Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '09

 
Kategori
Güncel
 

Öldüren soru: Boşuna mı öldüler?

Öldüren soru: Boşuna mı öldüler?
 

Biz yetmişli yılların gençliği, idealler uğruna ölmeyi iyi biliriz. Bizler hayatımızın ilk baharını yaşarken, okuduğumuz okullarda, yaşadığımız mahallelerde, gezindiğimiz paklarda sürekli bir teyakkuz halindeydik. Dayak yemek veya öldürülmek ihtimali her an için başımızda dolaşırdı.

Neden böyleydi?.. Ülke işgal altında mıydı; Yunan saldırısı, Rus istilası altındaydık da gizli bir bağımsızlık savaşı mı yürütüyorduk?

Hayır, bunların hiç biri yoktu. Ama, sanki varmış gibi, ülkenin gençleri birbirini düşman bellemişti. Aynı şehirin gençleri, aynı mahallenin çocukları ve hatta aynı ailenin evlatları, hayali bir vatan işgali karşısında, yanındakini düşman sanmış ona karşı mücadele veriyordu. Sağcılar, solculara karşı; solcular sağcılara karşı vatanı koruyorlardı.

Bu "vatan koruması" uğruna her gün onlarca kişi ölüyor, öldürülüyor ve taraftarları tarafından "şehit" ilan ediliyordu. Bazı mahalle duvarlarına "Şehitler ölmez" yazılıyor; bazılarına "Devrim şehitleri ölmez" yazılıyordu. Herkes, "bir ölür; bin diriliriz" inancı içindeydi ama ölenlerin hiç biri dirilmedi!...

Şimdi aradan bunca yıl geçtikten sonra ve bizler artık ellili yaşlarımız yaşarken geriye dönüp bir bakalım: Gerçekten ölenlerimiz ne için öldüler? Ölümlerinin bu ülkeye, bu ülke insanına nasıl bir katkısı oldu? Birbirimizi kırarak, bu vatanı nasıl ve kimden korumuş olduk??

Bu çok hazin bir hikayedir. Ölenlerimiz belki biliyor, belki bilmiyor ama biz yaşayanlar artık biliyoruz ki, ölenler boşuna öldüler. Evet, gerçekten boşuna öldüler. Daha doğrusu, hırsı gözünü kör etmiş politikacılar başta olmak üzere, küçük menfaatleri için büyük bir nesli feda etmeyi göze alan aç gözlüler tarafından "öldürüldüler"...

Eğer, bu sözü o zamanlar; yani yetmişli yıllarda söyleseydim, hem sağcılar, hem solcular beni ipe çekerlerdi. Ne demekti boşuna ölmek...Dediğim gibi, hepsi çok yüce değerler için, vatanın bekası adına ölüyorlardı!!

Günümüze geldiğimiz de aynı politik hırslar, aynı küçük menfaatler, aynı ufuksuz bakışlar 25 yıl sürecisince kendi ülkesinin dağlarında şehit olmuş gençler için "boşuna mı öldüler" diyorlar. Bunu da, ülkede barış ihtimalinin belirmesi ve yeni canların feda edilmemesi bağlamında demokratik açılımın yol alması vesilesiyle söylüyorlar.

Bu ne demek oluyor?

Bunca "mehmet" boşuna mı öldü diyenler şunu mu kastediyor: Eğer bu barış olabiliyorsa, neden bunu yıllar önce yapmadınız; neden bunca gencin ölümünü sadece seyrettiniz?

O zaman bu soru yerinde bir sorudur.

Yok, eğer şu kastediliyorsa; madem bunca mehmet ölmüştür, o halde bunları öldürenlerle kıyamete kadar savaşmalıyız!!..

O zaman burda bir sonun var; hem de büyük bir sorun!...

Bu terör nerden çıktı, nasıl çıktı, kimler bu işlere bulaştı, kimler yönetici sorumluluğunu yerine getiremedi, sorgulamaları yerine, "bunca genç boşuna mı öldü", diye isyan etmek, iyi niyetle bağdaşmaz.

Hayır, onlar boşuna ölmediler. Birer "asker" olarak, kendilerine verilen görevi hakkıyla yerine getirmeye çalışırken canlarını feda ettiler; şehit oldular.

Sorgulanması gereken ve gelecekte sorgulanacak olan bu değildir. Bu gençleri, bu ülkenin gençlerini dağlarda savaştıranlar sorgulanacaktır.

Küçük menfaatleri, politik hırsları için, "onlar boşuna mı öldüler" diye provakatif sorular sorarak, barışın önünü kesmeye çalışanlar; ölümler üzerinden iktidar devşirme peşinde olanlar muhakeme edilecektir.

Muhakeme edilecek ve hem tarih önünde, hem toplum önünde mahkum edileceklerdir.

Belki bir yıl, belki beş yıl, belki on yıl sonra ama mutlaka!...

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..