Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ölmediyse şehit değildir!

Ölmediyse şehit değildir!
 

84 yıldır her türlü melanete karşı ayakta kalmayı başarmış Türkiye Cumhuriyeti Devleti için önemli bir ay Ekim ayı…Her şeyi bir kenara bırakın, Cumhuriyet’in bu ay içinde ilan edilmesi bile Ekim ayını sevmemiz için yeterli bir gerekçe… Tabi ki Cumhuriyet yanlıları için…

Kronolojik bir Ekim ayı tablosu çıkarmak için biraz araştırayım dedim, işin içinden çıkmak olası değil..Şimdilik vazgeçtim.

Son iki haftadır Türk Ulusunun yüreği dağlanıyor. İnsanlar sokaklara döküldü. Türk Bayrakları evlerin pencerelerinden, balkonlarından sallanıyor. Bayrağını kapan caddeleri dolduran ‘on’lara, ‘yüz’lere katılarak ‘bin’ler, onbinler oluşturuyor ve avazı çıktığı kadar bağırıyor. “ Şehitler ölmez, Vatan bölünmez” diye…

Şehitler ölmez ise, ölenler kim ya da ne?

“Ülkesi, ülküsü veya inancı uğruna savaşırken ölmek” diyor TDK sözlüğü, ‘Şehit düşmek’ karşılığında; Şehit sözcüğünün karşılığı ise “ Kutsal bir ülkü veya inanç uğrunda ölen kimse”

Peki Ülkü? “ amaç edinilen, ulaşılmak istenen şey” diye tanımlanıyor. Ya Kutsal ülkü?

“Böyle bir söz bulunamadı” diyor TDK sözlüğü… Yoruma açık.. Dilediğin gibi yorumlamak serbest..

Şehit düşen çocuklarımız için yüreğimiz dağlanıyor..Her karesini izlerken TV de, ya da gazete sayfalarında öykülerini okurken buğulanıyor gözlerimiz. Kime? Şehit düşenlere! Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bekası için canından olan Er ve Erbaşlarına… O zaman ne diye “ Şehitler ölmez” diye basbas bağırtılıyoruz? Öldüler, öldürüldüler, katledildiler, pusuya düşürülerek haince, yaşamlarının baharına henüz geçmek üzereyken kara toprağın karanlığına girdi bedenleri..

Lütfen beyler, bayanlar dalga geçer gibi “ Şehitler ölmez” demeyin ne olur… “Onlar ölmedi, içimizde yaşıyor” diyenlere soruyorum, şu dakikada bir tanesinin adını hatırlayabiliyor musunuz? Bir yakınınız değilse eğer mümkün değil adını hatırlamanız. Çünkü sizler dün, bugün elinizde bayrakla birkaç saatinizi ayırarak vefa borcunuzu ödediniz onlar adına yürüyerek ve haykırarak.Sonra evinize dönüp “biri bizi gözetliyor” da kim atıldı, kim atılacak diye çekirdek çıtlatarak günlük yaşamınıza döndünüz…

Onlar öldükleri için “Şehitlik mertebesine” ulaştı.

İşte o yüzden, sırf bu yüzden onlara saygılı davranın ve “Şehitler ölmez” diye bağırmayın…

Din ulemasının dediğine göre, vefat edenlerin ruhları kabre girene kadar cemaati takip edermiş. Çocuklar sizin sesinizi duyarak “ Ne diyor bunlar, peki biz ölmediysek, bu tabuttakiler kim?” demezler mi?

Bu satırları okurlar mı bilmiyorum ama, onları doğuran, bizlerin huzuru, devletimizin bekası için evlatlarını ebediyen kaybeden anne, babalara sabır diliyorum…

Ömrüm boyunca onlara vefa borcum olduğunu bilerek yaşacağım… Ama "Şehitler ölmez" demiyeceğim...

Fotoğraf/ Anadolu Ajansı

 
Toplam blog
: 126
: 1276
Kayıt tarihi
: 10.09.06
 
 

48 yıldır yaşıyorum.Gazeteciyim, müzisyenim, babayım... Önce insan ve iyi bir yurttaş olabilme çab..