- Kategori
- Şiir
Ölümün saati
.
Sırça sırça kalbi
Sararmış gözbebekleri paramparça
Kanatları gümüş tozlu
Kelebekler yürürken ağarmış saçlarında
Kaybolmuş idealleri
Ya da belki hiç olmamış
Bir kadın ölür ıssız sokaklarda
Kayar ayaklarının altından hayatın solgun izleri
Kederler birikmiştir hayat testisinde
Gözeneklerinden tütsülü gözyaşları süzülen
Gidişin saati ertelenemez
Bulutlu bir dolunaydır gökte yükselen
Gece yarısıdır ölüm saati
Beklenen yasak bir sevgili gibi
İmgeler özgür sulara karışırken
Tutamaz artık kadın kendini
Kollarına atılırken ölümün, histerik gülümser
Hangi sevgilinin kokusunu hatırlayacağını bilemez
Gerçekten sevip sevilmemiştir belki
Yine de alnı açık gider
Götürdüğü ıslak bir ruhtur
Yeryüzü çivit mavisine bürünürken
Bir de eski sadık şiirler
Ardına umutsuzca düşer
Sebep hayatın kendisidir
Kente hüzünlü bir şimşek düşer
Çatılar ağlar duman içinde
Yıldızlar kayar, yıldızlar söner