Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ALİ GALİP AKYILDIRIM

http://blog.milliyet.com.tr/aligalip

14 Ekim '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ölüyoruz farkında mısınız?

Ölüyoruz farkında mısınız?
 

Aslında biz ölüyoruz, hemen şimdi değilse de yavaş yavaş tükeniyoruz farkına varmadan. Allah bize yaşamı verdi biz ölümü seçtik. Ölüyoruz farkında mısınız?


Yaşam alanları yaratıldı ilkin sonra canlılar yaratıldı her türden.

Allah yaratırken canlı cansız her şeyi sayısız imkânlar verdi özellikle insan denilen canlıya.

Cenneti verdi yarattığı ilk insana hep burada yaşasın diye. Yalnızlık çekmesin, cenneti paylaşsın diye eş verdi, sayısız nimet verdi, cennette mutlu yaşasınlar diye.

Cennet yetmedi,  daha fazlasını istedi cennette ki insan, bu yüzden yasakları çiğnedi. Adına ister ödül diyelim, ister ceza diyelim dünyayı verdi insana,  ama dünya bile yetmedi. 

Dünyada yaşadılar, kurallar koydular, eğitim aldılar, eğitim verdiler, güçlü olmak için, güçlü kalmak için savaştılar. Öldüler, öldürdüler yaşamı değil hep ölümü seçtiler.

Yaradan, yer üstünde, yeraltında zenginlikler verdi. İnsanca paylaşamadık.

Temiz su kaynakları verdi, temiz yiyecekler verdi hepsi kirletildi insan tarafından.

Toprağa zehir yağıyor yağmur yağdığında, eskiden bereket yağardı.

Zehir soluyoruz ciğerlerimize çektiğimiz her havada.

Çeşmelerden su değil kimyasal akıyor su diye, sadece bakıyoruz. 

Balıklar bile yaşadıkları sularda ölüyorlar.

Moda deyimle “çevre kirliliği” deniliyor yavaş yavaş ölümün adına.

Denizlerde balık yerine variller yüzüyor, su yerine petrol akıyor. Denizler olmuş fosseptik bir çukur. Yüz yüzebilirsen. İyot kokusunu çek içine çekebiliyorsan.   

İnsanların kendi elleri ile çevreye verdikleri zararlara bir göz atacak olursak, insanoğlunun kendi sonunu nasıl hazırladığını göreceğiz.

İşte bunlardan bir kaçı.

Evler, iş yerleri ve taşıtlarda; petrol, kalitesiz kömür gibi fosil yakıtların aşırı ve bilinçsiz tüketilmesi.

Sanayi atıkları ve evsel atıkların çevreye gelişigüzel bırakılması.

Nükleer silahlar, nükleer reaktörler ve nükleer denemeler gibi etmenlerle radyasyon yayılması.

Kimyasal ve biyolojik silahların kullanılması.

Bilinçsiz ve gereksiz tarım ilaçları, böcek öldürücüler, soğutucu ve spreylerde zararlı gazlar üretilip kullanılması.

Orman yangınları, ağaçların kesilmesi, bilinçsiz ve zamansız avlanmalardır.  

Normal şartlarda bunların hepsi önlenebilir ve azaltılabilir etkenlerdir.

Ama insan durmasını bilmiyor. Korkunç sona doğru hızla yol almaya devam ediyor.

İşin daha korkunç olanı yakın gelecekte sonuçlarının ortaya çıkacağı ve doğanın dengesinin de bu gelişmeler ışığında değişeceği gerçeği.

İnsanlar yıllarca çevreye ve doğaya verdiği zararın bedelini ödemek üzereler.   Geçtiğimiz yüzyılın ortalarında Avrupa’nın birçok şehrinde hava kirliliğinden ölümler yaşanmıştır.

Bunun sonucu olarak insanlarda çevre bilinci oluşmuştur. Ancak yinede insanın kendi elleriyle doğaya verdiği zarardan dolayı çevre kirliliğinin önüne geçilememiştir.

Ozon tabakasının incelmesi, hatta delinmesi, buzulların erimeye başlaması ve iklim değişikliklerine yol açması dünyamızı felakete sürüklemektedir.

Bunların hepsinin tek sorumlusu ise insanın kendi elleriyle yaptıklarıdır.

Aslında biz ölüyoruz, hemen şimdi değilse de yavaş yavaş tükeniyoruz farkına varmadan.

Allah bize yaşamı verdi biz ölümü seçtik.

Ölüyoruz farkında mısınız?

Yeni bir yazıda buluşmak dileği ile…

 
Toplam blog
: 264
: 396
Kayıt tarihi
: 28.07.14
 
 

1959'da doğdu. Sınıf Öğretmenliği okudu.1979'da Öğretmenlik görevine başladı. Hayatın; okumak, ya..