Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mayıs '13

 
Kategori
İlişkiler
 

Ölüm gibisin sen yavrum...

Ölüm gibisin sen yavrum...
 

Tıpkı ölüm gibi... Bırak!... Ayak izlerin ruhumda kalsın... Olma mı?


Ölüm gibisin sen yavrum... Hani Ölümü düşünürken, Kurur ya; dili, damağı insanın... Hani ölüm, ansızın çöker ya; adamın üzerine... Sen de işte öyle; ölüm gibisin; benim için... Hani hiç yokmuş gibi, ya da, her an gelecekmiş gibi... Ben değil, kendi istediği zaman gelenlerdensin sen; değil mi? Varlığı bilinen, yaşanması korkutan insanı... Ama aynı zamanda, yaşamın en büyük gerçeğisin sen; benim için... Tıpkı bir gün muhakkak yaşayacağım ölümüm gibi...

Ben ölürken, nefesin üzerimde olsun; tenin ellerimde... Öyle bir yerleş ki içime; varlığın, yaşadığım sürece kalbimde yaşasın. Ölürken de ben... Senin ismini sayıklamalıyım... Harf harf, hece hece hem de...

Ve kışın en ayaz gecesinde, ölüm ölüm yağ; üzerime üzerime... Nasıl ki, her şeyden kaçsa da, ölümden kaçamaz insan... İşte  kaçamayayım senden... Öyle bir bağla ki beni kendine; sen bıraksan da beni; ben senden gidemeyeyim. Olur mu benim güzel bebeğim? Bana ölüm kadar yakın; yarın kadar uzak olabilirsin ancak. Daha fazla ayrılık, beni gerçekten öldürüverir; bunu da bilesin isterim.

Ölüm gibisin sen yarim... Soğuk nefesin ensemde; sıcaklığın kalbimde... Tıpkı kanatlanmış bir atla, cennete gider gibi... İyi mi?

Esas varoluş, ölümle başlar. Tıpkı senin gibi, sonsuzluktur ölüm çünkü. Ölüm, bir son değil başlangıç; tıpkı seni öptüğümde başlayacağın gibi...

Ölüm, şımarıklık nedir bilmez... Ölüm istese de, kendini saklayamaz. Tıpkı bir ölüm gibi gel bana... Tam da olduğun gibi... Yoksa, ne seni öpüşümün bir anlamı, ne sana dokunuşumun bir değeri kalır; benim için... Ne ben sende kaybolabilirim; ne ölüm bende; o zaman... Tıpkı ölüm gibi gel bana... Olduğun gibi, kendin gibi; olur mu? Çünkü her ölü kendisi gibidir. Asla başkası olamaz! Unutma!

Ölüm gibisin sen yarim... Issız bir mezarlığın, sahibi meçhul bir mezar taşı gibi... Ve sana her baktığımda, yaşamayı ve sevmeyi görüyorum; tıpkı gerçek, günahsız bir ölüm gibi... Ve seni... Sevmeyi, sevmeyi, sevmeyi... Nasıl? Anlaştık mı? Tıpkı kendin gibi gel bana... Hiçbir şeyin asla saklanamayacağı sade bir ölüm gibi...

Çünkü sen, ölüm gibisin yarim; benim için... Şu yalan dünyada, tek ve en büyük gerçeğim... Bana sadece kendin gibi gel; başkası gibi değil... Aynı benim de sana geleceğim gibi... Aynen ölüm gibi...

Dibine kadar yaşamayı da, dibine kadar ölmeyi de bilensin; sen ve ben... Çünkü sen, ölüm gibisin benim biricik yavrum... Beni zangır zangır titreten... En olmadık yerde karşıma çıkan... Belki de... Beni bekleyen kaderimsin sen... Tıpkı ölüm kadar gerçek ve inkar edilemez olan... Ölümüm gibisin sen yavrum... Kaçmayacağım, kaçamayacağım sonumsun; belki de...

Kaç, kaç, kaç, nereye kadar böyle?!! Sonunda teslim oluyorum sana işte; hem de dibine, hem de Allah'ına kadar işte! Göster bakalım ne kadar yürekli olduğunu... Ölümüm gibi gel bana olur mu? Anlaştık mı bebeğim?

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..