Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Eylül '13

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Olumlamanın Bilimsel Gücü

Olumlamanın Bilimsel Gücü
 

Görme algısı beklentilerimiz doğrultusunda çalışır


Olumlama denen bir kavram var kişisel gelişim alanında, oldukça da popüler. Olumlu şeyler düşünüyorsunuz, kendinize tekrar tekrar olumlu şeyler söylüyorsunuz ve sanki büyülü bir şekilde, olumlamalarınız gerçekleşiyor. Gizemli, mistik şeylere inanmayan, ayaklarını mümkün olduğunca yere basan sorgulayıcı kişisel gelişim meraklıları olumlamaların gücüne inanmakta zorluk çeker, bu noktada tıkanabilirler. Peki olumlamaların işlevselliğiyle ilgili bilimsel bir referans okusaydınız fikriniz değişir miydi?

Dil ve düşüncenin birbiriyle ilişkisi hakkında tonlarca bilimsel makale var. Kullanılan dilin bireyin düşünce yapısını nasıl şekillendirdiğiyle ilgili çarpıcı bilgiler sunuyorlar. Düşünce, burada üst düzey, karmaşık bir beyin fonksiyonudur. Geçtiğimiz günlerde benim gözüme çarpmış olan makale ise, daha ilkel, alt düzey bir beyin fonksiyonu hakkında: görme algısı.

Lupyan ve Ward (2013) bu araştırmalarında dilin görünmez nesneleri nasıl görünür kıldığını incelemişler. Katılımcıların bir gözlerine birkaç saniye boyunca bir resim gösterip, aynı anda diğer gözlerine ışık tutmuşlar. Tahmin edebileceğiniz gibi, ışık yüzünden katılımcıların görme algıları düzgün çalışmamış, resmin içeriğini çok net görememişler. Onlara "Şunu gördünüz mü, bunu gördünüz mü?" diye sorulduğunda pek iyi bir performans gösterememişler. Deneyin ikinci aşamasında, resmi göstermeden önce kişilere bazı kelimeler verip (koltuk, masa vs gibi) o nesneleri resmin içinde görmeye çalışmalarını söylemişler. Aynı yöntemle bir gözlerine ışık tutup öteki gözlerine resmi göstermişler. Bu defa insanlar görmeleri istenen o nesneleri görebilmişler. Yani başta kendilerine görünmez olan nesneleri, sırf isimlerini önceden duydukları için görebilmeye başlamışlar.

Bunun altında yatan olası mekanizmayı şu şekilde açıklamışlar: Bir nesnenin ismini duymak, beyindeki görsel algıdan sorumlu bölgelere ipucu veriyor olabilir, bu sayede o bölgedeki nöronlar o belirli nesneyi seçmek için harekete geçmeye hazır oluyorlar. Görme algısı, beynin diğer bölgelerinden alabildiği her türlü yardımı alarak çalışıyor. Ses, dil, beklenti, ortam gibi her türlü mevcut bilgi, görme duyusunu etkiliyor.

Şimdi bu bilgiler ışığında olumlamanın gücü düşünüldüğünde, kulağa eskisi kadar büyülü, gizemli gelmiyor, öyle değil mi? Gün içinde kaç tane görmek istemediğimiz, olumsuz şeyi aklımıza getiriyoruz. Peki bu ne yapıyor? O nesneleri görmemizi kolaylaştırıyor. Her sabah kalktığımızda o gün görmek istediğimiz şeyleri tekrarlasak, görme duyumuzu onları algılamaya hazırlasak nasıl bir gün geçiririz dersiniz?


 E. Buse Pehlivan


Psikolog ve Yaşam Koçu

http://ebusepehlivan.blogspot.com/


 


Kaynak:


Lupyan, G. & Ward, E. J. (2013). Language can boost otherwise unseen objects into visual awareness. PNAS, DOI:10.1073/pnas.1303312110

 
Toplam blog
: 11
: 1310
Kayıt tarihi
: 01.09.13
 
 

2012 yılında ODTÜ KKK Psikoloji bölümünü birincilikle bitirdim. Öğrenim hayatım boyunca çok değer..