Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ekim '15

 
Kategori
Deneme
 

Ölülerin en büyük avantajı bir daha ölmeyecek olmaları

Ölülerin en büyük avantajı bir daha ölmeyecek olmaları
 

Ölümün insanlar tarafından bu kadar basit görülmesi inandırıcı değil. Henüz ölmemiş kişiler korkuyor ve şaşkın. “ne olacak ki” diye numara yapıyorlar.
 
Bence ölüm hayatın en büyük olayı. Ölümü yaşamış kişi bilir. Biraz sonra ölecek olsanız bile bilemezsiniz. Geri gelen de yok ki nasıl olduğunu sorsak; tahmin ediyoruz. Ölüm zaten büyük bir travma. Bir de acı ölümler var. Gözlerini kapayıp gitmiyorsun.
 
Niye gözlerini kapayıp gitmiyorsun ki. Acı ölümleri(bütün ölümler acıdır da biz acı çekerek ölmeyi kastediyoruz) kabul etmemeli, ölümümüzün (nasılsa olacak, hiç değilse) normal olması için çalışmalıyız. Öldükten sonra ne fark eder demeyin. Zaten acı çekerek yaşıyoruz, acı çekek ölmeyelim bari.
 
İnsanlar ölüm karşısında çaresiz. Bu çaresizlik ölümün şekline de yansıyor. Belki daha rahat öleceğiz ama “nasılsa öleceğiz elden bir şey gelmez” teslimiyetçi düşünceyle rahat ölüm için bir şey yapmıyoruz.
 
Adam bağıra bağıra ölüyor düşünebiliyor musunuz? Uyut öldüğünü bile anlamasın. Hem gökten düşerek, ateşte yanarak, boğazı kesilerek vs neden ölüyorsunuz. Bunları engellemek elimizde. Böyle ölüm mü olur!
 
Yani şunu demek istiyorum, ölüm normal değil, bizim ölüm şeklimiz hiç normal değil. Konu ölüm olunca başlar öne eğiliyor, sanki yapacak hiçbir şey yok. Kurtarmayı kastetmiyorum, artık yapacak bir şey yoksa ölümü kolaylaştırmalıyız.
 
İşin manevi yönünde de acayip bir kafa karışıklığı var. Din öldükten sonra hayat devam ediyor diyor da, bu sadece inananlar için işe yarar. E sen de inan. İnanmak akıl ve yürek işi ve onlar da benim kontrolümde değil, ben onların kontrolündeyim; aklım/yüreğim inanırsa inanacağım, inanmazsa ben napayım! İnanmayınca da boşluk oluşuyor.
 
Duygulu ateistler şiirsel vedalar hazırlıyorlar ama can boğaza gelince “nere gidiyoruz lan” diyorlardır. E çünkü onlar için ölümden sonrası yok. İnananlarınki de ikna edici değil. Karanlık bir kuyuya atılır gibi. Ölümün manevi yanında daha fazla sorun var. Öldükten sonra yitip gideceğiz. Belki karıncalar yiyecek bizi. Hayat ve dünya, her şey bizim için bitecek. İnanmıyorsak bile “öldükten sonra hayat devam ediyor” diyerek kendimizi kandırmanın bir sakıncası olmaz. Ölüm öncesinde kafamız rahat olur.
 
Kolay ölüm var ve biz inatla bunu savunuyoruz. Ölmen gerektiği zaman ölürsün. Psikolojik travma ve vücut acıları çekmemen için de uyutulursun. Uyurken can vermelisin. Kendinde değil zaten deniliyor. Bu acı çekme anıdır. Kişi son nefesini vermediği sürece kendindedir. Bir insanın öldüğünü bilere ölmesi kadar yanlış bir şey olamaz. Manevi yüzleşme için mi yapıyorsunuz bunu. Bazen görüyoruz gözleri açık can veriyor. O anki ölümcül psikolojik durumu(korkuları) artı beden acıları ne oluyor. Bence insanları işkenceyle öldürüyorsunuz. Korkusu artsın diye bir de ölüm duaları. Adam ölmeden ölüyor valla. Uyutun şarkılarla türkülerle uğurlayın. Öldükten sonra dua edin. Sanki Azrail’in yardımcısısınız! Başlıyorsun acıklı dualara adama sanki az sonra öleceksin diyorsun. Resmen işkence. Adam/kadın öldüğünü bile anlamasın. Öldükten sonra edin duanızı. Bence bu şekil davranış nedeniyle ilgililer hakkında ölüye işkence davası açılmalı!
 
Ölümden korkan insanlar ölümü bilen insanlardır; diğerleri cahil ve bilgisiz. Aslında onlar daha çok korkuyorlar. Teslim olmuş, zavallı, çaresiz, ağlaya ağlaya, bağırarak, inleyerek ölüyorlar. Yani ölümün de cehaleti var. Bazıları ölürken de cahil.  Bütün bu zavallılıklara gerek yok ki. Tünelde gözlerini kapatırsın. Aslında zavallılıklarından böyleler. Ölüme karşı yapacakları bir şey yok sanıyorlar. Şimdilik öyle. Ve en azından istediğimiz gibi ölmek elimizde. Bazıları bu yazımızı tebessümle okuyacaklar. Eğer o kadar yiğitlerse can verirken de tebessüm etsinler!
 
 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..