Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ekim '07

 
Kategori
Güncel
 

Ölüme Ninni

Ölüme Ninni
 

Gözlerin oluyorum önce. Tozun toprağın içinde gözlerine çarpıyor hayali. Buruşmuş bir fotoğraf karesinden çekip alıyorsun sevdiğini. Alıp yanıbaşına koyuyorsun sessizce. Bekle diyorsun sevgili yüreğine...Bir elin 10 parmağına sığıyor artık kavuşacağınız günler. Gözlerin eriyip gidiyor gözlerinin içinde. Sen eriyip gidiyorsun. Sonrası zifiri karanlık... Gözlerimden oluyorum.

Ellerin oluyorum. Ceplerinde sakladığın ellerini çıkarıp kızının sarı buklelerinde bırakıyorsun parmak izlerini. Oğlunun kara gözlerine değiyorsun usulca, uyandırmak istemeden. İki elin iki küçük yürekte sonsuz bir sevgiyi düşlüyorsun. Kızının masum gülüşüne, oğlunun derin iç çekişine benzediğini düşünüyorsun...Seviniyorsun kendince. Kaybolup gidiyorsun ellerin düşlerde, sen düşlerin içinde. Sonrası ele avuca sığmayan bir yalnızlık... Ellerimden oluyorum.

Sözlerin oluyorum. Babanın dilinden dökülüyorsun bir çağlayan misali. Evinin reisi, ocağının direği, bir babanın gözbebeği oluyorsun. Kelimelerin yetersiz kaldığı bir gurur kaynağı...Alıyorsun tüm sözleri yüreğine dolduruyorsun. Onlarla ısınıyorsun geceleri. Dönüşüne sevgi, saygı sözcükleri biriktiriyorsun. Kelimelerin çalınıyor hayatından. Sonrası sesinin erişemediği koca bir boşluk... Sözlerimden oluyorum.

Yüreğin oluyorum. Annenin hiç büyümeyen küçüğü. Yüreğinin asıl sahibi. 20’lik koca yüreğini koyuyorsun annenin dizlerine, ufalıp da çocuk oluyorsun. Hiç bitmeyecek bir sevginin şımarıklığını özlüyor en çok için. Yüreğini saklıyorsun sunmak için ellerine. Hain bir pusuda kahpe bir kurşunla yanıyor için aniden. Sonrası paramparça... Yüreğimden oluyorum.

Bir sevgilinin eksilen yarısı, bir çocuğun hiç bilemeyeceği babası, bir babanın ağır sızısı, bir ananın dinmeyecek ağıtı oluyorum sırayla. Yine de varamıyorum yanına. Küçücük, unufak kalıyorum.

Yok oluyorum seninle beraber. Boylu boyunca uzanıyorum yanına. Yer gök kan kırmızı. Uzun, derin bir uykuya dalıyorum. Bir ninni gelip saplanıyor dilimin ucuna kurşunlara inat. Büyüklere ninni söylenmez diyorlar. Yalan diyorum. Ölüm söz konusuysa eğer, bir sevgilinin, bir ananın, babanın, çocuğun gözünde her yürek küçüktür, küçücüktür aslında. Ölümün yaşı yoktur biliyorum.

Acının dili ortak. Aynı yüreklerde saplı bu kara hançer. Aynı yağmurlar akıyor şimdi gözlerden. Titrek bir sesle mırıldanıyorum başında...

**Yum usulca gözlerini
Uzat üşümüş ellerini
Sakla o masum yüreğini
Zaman gibi sessiz uyu
Bu dünya dipsiz bir kuyu
Pamuktan kalbin solmadan
Hayat yüzüne vurmadan
Uyu yavrum uyu
Bu dünya dipsiz bir kuyu
Uyu melek yüzlüm uyu
Bu dünya dipsiz bir kuyu...



*Bir avuç kendini bilmez insan, düşünce, davranış yüzünden yitirdiğimiz ve hala yitirmekte olduğumuz yüreklere dair...
**Ninni-Toygar Işıklı
***
Anadolu'da bir kızım var, öğretmen olacak" projesi için;
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=45243

 
Toplam blog
: 246
: 980
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

30’ lu yaşların ağırlığında geçiyor artık yaşam ama teğet geçerek, ama kurcalayıp didikleyerek...İst..