Olumlamalar Hakkında

     Bir iğne, bir bardak, hatta bu yazıyı okumak için açtığınız bilgisayar ya da akıllı telefonununuz…Bunların hepsi daha önceden sadece bir fikirdi değil mi? Bu fikre sahip birey, bunun üzerinde düşündü, onu tasarladı, hayallerinde kullandı, bunun insanlığa nasıl faydalı olabileceğini planladı... Böylece fikrine bağlanmaya başladı, ona inandı, "evet budur, bu müthiş olacak" dedi… Çalışmaya başladı ve sonucunda fikrini elle tutulabilen bu eşyalara çevirdi… Bu yazdıklarımı özetlemek gerekirse; fikir-inanç-hayalgücü –plan-çalışma gibi bir döngüyü çıkartmamız mümkün değil mi? Olumlamaların da özü işte tam olarak budur.

       Düşüncelerimiz ve inançlarımızdan devam edelim; inanç kalıplarımızın çoğunu çocukluğumuzdan itibaren kabul ediyoruz. Sonra da bu inançlar doğrultusunda hayatımızda deneyim dediğimiz olayları yaşamaya başlıyoruz. Bu deneyimler de zamanla birer ders oluyor ve dünyamızın gerçekliği halini alıyor. Örneğin, "para kazanmak zordur" deneyimini, çocukken ebeveynlerimizden duyuyoruz, ay sonu, ödemeler, uzun vardiyalar, çok sıkıcı ve yıpratıcı... Hatta onlar için üzülüyor ve keşke bu kadar zor olmasaydı diyoruz... Büyüyoruz ve aynı sıkıntılar farklı şekilde bizim hayatımızda tezahür etmeye başlıyor, çünkü gerçekliğimize dönüşmüş inancımız var "para kazanmak zordur". Eğer bu inanç bilinçaltına kadar işlemiş bir kök inançsa ki büyük ihtimalle böyle oluyor, işte sarmal yaşanmaya başlıyor. Yani düşünceler sözlerimizi, sözler duygularımızı, duygular da davranışlarımızı belirlemekte diyebiliriz; davranışlarımız dışsal bir olaydan ziyade içerde yaşanan duyguların bir tepkisidir bana göre ve davranışlarımız gerçek düşüncelerimizin toplamıdır. 

         Tam bu noktada hayatında olup biten her şeyi gözlemleyenbilen birey, bazen yanlış giden ya da hani bir türlü içine sinmeyen davranış kalıplarını, sürekli tekrar eden aynı sorunları fark eder. Evet, yaşanan olaylar farklıdır. Mekanlar, problem yaşanan insanlar farklıdır ama hepsinin özünde aynı sorun yer almaktadır. Bunu değiştirmek isteriz, artık bu yaşadıklarımız “tamam”dır, almamız gereken mesajı alarak, yolumuza devam etmek isteriz. Zaten mesajı almazsak eğer aynı döngüyü sürekli yaşamaya devam ederiz, ta ki o alınması gereken ders alınana kadar. 

        Bu konuda çalışmaya başladığımızda da en bilinen yöntem olan çekim yasasını uygulayayım ve ohh tamam halledeyim demek işin en kolayı gibi görünüyor. Ancak bence durum pek  o kadar kolay değil. Çekim yasasında hepimizin hayrına işleyen çok önemli bir faktör vardır. Zaman…

        Zaman içinde hayatımızda yaşamak istediklerimize odaklanarak ve niyetimizi ifade ederek (dikkat edin yaşamak istediklerimize, istemediklerimize değil) hayatımızda bir değişim yakalamaya başlayabiliriz. Zaman içinde bazı inançların oturmasına yardım etmek için de olumlamalardan yardım alabiliriz. Örneğin “ SAĞLIKLIYIM, MUTLU BİR YAŞAMA SAHİBİM, MADDİ VE MANEVİ BOLLUK VE BEREKET İÇİNDE YAŞIYORUM.” Bu bir olumlama cümlesidir. Bu olumlamaya benzeyen bir olumlama da siz oluşturabilirsiniz. Bu cümleler size kendinizi iyi hissettirmeli, kendinize ve yaşamınıza olan sevginizi arttırmalı, hatta olumlamaları yaparken yüzünüzdeki gerginlik gitmeli, sizi rahatlatmalı ve bu cümleleri hissderek söyleyip (duygulara dokunarak) davranışlarımıza da yansıtabilmemiz gerekir. Asıl amaç, çocukken seçtiğimiz o kör inancın yerine bu sefer bilinçlice başka bir inanç yerleştirmeye çalışmaktır.…

Sevgilerimle