Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Eylül '09

 
Kategori
Güncel
 

Ölümün rengi gökmavisidir... (Haksız yere asılan tüm hayat mağdurlarına ve ailelerine ithafen)

Ölümün rengi gökmavisidir... (Haksız yere asılan tüm hayat mağdurlarına ve ailelerine ithafen)
 

Ölümün sonsuzluğu gökyüzünün sonsuzluğunda birleşir o son bakışta...


Ölümün rengi gök mavisidir... Uçsuz bucaksız gökyüzünün maviliği.. Ölümün sonsuzluğu gökyüzünün sonsuzluğunda birleşir o son bakışta... İşte bu sebeptendir her idam mahkumunun son nefesinde gökyüzüne bakması ve son kez soluyup o gözyüzünü, ondan kendine düşen son payla ruhunu ona karıştırması... İşte bu sebeptendir idam mahkumlarının gökyüzünün derin mavisini en derininden çekedet; ölümsüz bir ruh için vurması taburesine...

Haksız yere ölüme sürgün olan idam mahkumları dimdik durur darağacında... Gökyüzüne kavuşmak için kollarını uzatan bir çam ağacı edasıyla sallanırken bedenleri, rüzgarın aracılığı ile ruhları uzanır gökyüzünün derin mavisine... Öyle bir okşarki gökyüzü bu yaşam mağdurlarını, herbirinin cesetleri gülümser ve ayışığı doldurur mezarlarını... Ona hayatı yasaklayanlar güneşi de yasaklar son vedasında; oysa en büyük anarşisttir güneş, onlar yasaklasalarda ayın suretinde yansır idam mahkumlarının mezarlarına ve nur yağmışcasına aydınlatır o gülümseyen ve inadına dimdik duran bedenleri. 

İnadına dimdik, inadına vuran kendi sehpasına ve inadına doldururken gök mavisini gözlerine idam mahkumu; son sözü, son sloganı hayat adına “KAHROLSUN” olur, güzel günler hayal etti diye başkaları asılmasın umuduyla... Bir umudu, bir sevdayı, bir tutkuyu, ... ifade etmenin şaşkınlığındadır “KAHROLSUN” da! Bir hoşcakal’ın simgesi olup haykırılır, kalanların hoş bir dünyada hoşça kalabilmeleri için haykırılan Kahrolsun... 

Oysa hep bir tezatlık kalır insanın aklında idama dair; yasalara karşı öldürenler katilse, yasaya dayanarak masumları öldürenler nedir ? Suça ceza haktır tamam, ama ölüm Tanrı’ya hak, insana haramdır, hatadır, cezadır, ... Ölüm ölene değil, geride kalan, anaya, evlada, yare, kardaşe cezadır; ölüm öldürene cezadır...  

Yıllar geçer nice sonsuzluğa uğurlanmanın üzerinden, siyasi bir manevra ile bir özür ve bir iade İTİBAR sözcüğü üzerinden... Ne zaman alındı, nerede, kaç derecede saklandı da şimdi iade edilecek kıvama gedi bu İTİBAR... Kim verdi size bu İTİBARLAR üzerinde ki hakkı... Aldın mı ki, senin mi ki iade edebiliyorsun... O ölümle ölenin değil öldürenin itibarı asıldı, nefessiz kaldı, kayboldu aslında... 

Sabaha karşı alırlar genellikle idam mahkumlarını son yolculuklarına; o gün daha bir heybetli olur devleşir haksız yere asılanlar? Vedalaşırken yücelir, güçlenir, büyür büyür ve haykırır “HAKKINIZI HELAL EDİN ARKADAŞLAR” diye... Nice gözyaşı ile ıslanan yüz bakar dostlarının ölüme dimdik gidişine, bakarlar son bakış olduğunun bilinciyle doyasıya... Öldüresiye haykırırlar “GÜLE GÜLE” diye dev gibi ölüme yürüyenin ardından ve bu anı her anlatacaklarında tekrar yaşar ve tekrar ağlar, ölüme kafa tutanın arkadaşları... 

Tüm yarıda kalmış hayatların ve haciz konmuş ömürlerin geride bıraktığı bedenler öksüz anaların gözyaşları ile yıkanıp, öpücükleri ile uğurlanırlar... Ve hiçbir cenaze marşı yoktur ki bir ananın ağıdı kadar dağlasın yüreği; dağlasın insanın yüreğini, dağlasın doğanın yüreğini, dağlasın Tanrının yüreğini... Onlardan geriye kalan mirassa; bir kaç fotoğraf, “ne olur üzülme anam “ diye başlayıp “kendinize ve kardeşlerime dikkat edin” diye biten, üzmenin mahçubuyetiyle yazılan duygu dolu bir mektup ile ağaran saçlar ve eksilen ömürler olur... 

Haksız yere canı alınan tüm yarıda kalmış hayatlar için; yarım kalmayacak bütün ömürlerinizin kıymetini bilin; iyi bir dünya hayaliyle ölenler için ve bir daha hiçbir ömür haksız yere yarım kalmasın diye dolu dolu yaşayın... 

Haksız Yere Asılan Tüm Hayat Mağdurlarına ve Ailelerine İtafen... 

ALİ NECATİ DOĞAN 

 

 
Toplam blog
: 64
: 5712
Kayıt tarihi
: 27.06.07
 
 

İnsanım herkes kadar; zengin kadar fakir kadar, kadın kadar erkek kadar, Müslüman kadar Hristiyan ka..