- Kategori
- Çocuk Psikolojisi
Olgunlaşmamış çocuklar
Kişinin doğuştan getirmiş olduğu potansiyelin, herhangi bir çaba göstermesine gerek kalmadan zaman içerisinde kendiliğinden ortaya çıkmasına olgunlaşma deniyor. (1) Kısacası çocuğun büyüyüp belli bir işi becerebilecek hale gelmesi diyebiliriz. Örneğin bir yaşında bebeğin yürümesi, okula başlayan bir çocuğun okuyup yazabilmesi, 11-12 yaşlarında çocukların soyut kavramları anlaması.
Ergenliğin sonuna doğru da çocuklarımızın bir meslek seçmesini, bir hedefinin olmasını istiyoruz. Bu süreçte, bir dediğini iki etmediğimiz, bütün imkanlarımızı seferber ettiğimiz çocuklarımız acaba bunu neden başaramıyor?
Çocuklarımızı ilgi canavarı yaptıktan sonra kendilerini normal görmelerini bekliyoruz. Doğuştan itibaren her dediği yapılan çocuklar, eskiden çarşı pazarda, şimdilerde ise alış veriş merkezlerinde anne babalarının eteklerine yapışmış avazı çıktığı kadar bağırıyor. Kendini yerlere atıyor; salya, sümük bütün silahlarını kullanabiliyor ve bu çocuk istediğine sahip olmanın ötesine geçerek her dediğini yaptırmaya çalışıyor.
Düzenlenen abartılı doğum günleri ile başlayan bu bozulma, anne babaların kendi hayallerindeki mesleği çocuklarına seçtirmeye zorlamasıyla zamanımız çocukları robotik çocuklara dönüşüyor. Kendi hayallerimizi gerçekleştirmeye zorladığımız çocuklarımız birer birey olduklarını, kendi yeteneklerinin, kendi hayallerinin olduğunu unutmayalım. “Benim kızım doktor olacak.”, “Benim oğlum mühendis olacak.” diyenlere sesleniyorum: Hiç sordunuz mu, “Evladım sen ne olmak istiyorsun?” diye.
Bir de tamamen boş vermişler var. İstemediği şeyler bile yapılmaya çalışılan, hayatında eksiklik görmeyen çocuklardan süper kariyer planları bekleniyor. Çocuk kendini bir şey yapmak zorunda hissetmiyor ki. Bırakın yemeğini kendi yemeyi, kendi üstünü başını giyinmesine dahi izin verilmeyen çocukların velileri okulların rehberlikçilerine “Hocam, bu yaşa geldi hâlâ bir hedefi yok.” diye sitem ediyor.
Neden acaba?(2)