Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Ölümsüzlüğünün beşinci yılı

Ölümsüzlüğünün beşinci yılı
 

sevdiğin ortancalar ne halde bilmiyorum şimdi..


Bugün ölümünün beşincı yıl dönümü..

Beş uzun yıl, kimsenin ummadığı kadar çabuk geçen beş uzun yıl.. Acaba sen ne düşündün tek başına o toprağın altında bilmiyorum. Ne hissettin.. Ama sen gittin öyle çok şey değişti ki bu yalan dünyada.. Öyle çok mevsimler geçti ki hayatımızdan. En çok da kışı yaşadık sensiz, hep üşüdük hep parmak uçlarımız dondu, hep yüreğimizi ısıtmak için bizi sarışını düşledik.

Kapıdan girer girmez sobaya çarçabuk iki dilim ekmek atışını, sen seversin deyişini özledim.. Bana iki lokma yedirmek için ısrarlarını hatırlıyorum da; gözlerim doluyor yine ..

Biliyorum kızın gibi sevdin beni bende seni annem gibi. Bana merakla herşeyi soruşunu, bana senden hem bedenen hem ruhen küçük olmama rağmen saygıyla fikirlerimi soruşunu, bişey olunca ''benim kızım bilir halleder O'' deyip de bana güvenişlerini özledim...

Ben şimdi hiç bir şeyi halledemez oldum biliyormusun anne..

Ellerim tıpkı senin ellerin gibi yorgun, yılların nakışı işlenmiş sanki inceden inceye.. Yüreğim hep üşüyor da saklıyorum, kimseye belli etmiyorum senin gibi. Senin gibi dik bir kadın duruşum var yürüyüşlerimde.
Öldüğün gün anlamışlar sana bir şey olduğunu. Demişler benim için ''O böyle yürümezdi kesin bişey oldu'' diye..

Ama onlar ne bilirler ki bendeki değerini..Ne anlarlar ki kimi kaybettiğimi..

Oldu bişeyler oldu.. Hiç ummadığım bir zamanda, bir koca yürek kaydı hayatımdan.. Tarifi anlatılmaz bir acı oldu..

Sen gittin hiç bir şey olmadı eskisi gibi.

Yaptığım gözlemeleri kimseye veremiyorum artık, kimseyi yemeğe davet edip de ne olur azıcık daha koyuyum diye ısrar edemiyorum.. Özlediğim kurabiyelerini kimseden isteyemiyorum ben.. naz yapıp da sonra gönlünü alamıyorum yeniden kimsenin, senin aldığım gibi gönlünü..

Sana aldığım hediyeler gibi kimseye alamıyorum hediyelerimi, sevinçle veremiyorum.. Beğendin mi yoksa değiştirelim diyemiyorum, bıktırırcasına ısrar edemiyorum..

Sen gittin ya çok şey değişti, bomboş oldu yaşadığın yer, mekan, ailen..

Zaten sattılar çok sevdiğin evini, çiçeklerin duruyor hala, kimi soldu senin gibi.. Kimi yaşıyor hala. Ama kimse konuşmuyor onlarla sen gibi. En çok da bahçeye diktiğin limon ağacının kurumasına üzülmüştüm. Dedim Onun gibi kurudu.. Hani çok severdin ya sen bahçendeki rengarenk ortancaları. Bayılırdım hani bende onlara.. Geçenlerde kesmeye kalkmışlardı da engel olmuştum ozamanlar.Şimdi duruyorlarmı bilemiyorum.

Çünkü artık o bahçeye bende giremiyorum..

Anlatacak öyle çok şey var ki seninle benimle ilgili ama hani derler ya sözun bittiği yerdeyim.İşte aynen öyle..

Neyse, çok sıkmıyım seni o daracık yerinde..

Gerçi melekler sevmiştir senin gibi bir temiz yüreği.. Aydınlatmışlardır yerini.

Bil istedim sen gittin ya hiç bişey eskisi gibi değil artık hayatımda..

Mezarına sevdiğin çiçeklerden koydum bugün.. Sen onlarla konuşursun diye..

Seni özledim.. kızacaklar bana yine, hani büyükler derler ya ölmüşlere özledim denmez, yanına alırmış diye..

Olsun..

Ben yine de seni özledim anne..

http://www.tr-security.com/simge-sagin-kirac-annem-2009/

Dizlerine yatmışım
Saçlarını oksarken
Aklımdaki karanlıklar
Aydınlanmış bir bir
Küçük olduğuna inandırdığım
Hayatın büyüklüğü
Beni ezdiğinde
Yalan sevgiler etrafımda döndüğünde
Hep sen gelmişsin aklıma
Peşimden gelen unutmak istediğim
Ne varsa hepsinde sana sığınmışım
Etrafımı saran karanlıkta
Beni ayakta tutan bir ışıksın sen anne

Ne söz dinler deli yürek
hasretin hep acı demek
Senin yüzün güldüğünde
Felek bana güldü demek
Annem annem duy sesimi
Nerde olsam ısıt beni
Yerini hiç kimse tutmaz
Yokluğun hiç doldurulmaz

 
Toplam blog
: 45
: 3226
Kayıt tarihi
: 07.08.08
 
 

Son tualde boyanan renklerin karmaşasındayım.. Biraz mavi, biraz beyaz, biraz siyahların gözde açtığ..