Olmuyor şekerim, olmuyor!

Geçen gün “İzmir Notları” konulu bir başlığı gördüğümde İzmirli olmamdan gelen merakla okumaya başladım ki; “Hey allahım, İzmir kadar köy düşsün kafanıza!” derken buldum kendimi daha ilk satırda!...

Okudukça pek de ciddiye alınmaması gerektiğini; aynı şeylerin zaten on üç yıldır tekrarlanan tekerleme olduğunu farkettim.

“İzmir notları” nı ciddiye almadım da, AKP’nin seçime destek vermek amacıyla Diyarbakır milletvekili Cuma İçten’i İzmir’e yönlendirmesini epey ciddiye aldım!

Bir İzmirli olarak; Diyarbakır milletvekilinin İzmir’e gelip de AKP seçim çalışmalarına nasıl bir katkısı olabileceğini düşünüp durmaktayım.

Şahsın bireysel görüşlerinin ne olduğunu attığı twitlerden gayet iyi anladıktan sonra bu görüş mesafesinde olan birinin İzmir’e neden yönlendirildiği de az-buçuk şekillendi kafamda.

Son yıllarda fazla göç alan İzmir için görevlendirilen kişiler var demek ki!

Diyarbakır milletvekilinin İzmir’e gelip de seçim çalışmalarına destek vermesinin tek gerekçesi İzmir’de yaşayan Diyarbakırlıları etkileme çabalarıdır ki artık dinle mi, sözle mi yoksa ne ile yaparlar, bilemem...

Cuma Bey’in işgüzarlığı sonucu şunu da öğrendik ki AKP göçen insanların peşine o yörenin milletvekillerini takıyor.

İzmir’in en çok göç aldığı diğer illerin milletvekilleri de benzer ziyarette bulunmuşlar demek ki...

İzmir için hakarete varan sözlerine gerçek bir İzmirli olarak gülüp geçtim de, göçmek zorunda kalanların ardından gelerek neler dediklerini, ne hediyelerle gittiklerini merak ettim!

******

Bir fotoğraf karesi gibi gözlerime takılı kaldı: Yapılı bir adamdı ama pantalonu kemerle toplanmasa üstünden düşecek gibiydi. Yanında sekiz, bilemedin dokuz yaşlarında çelimsiz bir kız çocuğu vardı; çocuğun altında penye pantolon, üstünde tişört, ama uzun kollu... Başında boyuna uzun gelen bir örtü, örtünün altında son moda olan saç köklerinin üstüne sarılan bant...

Kız çocuğunun elinde birkaç sarılmış pankart; Davutoğlu’nun mitinginden geliyorlardı.

Bir adamın yanında gördüğüm her kız çocuğunun o adamın kızı olduğunu düşünürüm, niyeyse ilk kez içime bir korku düştü!

İzmir’de babalar kız çocuklarına boyundan büyük gelecek şeyler taşıtmazlar!...

Ne örtü, ne pankart sopası ve kartonu!...

******

Cuma Bey’in gözlemlerine güler geçeriz de, son yıllarda AKP’nin İzmir üzerine oynarken kullandığı algı yönetimine de tarafsız kalmak mümkün değil!

Zira; karlı dağlarda yaşayan, İzmir’e hiç yolu düşmemiş, düşme olasılığı bile olmayan kişiler nezdinde siyasi amaçlı “küçük düşürme” operasyonları bizi hiç ırgalamasa da, Türkiye Cumhuriyeti’nin diğer illerinde yaşayanları bir nevi kandırma, doldurma, yanlış bilgilendirmedir.

******

İzmir’e Diyarbakır’dan milletvekili desteği gönderene dek “Töre ile mücadele edeceğiz” diyebilseydiniz; göç edenlerin peşine oy toplamak adına milletvekilleri göndereceniz yere “neden göç ediyorlar” diye kafa yorup, göçleri engelleseydiniz...

******

Olmuyor şekerim; olmuyor!

İzmirli Güldünyaları da, maden işçilerini de; asgari ücretlileri de düşünüyor!...

Bu zihniyeti anlamak için “medeni” olmak gerekiyor; öyle “sana şu parayı vereyim, bunu yap” diyene kanmayacak kadar medeni...

Yine anlamadın de mi!

https://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com