- Kategori
- Şiir
Ölüm temrinleri-XIX
Daha elektrik yokken
Anadoluda
Gaz lambaları, idare kandilleri
Zamanında
Elektrik çarpmasından
Can vermişler
Dedem ve kış kardeşleri..
Savaşların, kıtlıkların her şeyi
Yiyip bitirdiği o zamanlarda
Kışlıklarını kurutmak için
Sergi yapıyorlar damlarda..
Tahıldan, sebzeden elde ne varsa..
Dedem askerden yeni dönmüş
Evin tek oğulu
Beş kızlı evin
Tek erkek çocuğu..
Adım Halilmiş ama
Kara Halil derlermiş..
Erken evlendirilmiş
Döl alsın diye..
Almış da nitekim
İki oğlan, üç kız
Allahtan hediye...
Ninem rahmetliden nakille
Annem anlatırdı bize:
Ninem bir rüya görüyor o gece,
Rüyasında kasabanın bir ucundan
Bir uçak geliyor
Bir de öbür ucundan
Başka bir uçak görünüyor.
İki uçak tam evin üzerinde
Burun buruna çarpışıyor
Büyük bir alev topu olup
Evin üzerine düşüyor..
Ertesi gün öğleye yakın
Hava bozuyor..
Bir kara bulut bir yönden
Bir kara bulut öbür yönden
Sarkıyor..
Ortalığı toz duman
Kaplıyor..
Koşuyorlar damlara
Sergileri toplamak için
Dedem ve kardeşleri
Bir telaş ile toplamaya çalışıyorlar sergileri..
Tam o sırada
Büyük bir gürültü ile
Bir şimşek çakıyor ki
Gündüz vakti kararmış
Hava aydınlanıyor
Hiç bulut yokmuş gibi..
Sonra indiren yağmur
Sanki boşalıyor bardaktan
Ama inemiyor altı kişi
Çıktıkları damdan..
Geriye kalanlar merakla
Çıktıklarında dama
Yürek dağlayıcıdır
Gördükleri manzara:
Altı canın savrulmuş her biri bir yana..
Anadoluda henüz elektrik yokken
İnsanlar gaz lambaları
Ve idare kandilleri ile
Aydınlanırken
Gökten inen elektrikle
Can vermiş benim
Rahmetli Dedem
Ve nerdeyse tüm bir aile..
Ölüm bazen böyle
Gökten de inebiliyor işte..!