Olmayan parayı harcamak!

Bilindiği üzere, ekonomik kriz her gün derinleşerek, halkı etkilemeye, yeni işsizlerin ortaya çıkmasına, memurun, işçinin, bilumum emeklinin, velhasıl tüm dar gelirlilerin yaşam koşullarını ağırlaştırmaya devam ediyor.

Ülkemizi idare edenler, krizle ilgili kara para aklama kanunun dışında her hangi bir tedbir almadı. Birde IMF ile ilgili görüşmelerin sürdüğü söyleniyor! Veya anlaşılmış olabilir! Ancak ümük sıktırmamak için açıklama yapılmamış da olabilir!

Krizle ilgili iktidar her ne kadar bir açıklama yapmasa da, ekonomist köşe yazarları, Televizyon yorumcuları (Askılı pantolonlular değil) her gün krizin etkileri hakkında yazı yazıp, yorum yapıyorlar.

Tabi bu arada dış basında da ülkemizle ilgili sık, sık yorumlar ve yazılar çıkıyor. Bu yazılardan biriside daha yeni The Economist dergisinde çıkmış.

Gelin bu The Economist dergisindeki yorumu birlikte inceleyelim.

İngiltere’de yayınlanan The Economist Dergisi, Türkiye’nin büyüme oranı tahminini 2008 yılı için yüzde 3'e, 2009 yılı için de yüzde 1.7'e düşürmüş.

Belki içinizden bizim büyüme hızımızı bu dergimi belirliyor diyeniniz çıkabilir! Elbette o dergi belirlemiyor. Onlar makro ekonomik değerlere bakarak, gelecek yıllarla ilgili tahminler yapıyorlar.

Siz bakmayın tırlar dolusu kömür, kamyonlar dolusu gıda maddelerinin, varoşlarda oy için dağıtılmasına! Seçim sonu o dağıtılan kömür ve gıda maddelerinin ceremesini hep birlikte çekeceğiz.

The Economist Dergisinin yorumları ile devam edelim.

The Economist Dergisi’nin Türkiye’nin temel makro ekonomik göstergelerine ilişkin tahminleri giderek kötüleşiyormuş!

Tıpkı ileriyi gören ekonomistlerin söylediği gibi!

Dergi'nin 1 Kasım sayısında 2008 yılı için büyüme oranı yüzde 3.7 olarak öngörülürken, bu oran 22 Kasım sayısında yüzde 3’e düşürülmüş.

Allah bilir ya yılbaşına %1 e kadar inme ihtimali de yok değil.

Eğer sektörlerdeki bu gerileme ve işçi kıyımı sürerse, haliyle üretimin kısmen, bazı işletmelerde tamamen durması mümkün.

Aynı derginin verilerine göre; beklentiler 2009’a ilişkin daha da kötüleşerek, yüzde 3.2’den yüzde 1.7’ye indirilmiş.

Dergi, 1 Kasım’da Türkiye’nin büyüme oranının 2008’de yüzde 3.7 ve 2009’da yüzde 3.2 olarak gerçekleşeceği tahminin de bulunmuştu. Aradan geçen 25 günlük bir zaman diliminde, dışarıdan göründüğü kadarı ile ekonomik veriler büyük bir revizyona uğramış ve düşürülmüş.

Bu da ülkemizdeki krizin etkilerini gösteriyor. 2009 için ön görülen 1.7 lik bir büyüme hızının bile iyimser bir veri olduğunu söylemeden geçemiyorum.

Söz konusu öngörülere göre, bu yıl Türkiye'de tüketici fiyatları bazında enflasyon yüzde 10.2 ve işsizlikte yüzde 9 olarak gerçekleşecekmiş.

Bu veriler TÜİK’in yaptığı istatistikî verilerle örtüşüyor. Ya halkın enflasyonu? Onun kaç olduğunu hiç irdeleyen var mı?

Enflasyon bu kadar yükselmişken, Memur, İşçi ve Emekli’nin aldığı %4 lük zamla nasıl geçindiğini soran var mı? Varsa yoksa oy avcılığı için kömür ve gıda dağıtımı yapılıyor.

Ha çalışan işçi, memur ve emekli bu yardımdan yararlanamıyor! Ancak altında BMW arabası olanlar yararlanabiliyor!

Aynı derinin ön görüleri ile devam edecek olursak; Cari açığın Gayri Safi Milli Hasılaya (GSMH) oranı da 2008 yılı için yüzde 7.1 olarak öngörülürken, söz konusu oran 1 Kasım’da yüzde 6.4 olarak tahmin edilmiş.

Hükümetler bütçeleri yaparken, özellikle büyüme hızlarını yüksek gösterip, enflasyon rakamlarını küçük gösterirler. Bunun nedeni, bütçenin şişirilmesi, çalışanlara ve emeklilere daha az zam yapılmasıdır.

Şişirilen bütçelerdeki olmayan paralar, iktidarın elini bollaştıracağı için bol keseden harcama yaparak, halka şirin görünmeye çalışırlar.

Tıpkı bizde olduğu gibi, oy almak için olmayan para ile bol, bol kömür ve gıda maddesi dağıtırlar. Şunu bilmezler ki! Borç Yiyen Kesesinden yer...