Olta-Balık; Referandum-Alık ilişkisi

Balıkları yakalamak için görünmeyen bir ip, yani misina kullanılır ve ucuna bir iğne bağlanır. Bu iğnenin büyük balıklar için olanına da "zoka" denir. Gel zaman git zaman "zokayı yutmak" deyimi türemiştir. Bilindiği gibi "aldatılmak, kandırılmak" anlamında kullanılır.

İğne hiç bir zaman tek başına suya atılmaz. Balığın cinsine göre yemin veya yem gibi görünecek kandırmacaların içine iğne gizlenir. Balıklar (genelde çok akıllı olmadıkları için olsa gerek) bir şekilde bu yemleri yemek isterken zokayı yutarlar. Kısa bir an süren mutluluklarının sonu, gırtlaklarına kadar giren iğnenin ucunda yavaş ve acı dolu bir ölümdür.

Bu ilkeyi bilen akıl sahipleri de, yeterince bilgi sahibi olmayan kişileri "oltaya getirmek" ya da "zokayı yutturmak" için çeşitli yemler kullanırlar.

Bizim örneğimizde zoka görevi, (tüm hayır diyenlerin ortak kanısı olan) üç-dört maddededir. Balığı (veya alığı) zokaya çekecek olan da diğer maddeler. Zaten temel insan hakları düzleminde olup herkesin referanduma gerek kalmaksızın üzerinde birleştiği konular, lezzetli birer yem olarak zokayı saklamaktadırlar. Bu nedenledir ki; "kadına pozitif ayırımcılığa evet", "engellilere pozitif ayırımcılığa evet" gibi reklamlar asılmaktadır.

Avı yakalamak için onu uyandıracak ses, ışık ve benzerini ortadan kaldırmak gerekir. Hatta çevreci vb. sorumluluk ile davranıp da balıkları (alıkları) uyandıracak kişileri de oradan uzaklaştırmak gerekir. Olası ise hepsini bir arada bulunacakları bir yerde oyalamak doğru olur. Bunun için onların amaçlarını önceden dinlemek, kuşkulanıyor iseniz niyetten amaca bağlantı kurmak ve kıyıdan biraz içeride Silivri civarında alıkoymak tercih edilebilir.

Ne balık, ne alık, ne av, ne de avcı olmaya niyetim yok.

Özgür, bağımsız, bilgili ve sorumlu birey olmak gibi Atamızdan aldığımız bir görevimiz var.