Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '11

 
Kategori
Anılar
 

Olmuyorsa zorlamayacaksın

Olmuyorsa zorlamayacaksın
 

Geçenlerde Radikal gazetesinde Nil karaibrahimgil ile yapılan bir röportajı okurken uzun bi sure düşüncelere daldım . Şöyle soruyordu Ezgi Başaran bir sorusunda . 

‘’(Ezgi)Başarılı kadın tarifiniz nedir?
(Nil) Biraz sığ olabilir ama ben bir kadının para kazanmasını başarı kriterleri arasında üst sıraya koyarım. Para demek hareket özgürlüğü demek. İdealiyle yaptığı iş arasında uçurum olmayan, kendini başarılı hisseden kadın başarılıdır.’’
 

İdealiyle yaptığı iş arasında ucurum olmadıgında ve uçurum olmayan o işte başarılı hissediyorsan kadın olarak başarılıydın Nil e göre . Uzun bi süre düşündüm, düşündüm, düşündüm... 

13 yaşımdan beri hayalini kurduğum Medya sektöründe olmak için uzun yıllar mücadele verdim . 

Pek ilgili bir bölümü kazanamasamda ideallerime beni götürecek en doğru yolda ilerlemeye çalıştım. 

Medya istiyordum kazanamayınca beni medyanın kalbine götürecek en doğru bölümü seçtim Turizm Otelcilik i . 

Ne alaka diyeceksiniz belki ! Ne alaka mı? 

Söyleyeyim ... 

Kendi ayaklarınız üzerinizde duracak bir güç ve güven yoksa hep birilerine bağlı kalırsınız , aile eş vs.. 

Bense ne aileme ne bir eşe bağlı kalıp ideallerime ket vurmak istemiyordum . 

Çünkü birilerine birşekilde bağlıysanız onlara ayak uydurmak zorundasınız isteklerini eleştirilerini göz önüne almak zorundasınız . 

İstanbul’a elimde bavul beni neyin karşılayacagını bilmeden ailemi karşıma alıp 'Ben geldim İstanbul 'diyip o türk filmlerini aratmayan bir sahneyi oynamayı hele hiç istemiyordum . 

Mezun oldugum okulla ilgili ayaklarımı yere sağlam basacagım kadar kazanç sağlayacak bir iş, konaklama ve yeme içme imkanı sağlayacak tek bölüm otelcilik idi. 

Nitekim öylede oldu . 

Mezuniyet sonrası Sapanca da 5 yıldızlı çok özel konseptli bir otelin yönetiminde göreve başladım . 

Hayallerime çok yakındım 1 saat 15 dakika kadar . ( Sapanca İstanbul) 

İdealim ile yaptığım iş arasında uçurum olmayan başarılı kadın profilini gerceklestirmek için hala bi umut vardı. 

Ve 2 senenin sonunda sağlam adımlarla İdeallerimi gerçekleştireceğim şehirdeydim İstanbulda. 

2 senede burdaki düzenimi oturtmak için çaba sarfettikten sonra işin eğitimini almaya karar verdim. 

Eğitimin sonunda benden yana olduğuna inandığım şans Medya sektöründe çok ünlü bir ismin yanında iş imkanını karşıma çıkararak yoluma daha emin adımlarla ilerlememi sağladı. 

13 yaşımdan beri kurduğum hayali doğru yerde gerceklestirmek için gerekli mücadeleyi de verirken türlü olumsuzluklar ve zorluklar yaşadım. 

*** 

Ya doğru yerde değildim ya da zaman doğru değildi Ben inatla doğru zaman olduğunda diretsemde giden benden gitti ve sonunda pes ettim yıllardır verdiğim Medya aşkı mücadeledesinden ya da zamana bıraktım 

O yıllarda okuduğum Secret kitabı birşeyi çok isteyip çağırırsan olur diyordu ve bu noktada hayat hikayeleri ile örneklendiriyordu. 

Ne yalan söyleyeyim çok etkisinde kalmıştım. 

Birşeyin olması için onu gönülden isteyin 'tabi gerekli çabayı sarfederek' mutlaka olacaktır Yıllar sonra Quantumla karşılaştığımdaysa başta anlamakta zorluk çeksemde büyük bir yanılsamanın içinde oldugumu anladım. 

Şöyle diyordu Reha Muhtar Quantum ile ilgili bir yazısında. 

'' Bir şeyi çok istersen mutlaka olur...” klişesi nereye gitsem en az birinden duyduğum bir klişe...

Oysa “Bir şeyi çok istersen mutlaka olur” yanlış bir klişe...

Tam tersine “Bir şeyi çok istersen olmaz...” gerçeğe daha yakın bir önerme...

***
Birçok kişinin bunu duyduğunda afalladığının farkındayım...

Oysa enerji alanındaki gerçekler şöyle...

Bir şeyi isterik bir biçimde istiyorsanız, onu hiçbir şekilde elde edemezsiniz...

“Obsesif bir şekilde mutlaka istiyorum” dediğiniz enerji olumsuz bir enerjidir ve gönderdiğiniz olumsuz enerji, sizi o istediğiniz şeyden uzaklaştırır...

Amacınıza bir şeyi “mutlaka istiyorum” gibi obsesif enerjiler yollayarak ulaşamazsınız...

Hayatınızı gözünüzün önüne getirin...

Bir şeyi çok istediğiniz zaman, o şeyin olmadığını göreceksiniz...

Ne zaman ki o şeyi o kadar fazla istememeye başlayacaksınız...

Onun size kendiliğinden geldiğini farkedeceksiniz... *** “Bir şeyi istersen mutlaka olur” önermesini hayata geçirebilmeniz için, istediğiniz şeyi istikrarlı bir biçimde, doğru enerji vererek istemeniz gerekiyor...

“Ani istekler, öfke nöbetleriyle gelen isterik talepler, durumunuza ve şartlarınıza hiç uymayan akıl dışı talepler” gerçekleşmez...

Bir kere “gerçekten istemek” denilen eylem ruhun bir şeyi istikrarlı olarak içten gelerek barış ve uyum içinde istemesidir...

Sevgiyle ve meşakkatle harmanlanmalıdır bu istek...

İstenen şeye gerçek bir sevgi duymalı ve onun için uğraşmalıyız...

O istikrarlı uğraş ve sevgi, bizi amaçlarımıza yöneltir...

Öyle durup durup “ben çok istiyorum niye olmuyor” demek, huysuz bir çocuğun ağlamasına benzer...

Doğanın enerji sisteminde huysuz çocuğun, anlık öfke nöbetleriyle ağlamasının enerjik bir değeri yok çünkü... '' 

*** 

Yıllardır yanlış bildiğim ve istedikçe olacagına inandığım ve hatta olduğuna inandığım şeyler Quantum anlayışına tersmiş aslında . 

Yılların mücadelesi , istekler, riskli kararlar vazgeçişlerim geldi aklıma . 

Sonra kazandıklarım , kaybettiklerim ve geldiğim nokta . 

Nil Karaibrahimgil'e göre idealiyle yaptığı iş arasında uçurum olmayan kadın başarıya ulaşıyordu ve benim geldiğim noktada yaptığım işle idealimdeki iş arasında en ufak bir anlam ilişkisi yoktu maalesef şu anda. 

Günlerce bu cümleye takılı kalıp, düşünme sebebimde buydu dalgın, üzgün, bazende çaresiz hissederek. 

Çok kurumsal bir firmada , çok özel insanlarla düzenli bir işte çalışma fırsatı bulmuştum ama idealiyle yaptığı iş arasında bir ilişki olmadan da başarıya ulaşamaz mıydı insan????? 

*** 

Nil Karaibrahimgil'in bu cümlelerine neden mi bu kadar taktım? 

Sıradışı çılgın yerlere göklere sığamayan munzur ve özgür bir kız diye çıktı karşımıza. 

Seversiniz sevmezsiniz orasıyla ilgilenmiyorum ama başarıdan başarıya imza attı tüm Türkiye onu özgür kız diye tanıdı . 

Marjinal yapısıyla , aykırı, çosturan, sıradışı şarkıları ve sevimli, çocuksu duruşuyla evlilik kriterlerine uydurmadığımız Özgür kız yıllardır yürüttüğü ilişkisini ' çocukta yaparım kariyerde ' diyerek evlilikle noktaladı. 

Büyük çoğunluğun evliliği yakıştıramadığı o sıradışı kadın hem mutlu bir evliliğe adım attı hem başarılara imza atmaya devam ediyor. 

Gözlerimi kapatıp kucagında bir bebekle hayal bile edemediğim bu kadın kısa zaman sonra bunuda layıkıyla yaptığını gösterecektir bizlere. 

Ve hem sıradışı yapısını koruyup hem işinde hem ilişkisinde başarıyı yakalayan kişilerin sözleri ister istemez etkisinde bırakıyor insanları. 

*** 

İşte hem tarzı ile hem yaptıklarıyla kendimle bağdaştırdığım için belkide takılıp kaldım birazda kırıldım Nil'in o sözlerine . Gerçekten İdeallerimle yaptığım iş arasındaki uçurum beni başarısızlıklara mı itecekti:( 

Tabiki dünyanın en keyifli şeyiydi sabah mutlu olduğun ve sevdiğin işi yapmak için uyanmak, yaptığın işten keyf almak . 

Severek yaptığınız işte başarı kaçınılmazdı ama hayat bazen istediğiniz şekilde şekillenmiyor. 

Kaç milyon insan sırf düzenli bir iş, gelir veyahut sigorta için istemediği işlerde çalışıyor. 

Ben o grubun içinde olmayı hiç istemedim hep ideallerimin peşinden gidip yeteneklerimle bağlantılı işlerin içinde yer almak için mücadele verdim. 

*** 

Hayalini kurduğunuz işi yaparken mutlu oluyorsanız başarı ve para zaten beraberinde geliyordu ama dedimya bazen hayat istediğiniz şekilde yol almıyor ve hayatı kendinize uydurmaya çalışırken , bazen size sunduğu ile yetinmek zorunda kalıyorsunuz . 

Arada çekim yasasıymış, quantummuş içine girip doğanın karmaşıklığında boğularak. 

Ve Yazımı bu mücadelede okudukça güç veren , Can Yücel'in bir şiiri ile noktalıyorum. 

Olmuyorsa Zorlamayacaksın 

Olsun istersin…
Hatta olsun diye yapılması gerekenden daha da fazla üstelersin.

Aşktır ; değer verirsin, ödün verirsin, sevgiden de öte saygı gösterirsin, olmayacak kaç şey varsa bir
araya bile getirirsin…

Bakarsın, ne anlattığını anlayabilmiş (?) ne de çözüm için bi’şeyler yapma gayretinde.

İştir ; sabahlarsın, “olsun” diye ailenden çaldığın zamanı oraya verirsin…

Dosttur ; hayatta kimseyi dinlemediğin kadar dinler, kendine ayırmadığın onca şeyi “O’na” ayırmaya çalışırsın…

Sonra olayın içinden kendini çıkartır şöyle karşıdan yaptıklarına bir bakarsın… Bakarsın ki her şey başladığın gibi!

Olmuyorsa, olmuyordur!

Gönlün rahat mı?

Elinden geleni yaptın mı?

Cidden olmuyorsa zorlamayacaksın…''
 

 
Toplam blog
: 58
: 3499
Kayıt tarihi
: 16.11.10
 
 

Mersin Üniversitesi Turizm Otelcilik Konaklama işletmeciliği mezunuyum. ..