Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '13

 
Kategori
Spor
 

Olimpiyat'tan bir sonuç; Çarşı'ya karşı 1453 Kartalları

Gezi Olaylarında özellikle Beşiktaş ve Fenerbahçe taraftar gruplarının bu protestoyu sahiplenmesi, maçların 34. Dakikasında başlayan “her yer Taksim her yer direniş” tezahüratı özellikle hükümeti fazlasıyla rahatsız ediyordu.

Stadyumların bir yerinde başlayan bu tazahürat bir başka tarafta da karşıt söylemini oluşturuyordu.

Bir taraf bağırıyor, diğer taraf ıslıklıyor, yuhalıyordu.

Kuşkusuz Beşiktaş’ta Çarşı Grubu fazlasıyla ön plana çıktı. Öyle ki Beşiktaş yönetimi stadyumlardaki protestoyu engelleme adına kombine sahiplerine taahhütname bile imzalattı.

Yıllarca ülkeyi futbol üzerinden popülist politikalarla yönetenlerin bu sefer o kitlenin protestosuyla karşılaşmasının şaşkınlığı ve ne yapacağını bilmez haliydi yaşananlar.

3 Temmuz sürecinin Fenerbahçe taraftarı üzerindeki etkisi siyasallaşma, eylemselleşme olarak kristalleşti. Bunu dağıtmak için de Fenerbahçe’nin tam merkezine karşıtlıklar yerleştirildi. Tribünler bölünmeye çalışıldı, bunda kısmen de başarı sağlandı.

Fenerbahçe bugün 3 Temmuz’dan daha çok Aziz Yıldırım’ı tartışır hale geldi.

12 Mayıs 2012 tarihinde Şükrü Saraçoğlu’nda olanlar futbol sahalarında ender rastlanan türdendi. Gezi olaylarında Fenerbahçe taraftarının muhalif duruşunu güçlendiren temel etkenlerden biriydi bu olaylar.

Polisin sert tavrı daha maçtan üç saat önce başlamış, bitiş düdüğünden iki saat sonra bile sürmüştür.

Peki, 22 Eylül 2013’te Olimpiyat Stadyumunda neler oldu?

Hemen en kısa yoldan şu tespiti yapalım; olaylara sebebiyet veren şey ne Muslera’nın zaman kazanma davranışı, ne Melo’nun kırmızı karttan sonraki hareketleri ne de Fırat Aydınus’un yanlış kararlarıydı.

Dünkü yazımda hakeme hiç değinmedim, özellikle yaptım , çünkü ortada hakem konuşmayı gerektirecek bir durum oluşmadı. Beşiktaş çok iyi mücadele etse, baskılı futbol oynayıp, rakibini çaresiz bıraksa ve hakem de Galatasaray’ın kazanması için yardım etmiş olsa öncelikle hakem konuşabiliriz. Ancak zaten Beşiktaş’ın özellikle ikinci yarıdaki oyunu yenilgiye davetiye çıkarmıştı.

Maç başlamadan önce özellikle twitter üzerinden okuduğumuz taraftar yorumlarında Olimpiyat Stadyumu’nda bir güvenlik zafiyeti olduğunun bilgisini öğrenebiliyorduk.

Kapılar kırılıyor, turnikeler çalışmıyor, polis olaylara müdahale etmiyor, içeri aynı biletle iki üç kişi giriyor, biletler tekrar dışarı gönderiliyor, bir daha kullanılıyor, üst araması yapılmıyor vs.

Neden bu kadar güvenlik boşluğu vardı sorusunun cevabı sahaya neden girdiler sorusunun cevabından daha önemlidir.

Sonuç olarak gözlemcilerin ve diğer yetkilerin tespitine göre stadyuma fazladan 10-15 bin arasında değişen taraftar usulsüz bir şekilde giriyor.

Açıkçası kulüplerin böyle zamanlarda her zaman fazla bilet bastırıp dağıttığını biliyoruz. Her derbi ilan edilen sayıdan fazla taraftarla izlenir. Ama bu sayı hiç bir zaman az önce saydığımız mertebelere ulaşmaz.

Bu kadar taraftar İstanbul’un ücra yerind maça girebileceğine dair güçlü bir inançla nasıl gelmiş o da ayrı bir konu; bunun pratiğini önceki Trabzonspor, Gaziantepspor ve Trömso maçlarında yapmışlar mıdır araştırmak gerekir.

Ancak mesele taraftarın ne yaptığı değil, buna nasıl bir ortam hazırlanmış olduğudur.

Kimlerin izin verdiğidir.

Yetkililer, sahaya girenlerin bundan sonra hapisle cezalandırılması gerektiğini söylüyorlar; sorumlulara ne türden yaptırım yapılacağı ise her zaman sisli bir ortamda kaybolup gidiyor.

Sahaya girenlerin büyük bir kısmının çimlerin üzerine yayıldığı, fotoğraf çektirdiği göz önünde bulundurulursa aslında eylemin içeriğinin ne kadar boş olduğu da ortaya çıkıyor.

Olayların bir de sonuçlarını izleyelim.

İlk tepki; Çarşı’nın siyasallaştığı, Çapulcu hareketi üzerinden taraftarların militanlaştığı şeklinde yorumlar geldi. Hatta sahaya girenlerin Gezi Olaylarında olanlarla aynı kişiler olduğu iddia edildi.

Böylesi bir eleştiri kuşkusuz Çarşı’nın varoluş amacını sorgulayan bir sonuçtu.

Çarşı artık Beşiktaşlı olmaktan başka bir şey olmuştu.

Peki Beşiktaşlı’nın başka bir seçeneği var mı?

Olmaz mı? 1453 Kartalları ne güne duruyor?

Güzel...

1453 Kartalları kimdir?

Kazlıçeşme Mitinginde bir grup Çarşı üyesi görmüştük. Anlaşılan Çarşı içinde bir grup Çarşı muhalifi bir süre sonra kendilerine başka bir isim vermeyi uygun görmüşler.

Amaç, siyasallaşan sola kayan Çarşı’ya sağdan bir alternatif yaratmak.

Yeni oluşumlar kendilerini güçlü eylemlerle ortaya koyarlar.

Olimpiyat Stadyumundaki sahaya girme eyleminin içinde onlar var mıdır, yok mudur bilemeyiz, ancak son iki gündür en fazla adı anılan grup onlar oldu.

Bunun etkilerini ilerleyen günlerde Beşiktaş tribünlerinde sesi daha fazla çıkan 1453 Kartallarını gördüğümüzde daha iyi anlayacağız.

 http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..