Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Şubat '17

 
Kategori
Felsefe
 

Öldükten sonra neler olacak?

Öldükten sonra neler olacak?
 

Ölüm; Hepimizin konuşmayı en az sevdiğimiz konu. Ancak hayatımızın olmazsa olmaz bir parçası. Bu yüzden yeterince tartışılması gerekiyor.

Yaşam süremiz bitiyor ve ölüyoruz. Sonra ne oluyor? Yok mu oluyoruz? Başka bir yerlere mi göçüyoruz? Öyle ise nereye gidiyoruz?

İnsanlar akılları ile çözemedikleri her konuyu Allaha havale ederler. Bu konu da aynen öyle. Tabii çok önemli bir konu olduğu için de bir taraftan araştırmaktan, düşünmekten vaz geçmiyoruz. Bu konuda bilimde şimdiye kadar oldukça sessiz kaldığı için merak çanağımızı inançlar dolduruyor. Bu yüzden karşımıza çıkan ilk bilimsel düşünceye kulaklarımızı sonuna kadar açıyoruz.

Amerika’nın Wake Forest Üniversitesi’nden Dr. Robert Lanza’nın yeni kitabı olan Beyond Biocentrism (Biyomerkezciliğin Ötesi) büyük bir tartışma başlattı. Kök hücre araştırmacısı olan Lanza, kuantum teorisi üzerine yaptığı çalışmaların sonucunda şu sonuca ulaşıyor: Ölümden sonra bilincimiz kaybolmuyor, başka bir evrene transfer oluyor. Beden ölümünün yaşamın sonu olmadığını belirten Lanza, ölümün algımızın bir parçası ve farkındalığımızın yarattığı bir illüzyon olduğunu ifade ediyor. Lanza’ya göre hayat sona ermiyor, başka bir boyutta sonsuza kadar devam ediyor.

Bu açıklamalar da bizi inançlarımızla gittiğimiz mesafeden ileri götürmüyor. Başka bir deyişle bilimin bu konuya net bir yanıt getirmesini daha uzun süre bekleyeceğiz.

İnanç tarafında ise çarpıcı bir ortak nokta var. Bilinçaltında da olsa, açıkça dile getiremesekte geri dönme fikri bir yerlerde var. Mesela Hintliler ve başka bazıları Reenkarnasyon ve karmaya inanır. Onlara göre ruh tekâmül amacı ile her ölümden sonra başka bedende dünyaya gelir ve karma denilen, bir önceki yaşamda yaptıkları yanlışların cezalarını çeker sonra da tekamülünü devam ettirir. Amaç, tekâmülü tamamlayıp bütünün bir parçası olmak ve geri gelmemektir.

Yahudi inancında ölümden sonra ruh derin bir çukura gider. Onun için hayat biter. Oraya giden ruhlara karışır ve ruh bütününün bir parçası olur.

Hıristiyan inancı daha farklıdır. Cennete gidebilmek için günahlardan arınmak gereklidir. Hz. İsa Hıristiyanlar adına en büyük acıları çekmiş ve onları af ettirmiştir. Hıristiyan’ın cennete gitmesi için bencillikten uzak bir hayat yaşaması yeterlidir.

İslam inancında ise bildiğimiz gibi cennet ve cehennem inancı var. Hurilerden başlayarak bütün cennet tasvirleri dünyayı işaret etmektedir. Aslında cehennem de öyledir. Ancak bazı tasvirlerde biraz fazlaca abartılıdır. O da dünyayı işaret etmektedir.

Dostlar; Yaşam bir dualiteden ibarettir. Her şey zıttı ile var olmaktadır. Her yokuşun bir inişi, her iyinin bir kötüsü v.s. İşte bu yüzdendir ki, inançlarımızda şekillendirdiğimiz öteki dünyaya gidişin bu dünyaya dönüşü olmalıdır.

Artık biliyoruz ki evrenin neresine gidersek gidelim, katı bir bedenle yaşayabilmek için çok basit olarak katı dünyalara ihtiyaç vardır. Katı dünyalar ise adına yıldız, gezegen, cennet, cehennem v.s. ne derseniz deyin birer üçüncü boyut yaşam yerleridir. Bizim dünyamız ise bu bedenlerle yaşanabilecek bilinen en güzel dünyadır. Onu cennetimize de cehennemimize de çeviren biziz.

Bilim adamları, ilahiyatçılar bu konu ile tabii ki ilgilensinler ve insanların sorularına net cevaplar bulsunlar.

Kişisel fikrim, kesin olarak bilemediğimiz ölümden sonraki yaşamla uğraşmak yerine yaşadığımız dünyamızı cennetimiz yapmaya çalışalım.

İzmir. 26.02.2017

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..