Ölümcül Tehlike

"Bir taneden bir şey olmaz.." diyerek başlar, sigarayla olan dostluğunuz.
 *
İlk başlarda sadece arkadaş ortamlarında içersiniz, o da ikram eden olursa... Tek-tük , gizli-saklı, içinize çekmeden... Dudak tiryakiliğidir, işin gösteriş kısmı ilgilendiriyordur. Bir nevi kendinizi kanıtlama aracıdır, sigara. Ne mantıksa.! "Dostlar alışverişte görsün." mantığıyla durmadan, sıkılmadan o mağaza senin bu mağaza benim gezen kadınlar gibidir, içinde olduğunuz psikoloji.
 *
Sonra sizi kesmez olur, bu eş-dost ikramıyla yaktığınız 1-2 dal sigara. İlk paketinizi almak için parayı uzatırken düşünürsünüz "Acaba ben de tiryaki mi oluyorum?" Yok canım, ne alaka!?

Var canım, çok alaka... Tiryakilik için ilk adımızını atmış bulunmaktasınız; haydi sonunuz hayrolsun.
 *
İlk paket, itinayla saklanır, çorap içlerinde, yastık aralarında, dolaptaki kiyafetlerin en altında... Aman filanca kişi görmesin, ne der sonra?
Bu arada, artık sigara ikram edilen değil ikram eden taraf olmuşsunuz...
Biraz da sigara içtiğinizi bilen kesimin "Sigaran var mı?" sorusuna, paketi uzatarak karşılık vermek içindir; otlakçılıktan kaçmak içindir, ilk alınan paket...
 *
Öyle sık sık hatırlamazsınız, sigara ihtiyacınızı. Nikotin krizleri bunaltmaz o aralar sizi. Keyfe keder tek-tük yakmaya devam... Akşam yemeğinden sonra tatlı niyetine yakarsınız bir tane ya da bir içen görünce gider eliniz pakete...
Keyif sigarasıdır; ne size dokunur ne sağlığınıza.
 *
İlk başlarda üstünüze başınıza, iki parmağınıza sinen koku rahatsız eder. Tüm insanların sizin kokunuzu hissettiğini sanırsınız. Sonra yavaş yavaş geçer bu evhamlar... Tiryaki olduğunuzda; aman canım koku da neymiş kimin umrunda?
 *
Yemekten sonra tatlı niyetine yakarak alıştığınız sigara, bu sefer çay saatlerinizin vazgeçilmezidir. Çay molasına bir de sigara molası eklenir; ofistekilere "Hava almaya çıkıyorum." diyerek...
Bir bardak çayı anca yanında yanan sigara tatlandırır, bundan sonra...
İşte yavaş yavaş, gelmeye başlar beklenen kriz. Dikkat; nikotin krizi kapıda!
 *
Patronla mı atıştın? Yak bir sigara.
Üst komşuya mı sinirlendin? Yak bir sigara.
Çocuğun dersleri mi kötü? Yak bir sigara.
Yaptığın yemek beğenilmedi mi? Yak bir sigara.
Otobüs mü gecikti? Yak bir sigara.
Çay mı ikram ettiler? Sigarasız olmaz o, yak bir sigara...
 *
Artık günlük içtiğiniz sigaranın haddi hesabı yoktur.
Sorsalar, o kadar da çok içmiyorsunuzdur. Bir paket dediğin nedir ki? Varı yoğu 20 tane dal...
 *
Evet...
Çayın yanına, yemeğin ardına derken güne başlama sigaranızda yanar. Artık uyandırma alarmının çalmasıyla elinizin sigaraya gitmesi birdir. Elinizi-yüzünüzü yıkamadan sigaraya sarılırsınız.
Sigara sizin psikoloğunuz olmuştur adeta!
 *
Bir taneden bir şey olmaz, bir paketten bir şey olmaz derken, bir de bakmışsınız ki kalbiniz tekler olmuş...
Yokuşlar sizin kabusunuz olmuş...
Evi de giriş kata taşıma düşünceleri geçer olmuş, aklınızın kıyısından köşesinden...
Öksürükleriniz hep o son içtiğiniz sigarayı hatırlatır olmuş, sinsi sinsi...
Hatta biraz daha ciddi öksürükler sıçratınca sizi, o "bir şey olmaz" diye aldığınız ilk sigara belirir hatıralar defterinden, arsızca!
 *
"Sigarayı bırak." ikazlarını da sık sık duyar olmuşsunuzdur artık.
 *
Daha yeni yeni torunlarınızı kucağınıza almaya başladınız fakat kalbiniz tekliyor !
Damar tıkanıklığı diyorlar !

Kalp yetmezliği diyorlar !
Gırtlak kanseri diyorlar !
Belki adını bile bilmediğiniz daha bir çok hastalık, sizi korkutmaya başlamış...

 İşte o an; aldığınız son pakete kayar gözünüz... Üzerindeki yazı biraz daha belirginleşir: SAĞLIĞA ZARARLIDIR.!