Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Eylül '11

 
Kategori
Futbol
 

Olmadı Beşiktaş... Stoke City 2-1 Beşiktaş

Olmadı Beşiktaş... Stoke City 2-1 Beşiktaş
 

Beşiktaş...


Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi grup mücadelelerinde kendi evinde oynadığı Maccabi Tel Aviv maçından sonra, ikinci maç için İngiltere deplasmanına geldi ve Stoke City karşısına çıktı. 

Öncelikle Stoke City'le ilgili söylemek istediğim bazı şeyler var. İngiltere Premier Lig'de mücadele eden bütün takımlara saygım sonsuzdur, izlemekten en keyif aldığım ligdir. Ayrıca fizik gücü yüksek, dayanıklı futbolculardan oluşan takımlar olduğundan fiziken yetersiz olan Türk takımlarının, onlarla oynadığı maçlar epey zorlu geçer. Bir de işin şöyle bir kısmı var, sonuçta İngiltere deplasmanına gidiyorsunuz, ne kadar kolay olabilir ki? Hele ki böyle bir ligde belli bir başarıya sahip olup Avrupa Ligi'ne katılmaya hak kazanan bir takıma karşı.

Bununla beraber Beşiktaş'ta Almeida gerçekten büyük bir eksikti. Edu onun yerine ileri uçta görev yapıyordu fakat ben onun ne Almeida'nın yerini doldurabilecek, ne de Beşiktaş'ın kalitesine uygun bir futbolcu olduğunu düşünmüyorum. O sebepten Beşiktaş bu konuda dezavantajlı olarak çıktı sahaya.

Stoke deplasmanında henüz ilk dakikalarda Hilbert'in attığı golle öne geçti siyah beyazlılar. Biz tam sevinirken, adamlar duran toptan golü buldular Peter Crouch'la. Ders alınması gereken bir gol.

Golün sahibinden, Peter Crouch'tan bahsediyoruz. Bence yakın markajla oynaması gereken bir futbolcu. Gerçekten tehlikeli, çok etkili. Egemen onu elinden geldiğince iyi savundu fakat gol pozisyonunda öyle bir anda topa vurdurmak çok yanlıştı. Bununla birlikte, top gelirken Rüştü'nün çıkışı tamamen yanlış. Bunu zaten maç boyunca gördük. Onun yaptığı büyük bir hata, takımının gol yemesine sebep oldu. Stoke City zaten hava hakimiyeti çok iyi olan, belirttiğim gibi fiziği kuvvetli oyunculardan oluşan, bu tür toplarda çok ama çok tehlikeli bir takım. Buna karşı gereken önlem kesinlikle alınmamıştı.

Özellikle ilk yarıda Beşiktaş saçma sapan pas hataları yaptı. Edu kesinlikle etkili olamadı. Simao, Fernandes ve Quaresma'yla siyah beyazlılar etkili olmaya çalıştılar. Fakat bakarsanız ne içeri açılan ortalar bir adama gitti, ne atılan uzun paslar yerini buldu, ne de futbolcular birbirleriyle doğru düzgün iletişim kurabildi. Maçın spikeri inatla kara kartalın iyi bir oyun oynadığını öne sürse de ben buna inanmıyorum, Beşiktaş'ın kapasitesi bu değil, olmamalı da zaten.

İkinci yarı biraz daha toparlandı takım ama yine de yetmedi. Orta alanda çok tehlikeli top kayıpları devam etti. Quaresma'nın savunmanın ayağına çarpıp direkten dönen topu dışında çok ciddi bir pozisyon hatırlamıyorum. Buna karşılık, Stoke City takımı yine duran toplarla etkili olmaya çalıştı ve başardı da. Penaltının yapıldığı pozisyon da bir korner anı. Bu durumda Beşiktaş'ın göze çarpan ciddi bir hatası daha var.

Madem ki taçlarda bile tehlikeli olan bir takıma karşı oynuyorsunuz, bu şartlarda topu olabildiğince oyunda tutmaya çalışmalısınız, dışarı çıkmasını engellemelisiniz. Lakin siz ne yapıyorsunuz, ileri çıkamıyorsunuz, topu kalecinize veriyorsunuz, o da baskıyı görünce topu taca atıveriyor. Tamamen gereksiz ve yapılmaması, olmaması gereken bir hata. Yani rakip "Biz bu şekilde etkiliyiz" dedikçe siz bu tür pozisyonları daha fazla veriyorsunuz. Bundan sonra da sızlanmaya gerek yok zaten. 

Ayrıca Carvalhal'in Edu ısrarını bir türlü anlayamadım. Geriye düştü, buna rağmen Holosko'yu oyuna 80.dakikada aldı. 80 dakika boyunca etkisiz bir Edu'yla oynamak akla mantığa nasıl sığar, ben anlayamıyorum açıkçası. 10 dakika içinde bir futbolcu ne yapabilir ki? En azından 70.dakikada Holosko oyuna girmeliydi, bu tercihiyle gerçekten çok enteresan bir iş yaptı Carvalhal.

Takımın havasında olduğunu düşünmüyorum. Ortada birçok hata var ve Beşiktaş'ın gerçekten iyi oynadığını söylemek şu durumda bana göre ayıp olur. Umarım bu hatalar bir an önce düzeltilir ve Beşiktaş grupta puanlar almaya devam ederek ülkemizi başarılı bir şekilde temsil eder. Başarılar Beşiktaş... 

 
Toplam blog
: 313
: 1350
Kayıt tarihi
: 21.03.07
 
 

1996'nın ilkbaharının dünyaya getirdiği birçok çocuktan biriyim. Milliyet Blog'da yazmaya yaşım h..