Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Aralık '06

 
Kategori
Felsefe
 

Ölümden sonrası ...

Ölümden sonrası ...
 

Din öyle bir felsefeki, şu anda en gelişmiş bilgisayar sistemleri bile bu kadar birbirini tetikleyen sosyolojik konuları Din kadar güzel ve yerinde betimleyip, çözümleyemez.

Örnek vermem gerekirse, bir yandan insanların kötülük yapmamasını cennet/cehhennem kavramıyla sağlamış, aynı kavram sayesindede insanların ölüm korkularını rasyonalize etmiştir. Tümüyle nihilist toplumların oluşturduğu bir dünyada bir düzen sağlanma şansının olamayacağını düşünüyorum. Bunun en önemli sebebi öldükten sonra herşey bitiyorsa, insan hayatını çok daha paranoyak bir şekilde yaşardı. Medeniyet zaten bugünkü haline gelemezdi ama gelmiş olsaydı bile, hiçkimse ne trafiğe çıkardı; ne savaşa girerdi nede ölüm riskini çok az bile olsun arttıracak bir harekette bulunurdu.

Ben pek dindar birisi değilimdir, din'lerin tümünü severim ve arkalarında yatan amacın doğruluğuna ve erdemine inanırım (her ne kadar gözü dönmüş vahşiler tarih boyunca haçlı seferleri, sivas katliamı benzeri iğrenç ve aşağılık şekillerde din'i alet ederek eğitimsiz, basiretsiz ve barbar toplulukları kullanarak dini suistimal etmiş olsalar bile bunun din ile hiçbir alakası yoktur)

Ancak bana göre eski mitolojilerde dahil olmak üzere tüm dinler insanların kafasındaki bilinmeyeni betimleyen ve kafası karışık insanlara bir hayat reçetesi sunan büyük felsefelerdir. Çünkü insan bilmek ister, bilinmeyene inanamaz ve tapamaz. O yüzdende tarih boyunca en mantıklı ve en rahatlatıcı açıklamalara sahip olan dinler ve inançlar, milyonlarca müride sahip olmuş ve bu olay günümüze kadar bu şekilde devam etmiştir.

Göremediğimiz ve bugünün bilim gücü ve bilinç düzeyi ile açıklayamadığımız birçok olayın dünyanın değişik yerlerinde gerçekleştiğini biliyorum. Bilim bunu mantıklı bir şekilde açıklayana kadar, bu doğaüstü olayların insanlar tarafından anlaşılmasını sadece Din sağlayabilirdi ve sağladı. Ancak din bir bilim değil bir inanç olduğu için herhangi bir pozitif kanıt sunmak yerine, bütün gerçekleşen olayları görüşler, tahminler ve temenniler üzerine kurmuş durumda. Bu soruları en rahatlatıcı ve güzel şekilde cevaplayan dinler popülerlik kazanmış ve insanların gündelik hayatlarını sürdürürlerken aynı zamanda düşünmelerine, sorgulamalarına ve felsefe yapmalarına ayırdıkları zamanları minimum'a indirerek, insanların gündelik işlerle uğraşmalarını ve medeniyetin ilerlemesini ve süregenliğini sağlamışlar.

Dinlerin bu yönü tarih boyunca devletlerin, feodal sistemlerinde hoşlarına gitmiş ve onlarda bunu sonuna kadar desteklemişler ve bu sayede (örneğin cennet & cehennem olgusu sayesinde) insanlarını savaştırabilmeyi, fakir çoğunluğun varlıklı azınlığa karşı isyanını ... engellemiş ve onlarda kendi süregenliklerini Din sayesinde sağlamışlardır. (Aslında daha çok faktör var ve olay bu kadar basit değil ancak sadece cennet & cehhennem kavramı konusunu ele almak istediğim için diğer konulara girmeyeceğim)

Bu aşamada komplo teorisyenleri gibi gizli bir gücün bunu kullanma kararını aldığını, dünyayı yöneten böyle bir örgüt olduğunu vs düşünmüyorum, bunun tarih boyunca bir toplum bilinci olarak ortaya çıktığını ve şu anda bile sistemin süregenliğinin bununla sağlanmasının herhangi bir senaryo yada kurgu gereği olmadığını düşünüyorum.

Din'ler ölümden sonraki hayatı en güzel anlatan ve en rahatlatıcı açıklamayı yapan felsefelerdir ancak ölüpte geri gelen ve diğer tarafı anlatan hiç kimseye rastlanmamıştır. Bu yüzdende öldükten sonra ne olacağına dair hiçbir kanıt elimizde yoktur ve kimsenin elindede hiçbir zaman olmamıştır.

Doğaüstü olaylar gördüğümüzde, algıda seçicilik yaparak aynı olayı bir budist, dindar bir insan yada bir ateist farklı şekillerde anlatabilir ve yorumlayabilir. Oyle bir olay her inanca göre farklı bir yorum almaktadır ... her düşünce kendi düşüncesinin asıl ve gerçek düşünce olduğu iddiasındadır haklı olarak, ancak hiçbiri diğerine bunu kanıtlayamaz çünkü hiçkimsenin elinde bilimsel veya kaydadeğer bir kanıt olmamıştıır ve olma ihtimalide yoktur. Bu konu her açıldığında insan vücudunun mucizesi, böceklerin hareketleri, herşeyin bir sebebi olduğu gibi gerçektende mucizevi örnekler gösterilmektedir ancak bu örneklerin mükemmelliği ile inançların sunduğu açıklamalar arasında en ufak bir kanıt bile gösterilmemektedir.

Buda gösteriyorki açıklamalar ve anlatılanların tümü aslında bir tahminden ibarettir. Herkes bilinmeyen için bir açıklama bekler, öldükten sonra ne olacağını bilmek ister, ruh çağırma seanslarında gelen gücün ne olduğunu öğrenmek ister ... ve her inanç bunları kendi altyapılarında yatan neden/sonuç süreçlerine paralel bir şekilde betimler ve anlatır.

Sormak istediğim soru ise, açıklayamadığımız bir konu hakkında daha önceden anlatılmış ve yapılmış tahminlere inanmak yerine, bilinmeyene inanma yolunu neden tercih etmememizdir. Yıllar önce "alive" isminde güzel bir film seyretmiştim. Film uçağı karlı dağlara düşen ve yaşam savaşı veren bir grup insanın hayatta kalma savaşı ile ilgiliydi. Karakterlerden bir tanesi ateist idi ve herkes dua ederken bu karakter dua etmiyor ve inanmadığını söylüyordu, ancak ilk çığ geldiğinde birçok arkadaşını kaybeden bu karakter ikinci çığ'ın sesini duyar duymaz ilk dua etmeye başlayan kişi olmuştu. İnsanlar ölüme yaklaştıkça daha inançlı olmaya başlarlar ... bunun sebebi bilinmeyen korkutucudur, korkutucu bir bilinmeyen ile, rahatlatıcı ancak ispat edilememiş bir bilinen'i kıyasladığında insanların genel yaklaşımı ispat edilmemiş bile olsa bilinen yada bilindiği düşünülen yoruma inanmak yolunda olur.

Ben ise bilinmeyenin korkutucu olduğuna inanmıyorum. Dünyadaki düzen, vücudumuzun bu komplike ve mucizevi yapısı, evrendeki uyum, güneşin uzaklığından ayın varlığına, etrafımızdaki hayvanların hareketlerinden bir arının bal yapışına kadar herşey aslında mükemmel ve güzeldir. Doğada çirkin hiçbirşey yoktur ve herşey bir düzen içerisinde gider. Düzensiz olan, doğanın süreçlerini rayından çıkartan, güzelliğin içine çirkinlik katan sadece insanlardır.

Ben ölümden sonra birşeyler olacağını biliyorum, bunun ne olduğunu bilmiyorum ve bende zaten bazı tahminlerde bulunsam, yukarda bahsettiğim inançlardan bir farkım kalmayacak ... tek bildiğim bunun güzel birşey olacağıdır, çünkü daha öncedende söylediğim gibi doğadaki herşey güzel ve kusursuz. Herşey ölümle bitiyor olamaz çünkü öyle olması bu kusursuzluk ve mucizelere baktığımızda çok basit ve çok insanca kalıyor. Ölümden sonra herşeyin bittiğini savununan nihilist düşüncede bence en az inançların sunduğu açıklama ve yorumlar kadar insanca yapılmış bir tahmindir. Bilinmeyeni anlamaya çalışanlar bu konu hakkında açıklamalar getirmiş, cennet & cehennem gibi olgular yaratmış, bunların sadece birer tahmin ve iyi niyetli ve rahatlatıcı telkinler olduğunu düşünenler ise, ölümden sonra herşeyin bittiğini iddia ederek daha kolaya kaçmışlardır.

Bir taraf "eğer bilmiyorsan ve açıklayamıyorsan mantığa uydur, rahatlat ve iyi yöne sevk et" diğer taraf ise "eğer bilmiyorsan ve açıklayamıyorsan o zaman yoktur" düşüncesinin arkasına sığınmış ve hiçkimse bilinmeyeni bilinmeyen olarak bırakmak yoluna gitmemiştir.

Birçoğu ruh çağırma seanslarını veya öldükten sonra diğer taraftan gönderilen mesajların tümünün safsata olduğuna inanır, bazı inanışlar gelenlerin ölülerin ruhları değil cinler olduğunu anlatmaktadır. Doğaüstü bir olay işin içine girmiş ise bu inançlarda açıklama çok kolaydır çünkü cin denilen bir kavram vardır. Cin kavramı, dini bir "bilgisayar programı" olarak düşünürsek, bir nevi "bug temizleme aparatı"dır. Rasyonel bir insanın bugünkü zekası ve bilinci ile kavrayamadığı her olgu'da "cin" kavramının önümüze çıkması sadece son yüzyılın değil, insanlık tarihinin hikayesidir. (bu şekilde zamanında cadı avları yapılmış ve insanlar sadece kendilerinin bile açıklayamadığı farklı yetenekleri oldukları için diri diri yakılmışlardır)

"Bilmiyorsan bekle, vakti gelince öğreneceksin" düşüncesi bana herzaman daha uygun gelmiştir. İşin sonunda ne çıkarsa çıksın her düşünceye sahip insanın o zaman geldiğinde çok şaşıracağına ve beklediği her ne ise, o beklediğinden çok daha çarpıcı ve güzel birşeyle karşılaşacağına ve hiçkimsenin yapacağı hiçbir tahminin bunun yanına bile yaklaşamayacağına inanıyorum.

Birçok düşünce ve inanç bu konu hakkında reformlara gitmiş ve enerji olacağımızı, zaman ve mekan kavramlarının olmadığı bir yerde olacağımızı anlatmaktadır (etrafımızda hurilerle, yeşil bahçelerde olacağımız temennisine göre çok daha yerinde bir tahmin ama genede tahmin ve temenni) Ben bu reforma uğramış modern inançlarında kendilerinden bir önce gelen inançlardan bir farkı olduğunu düşünmüyorum.

Bütün bu anlattıklarımdan sonra inandığım tek şey hayat sürecinin ölümle bitemeyecek kadar mükemmel bir sistematiğe sahip olduğu, (bizim bildiğimiz hayat bitiyor olabilir ama hayat bir şekilde devam edecek - ve farkındayımki buda bir ihtimal benim ölümden korkmamam için kendi yarattığım bir savunma mekanizması olabilir) ancak bu hayattada mümkün olduğunca çok mutluluk ve mümkün olduğunca az keder yaşamamızın gerektiğidir.

Nedenini bilmesemde, olacaklar konusunda bir tahmin yapamasamda, bu hayatta mutlu olmak ve mutluluk vermenin bir şekilde bundan sonraki hayatlarda değerli olduğuna inanıyorum. (bir temenni olarak)

 
Toplam blog
: 9
: 877
Kayıt tarihi
: 15.11.06
 
 

Mersin'de lise eğitimimi tamamladıktan sonra Ankara'da siyaset bilimi okudum, yaptığım mba master'ın..