- Kategori
- Blog
Ölü Bloglar
Öldürdüm, tüm bloglarımı
Üstüne de bir bardak su içtim.
Düne dair ne varsa paspasladım.
Ve yeni bir sayfa açtım geleceğe...
Bir de ne göreyim !
Benim ki; sadece bir düş veya fazteziymiş.
Bloglarım hortlamışlar. Tekrar yerlerine gelmişler, oturuyorlar, sanki hiç bir şey olmamış gibi, üstelik bir de sırıtıyorlar. Hortlaklardan da korkarım ya üstüme üstüme geliyorlar.
Ne yazsam, ne kursam yeniye dair, hep peşimdeler.
Bırakın peşimi, sizi boşadım diyorum yine olmuyor. Ben değiştim, sizi yazan ben değilim artık diyorum yine laf anlatamıyorum.
Evet bloglarımız artık anılaşıyor, anı oluyor. Yıllar sonra bir blogunuzu tekrar okuduktan sonra bunları ben mi yazmışım bile diyebiliyorsunuz. Bunların içinde beğenmediklerimizde oluyor. Ben neden böyle düşünmüşüm dediğimiz de oluyor.
Zaman zaman kızıp sildiğimiz bloglar ise öbür dünyadalar. Onlar belki de bizden hesap soracaklar. Ölmeyi haketmediklerini söyleyeceklerdir.
Bence öldürmeyelim bloglarımızı. Hiç değilse onları dinlendirmeye -taslağa- çekelim. Gün gelir ona haksızlık ettiğimizi anlarız belki de...
En başlarda belki de, blogların uzun soluklu olacağını düşünmüyorduk. Şimdi blog sayfalarında eskimeye başladık. Bu sayfalar sayesinde arkadaşlıklarımız, dostluklarımız ve yaşamın içinde olağan sayılan kırgınlıklarımız da oldu.
Bloglar,bize yeni bir yaşam kültürü ve iletişimi sağladı. Zaten yalnızdık, hiç değilse bu yalnızlığımızdan birazcık kurtulmuş olduk.
Son olarak diyeceğim, kızdığınız bloglarınızı öldürmeyin, bırakın onları dinlensinler. Onlar sizlerden bir parçadır, gün gelir size yol gösterirler.
Bol bloglu günler diliyorum.