Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '08

 
Kategori
Siyaset
 

Ölmek için On Kasım'ı bekledi

Ölmek için On Kasım'ı bekledi
 

------------------Gazi Paşa ve Askerleri-----------------


Haberi okuduğumda çok etkilendim. Çanakkale ve İstiklal savaşlarına katılmış ve halen hayatta olan “son gazi” ünvanına sahip, Emekli Albay Mustafa Şekip Birgöl, İstanbul'da yaşama gözlerini yummuştu. Bazı kaynaklara göre 105, bazılarına göre ise 110 yaşındaki Birgöl, Eskişehirli Yakup Satar'ın, geçtiğimiz nisan ayındaki vefatının ardından hayatta kalan son gazi olarak biliniyordu.


Bu ne demektir biliyor musunuz sevgili dostlar? Büyük Gazi’mizin, Gazi Mustafa Kemal’in bizlere emaneti olan silah arkadaşlarından, neferlerinden, askerlerinden oluşan o gül yüzlü topluluk, bir 10 Kasım günü ertesinde, tarihimizin sayfalarına gömülmüş oldu. Allah, gani gani rahmet eylesin.


Ulu Gazi’den Son Gazi’ye dek; bugün üzerinde yaşadığımız bu topraklarda, hür nefesler alabilmemizin, geniş vatan ufuklarına göz değirebilmemizin, hatta ve hatta bizlere hediye edilen bu nimetleri bir kenara koyup, şımarık mirasyedilere taş çıkartan eblehliklerimizle Mustafa Kemal’e, yaptıklarına, yaşadıklarına, özel hayatına laflar edebilmemizin, hadlerimizi aşıp, boyumuzun ölçüsünü bir türlü hesap edemeyişimizin, bu memlekette yaşayabilmemizin, birbirimizi yiyebilmemizin sebepleri olan o büyük insanlara çok şeyler borçluyuz. Ama nafile...


Mustafa Şekip Albayım, mezarında rahat uyu.


Gün, gecenin en karanlık anında doğar. Ve denizler durulmaz dalgalanmadan. Elbette gelecek günlere inancımız tam. Bu toprakların kaderine ve tarihine olan güvenimiz baki.


Gazi Paşam, kabrinde rahat uyu.


Bak dün neye şahit oldum? Anlatayım da ferahlasın biraz olsun, aziz hatıran.


Çevrede sadece devasa fabrikaların bulunduğu bir sanayii bölgesindeki geniş pencereden, çok az araç trafiğinin olduğu, yaya trafiğinin ise hiç olmadığı çok geniş caddeye bakmaktaydım.


Saatler, yetmiş sene önce son nefesini verdiğin uğursuz zaman olan dokuzu beş geçeyi gösterdiğinde, sirenler acı acı çalmaya başladı. Hiç kimsenin olmadığı o caddeden, tam da o anda bir araç geçiyordu ki sirenlerin çalmasıyla tam penceremin önünde durdu. Orta yaşlı bir adam arabasından aşağı indi. Yolun ortasında, yalnız başına saygı duruşuna geçip, sirenlerin bitmesini beklemeye başladı. Huşu içindeydi. Kimseye rol yapmıyordu, sponsor aramıyordu. Ve Sen’i hissediyordu.


Yanağımdan süzülen yaşları, tir tir titreyen işaret parmağımla sildim. Ve bir şeyi hiç silinmemecesine yüreğime kazıdım. Sizleri, Gazi Paşamı, son gazimi ve tüm gazi ve şehitlerimizi; bu ülkenin aziz evlatlarının gönüllerinden, hiçbir kişi, grup, parti, zümre, ülke, devlet, örgüt, kitap, gazete ve film silemeyecek. Silinmeyeceksiniz, emin olun.


Bu millet belki zaman zaman unutur, zaman zaman şaşırtır ahde vefasızlıklarıyla ama hiçbir zaman mukaddesatını sattığı vaki olmamıştır. Olmayacaktır da. Sizler, bu kadim kültürle yoğrulmuş mübarek topraklardan can alan insanların kutsallarısınız ve hep öyle kalacaksınız, n'olursunuz inanın.


Ve işte bu benim sözlerimi ve benzerlerini; "şehit edebiyatı", "vatan-millet-sakarya jargonu" gibi direkt ifadelerle ya da birtakım süslü, cilalı, boyalı, bol reklamlı, sponsorlu, ambalajlı işlerle aşağılamaya çalışanlar dün de varlardı, bugün de varlar ve maalesef yarın da varolacaklar. Bunlara sadece acıdık, acıyoruz, acıyacağız.


Biraz da, yok yok ne yalan söyleyeyim, çokça da içimiz acıyarak...



@Geçen sene bugün "Çeçenler": http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=75090

@İki sene önce bugün "Yine Aylardan Kasım": http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=13211

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..