Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ekim '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Ölüme ramak kala ... İnadın ve hoşgörünün sonucu ...

Ölüme ramak kala ... İnadın ve hoşgörünün sonucu ...
 

kendisi bahsi geçen aracın bir büyük modelidir yaklaşık 15 ton civarında ..


Dün öğlen saatlerinden bu gün akşam saatlerine kadar neyi ne kadar yaşayıp yaşamadığımı inanın ki hiç bilmiyorum. Gözlerimi kapattığım anda ve kendi düşüncelerime gömülecek şansım olduğunda gözümün önüne iki yüz geliyor. Biri inadınının diğeri hoşgörüsünün kurbanı olan....

Öğle saatleriydi önce garip bir telsiz ananosu geldi çalıştığım yer olan koordinasyon merkezine " harekat memuruna bir şey oldu " ne oldu ??? ne olabilir ?? kim ???? arkası arkasına sorulan cevapsız sorular bereberinde huzursuz bir bekleyiş sürecini getirdi.

Çaresiz bekledik bu arada tüm apron araçlarımız son sürrat olay yerine gitti...

Derken acı haber geldi sevdiğim arkadaşlarımdan birisi 8 tonluk bir aracın altında kalmış ....

Sonrası yaşanılan şok....Acı .... gelen spekülatif bilgiler ve sadece o anki işini yapmaya çalışmak için harcanan insan üstü gayret... Tüm duyuların kalbinde toplanmış acı ve endişe içindeyken...

Derken bilgi almaya başladık ;çok sevdiğim bir arkadaşım henüz 24 yaşında , geçtiğimiz pazar günü sözlenen yaşam dolu cıvıl cıvıl ve bir o kadar da inatçı bir genç kız....

Ve tanıdığım en sakin , mantıklı, saygılı, çalışkan ve yüzünden gülümsemesi eksik olmayan genç bir adam şöförlerimizden biri....

Üzerine binilmesi yasak olan bir araca binmek için israr ediyor kız .. inatçımı inatçı... ve adam israrla karşı çıkıyor binme diyor tehlikeli . Kız laf dinlemiyor acelesi var sözlüsünün ablasını gönderecek çünkü .Adamcağız yağan yağmura, kızın acele ve inadına dayanamıyor ve hoşgörü gösteriyor müsade ediyor binmesine.

Ve sonuç .........

Ayağı kayıyor ve düşüyor....

Bir bacak kırık , diğeri ise kopma noktasında sadece bri iki lif tutuyor bacağı....

Kız sağanak halinde yağan yağmurun altında hastaneye götürülüyor adamsa şokta sürekli yinelediği tek cümle ; ben ona binme dedim !!!

Ağladığımı dayanamadığımı anımsıyorum, hangisi için üzüleceğimi bilmediğimi birde ... tek bacağı paramparça olan ve belkide yürüyemeyecek olan arkadaşıma mı ?? yoksa tek suçu hoşgörüsü olan sevdiğim ve saydığım çalışma arkadaşıma mı ???

Akşam beş saat sürecek ameliyata alıyorlar ilk haber umut verici sinirler ve damarlar sağlam .Tüm havalimanının kalbi orda atıyor herkes arıyor o sırada bizi , kaptanlar havadan bağlantıya geçip soruyorlar arkadaşımın durumunu , tüm personel seferber oluyor .....

Gece iş çıkışı hastaneye gidiyorum bir genç kız kollarıma atıyor kendisini arkadaşımın kız kardeşi. ; ağlamamalıyım . Yukarı çıkıyorum anne baba perişan diğer tarafta şöför arkadaşım onlar kadar perişan sessizce ayakta duruyor hastane koridorunda....

Gece saat 23.30 gibi alıyoruz haberi ameliyatı yapan doktorlardan doku naklinin sonuçları bekleniyor şimdi eğer bir enfeksiyon olmazsa arkadaşımın bacağı kurtulacak ve yürüyecek üç beş oprerasyon ve geçecek bir altı , yedi ay süre sonra ... Eğerlere rağmen mutlu oluyoruz . En azından 15 cm yukardan geçmedi teker ... 15 cm yukardan geçseydi .....

İçim hüzün acı ve endişe dolu Kalbim ikiye bölünmüş durumda ; bir tarafta inadının kurbanı bir genç kız diğer tarafta hoşgörüsünün kurbanı bir adam ve ikiside birbirinden değerli ...

 
Toplam blog
: 200
: 959
Kayıt tarihi
: 21.04.08
 
 

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü mezunuyum . Maalesef bir tak..