Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Aralık '06

 
Kategori
Psikoloji
 

Ölüm

Ölüm
 

İnsan nasıl ölür. Nefes alamadığı zaman mı? Yoksa bir kaza sonucu durur kalbi. Bedenin canlılığını yitirdiği zaman ölüm gelmiş mi demektir. Trafik kazası, kalp krizi, çaresiz bir hastalık, yada kör bir kurşun mudur insanı öldüren..

Peki bedenin canlı ruhun ölüyse… Asıl sorun burada başlamaz mı? Aldıysa en güzel duyguları, akıttıysa tüm zehrini kalbe. Kalp atıyorsa ama hissedemiyorsa artık hiç bir şeyi. Gözpınarları tükettiyse artık yaşlarını, yüzün rengini yitirdiyse, kalpte, ruhta can kalmadıysa eğer bedenin yaşamasının var mıdır bir anlamı. Var mıdır güzel güneşli bir günün sevinci ya da rengarenk çiçeklerin ahengi..

Neden diye sormak saçma olmaz mı? Zehri bilerek ya da bilmeyerek akıttıktan sonra neden diye sormanın anlamı var mıdır? Ruh ölüyor artık beden varlığını koruyor. Sadece görüntü var. Duygu, düşünce, aşk, sevgi, güven kavramı yok artık. Yürekteki zehir ruhunu öldürüp bedenini ele geçirmiş. Çırpınma çabalama her şey anlamını yitirmiş.

“ Birikenler zehirleşir yürekte. Zehir biriktikçe yürek katılaşır, onarılmaz yaralar açar hem kendinde hem karşıdakinde. Geç olmadan yürekteki zehri atmak gerekir. Konuşarak.. Tam vaktinde.. Geç olmadan.. Birikmeden..” [ 1 ]

Geç olmadan akıtmalı yürekteki zehri. Tam vaktinde. Ne mi olur geç olduğunda. Tüm ruhunu sarar… Ruh ölür beden amaçsızca sürdürür hayatını. Şimdi anlamı var mıdır ruhun öldükten sonra bedenin yaşamasının. Kalp çarpmadıkça, heyecanlanmadıkça var mıdır yaşamın her hangi bir anlamı. Ruh öldükten, yürek zehrinden onarılamaz hali aldıktan sonra beden sıcaklığını korumuş çok mu önemlidir. Yapılması gereken tek şey vardır artık.. ..

[1] : Fulya

 
Toplam blog
: 194
: 1525
Kayıt tarihi
: 04.08.06
 
 

1981 yılında aslında istenmiyor olsam da geç alınan karardan dolayı hayattayım:)) Haritacıyım ve işi..