dalı futbol değil aslında buz hokeyi. Teke tek olmak şartıyla kavgaya izin var. Seyirci gol görmese bile kavga seyretmeye geliyor. Hadi Türkiye buz hokeyine ağırlık verelim. Futbolu ezeli rakip olsalar bile maç sonunda birbirlerine sarılmayı beceren Liverpool ve Chelsea tarzı takımlara bırakalım.

 
Toplam blog
: 150
: 2951
Kayıt tarihi
: 14.01.07
 
 

1975 Aydın doğumluğum, bir Ege sevdalısıyım. Dostluğa, arkadaşlığa önem veririm...