Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '15

 
Kategori
Deneme
 

Öldürenin yakasına yapışıyoruz ama aslında suç çoğunlukla öldürende değil ölendedir

Öldürenin yakasına yapışıyoruz ama aslında suç çoğunlukla öldürende değil ölendedir
 

Yani durum buysa öldüreni niye hapse atıyoruz ki… Toprak alasıca ki almış zaten adamın burasına getirmiş, o da basmış tetiğe… Siz sanıyor musunuz ki her öldüren bu işi keyfinden yapıyor… Hayatta tam üç defa katil olmakla burun buruna geldim.

Devlet yok, adam bunu biliyor. Paranı almış vermiyor. Karına kızına dolanıyor. Dövüyor, kovuyor, hakaret ediyor, aşağılıyor… Dalgayla dümenle malını mülkünü üzerine geçiriyor. Hakkını yiyor. Memleket şerefsiz dolu. E ortada da devlet olmayınca…

Hırsızlık, soygun vs dışında bir kişi bir kişiyi öldürmüşse çoğunlukla mecbur kaldığı içindir. Karşısındaki onu o hale getirmiştir. Herkes her şeyi hazmedemez. Bazılarımız haksızlığa, küfür ve aşağılamaya karşı “boş ver Allah’ından bulsun” deriz; ama bunu herkes diyemez. Herkes bizim gibi sabırlı değildir.

Bazen hatta çoğunlukla karşınızdaki size karşı davranışında haklı değildir. Onun ölümü hak ettiğini düşünürsünüz ve gerçekten bu ülkede ölümü hak eden aşağılık insanlar vardır. Ülkede normal bir düzen olsa siz onu öldürmeyeceksiniz. Kanun alıp götürecek cezasını verecek. Adamın yaptığını hazmedemiyorsunuz. Cezasını da veren yok. Ne yapacaksınız?

Ölen üstelik adamın başını belaya da sokuyor. Suçsuz kimseleri bir hiç uğruna öldürenleri savunamayız elbette. Ama gerçekten ölümü hak eden kişilerin yaptıkları yanına mı kalmalı? Bizim düzenimizde hiç kimsenin bu nedenlerle birini öldürmesine gerek kalmayacak; çünkü o birini deyim yerindeyse biz öldüreceğiz! Yani insanları rahatsız edemezsiniz. Kılına dokunamazsınız. Arada anlaşmazlık varsa zaten destek birimimiz (dedektif artı halk istihbaratı) ilgilileri bulur. Aralarındaki sorun her neyse çözer. Barıştırır. Bunlar olmuyorsa yerlerini ayırır. Korur, gözetim altında tutar. Ama suçlu olanı da dünyaya geldiğine pişman eder.

Şimdi böyle mi? Şimdi bir defa kişinin şikâyeti olacak. Etmiyor, edemiyor, korkuyor adam; düşman sahibi olmak istemiyor. E bunu karşısı da biliyor. Nasılsa korkudan şikâyet edemez diyor. Etse de tutturamaz diyor. Tuttursa da adamım var. Hem mahkemeler yıllarca sürdüğü için kişi uğraşmak istemiyor. Sonra komik cezalar. Her şey suç işleyenin lehine. Suçluyu koruyan kanun olur mu ya.

Adamın şikâyet etmesine gerek yok biz bulur bilir tespit ederiz. 40 bin istihbaratçı/ dedektif halkın içinde. Genel güvenlik her an her dakika yanı başınızda. Kamera sistemi. Gelişen güvenlik teknolojisi. Uçan kuşun şansı yok. Dayın olsa ne yazar yargılama ve sorgulama esnasında suçluların yüzü gizlenir. Bir tek Allah var yukarıda, o da yardım eder mi bilmem.

Cezaları da biliyorsun zaten. 1. derece suçlar (nedensiz öldürme mesela) 40 yıl.  2. derece suçlar (nedenli öldürme) 30–40 yıl. 3. derece suçlar 20–30 yıl. 4. derece suçlar 10–20 yıl. 5 derece suçlar 1–10 yıl. Basit suçlar 1 yıl.  Valla seninki hangi guruba girer bilemiyorum. Bu rakamların hiçbir indirimi affı yoktur.

Yani bugünkü düzende devletin adaletsiz sistemi de suç işlenmesinde etkili. Ve öldüren değil ölen suçlu. İnanmazsanız inceleyin. Ölenin öldüreni katil ettiğini göreceksiniz. Sinine bilmem napayım iyi olmuş diyeceksiniz. Tabii ki bütün olaylar böyle değil. Bence her olayda mezara girmiş olsa bile öldürenin de durumu incelenmeli. Öldüyse öldü, ben onun yüzünden katil oluyorum ya. Karıncayı bile incitmeyen bir insan ülkede adalet olmadığı için katil oluyorsa mahkeme binaları yıkılmalı!

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..